türkiye gündemi

    34.
  1. bu sabah suratımda her zamanki biraz "katalan mızmızlığı", biraz "az uyumuşluk sersemliği" ile gündemi kurcalıyorum neler olmuş diye...

    evet gazetelerin internet sitelerini, kafamdaki muhtemel tiraj sıralamasına göre tek tek inceliyorum...

    ve şuna kanaat getiriyorum; ne ideoloji, ne vizyon, ne gazetelerin hitap ettiği kesim fark etmiyor "çarçur haber" yayınlarken.

    şu kendini new age dervişi olarak tanımlayan, kitaplarını okumaya yada ne diyor acaba diye düşünmeye tenezzül etmeyeceğim lavuk ile sevgilisi olan orospu mankenin aşkı...

    50 metrelik olduğu iddia edilen, fotosu 50x50 olsa da yalan olduğu belli yılan...

    çarpım tablosunu ezbere bildiğinden bile şüpheli olduğum Aleyna tilki adında salak bir Amerikancı kız...

    ölümden dönen, göğüsleri silikonlu, bok gibi bir suratı olan irem derici denen zibidi bir kadın...

    bu ve popçu-topçu-manken tarzı dangalakça havadisleri ayıkladıktan sonra ortaya çıkanlarda ne rastlıyorum? seçim anketleri!

    Türkiye çapında düzenlenen bu panayıra bütün sazanların davetli olduğunun ilanı! Seçime daha bir buçuk yıl var ama olsun, "defolu", çürük mallar şimdiden satışa sunulmuş anlaşılan. Mallarda, pazarlama biliminde "product differentiation" denilen ürün çeşitliliği de sağlanmış. Üstelik hepsi el yapımı, "home made"...

    Son kullanma tarihi seçim günüdür ama "raf ömürleri" uzun sayılır. Ellemek, karıştırmak, mıncıklamak serbesttir. hiç ilgimi çekmedi!

    devam ediyorum bakalım neler var diye, yine Amerika dan kasırga haberi... bakalım bu seferki kasırgaya ne isim koyacaklar? geçen seferki kasırgada bazı koca götlü, beyinsiz Amerikan halkının ne kadar da salak olduğuna tanık olmuştuk, sanırım gözünüzden kaçırdınız!

    Hep kendimizi suçlarız, türk halkı cahil diye, doğrudur ama Amerikalılar da en bizim kadar cahildir.

    Her türlü salaklığı yalnızca bizim yaptığımızı sanırız. Oysa "eloğlu" da yapıyor.

    Türkiye'yi kasıp kavuran bir kitap, Türkiye'de altmışlı yılların "köylü modasını" da başlatan kitaptı, Mahmut Makal'ın "Bizim Köy"ü... Mükemmel bir "sosyal antropoloji" incelemesiydi ama büyük bir ihtimalle sosyal antropoloji yaptığını yazarın kendisi de bilmiyordu...

    Orada okumuş ve çok çarpılmıştım: Ay tutulmasında, Orta Anadolu köylüleri ayı bir ejderhanın yuttuğunu sanırlar ve bırakması için gökyüzüne ateş ederlermiş! Kırklı yılların sonları...

    Bu kafa, yetmiş yıl sonra Florida'da ortaya çıkmıştı.

    Hergelenin biri, gırgır olsun diye, oraları kasıp kavuran irma kasırgası sırasında Facebook'ta "kasırgaya ateş edin" diye bir şeyler gevelemiş. Tam seksen bin kişi okumuş ve paylaşmış, gökyüzüne gerçekten ateş edenler olmuştu.

    O kadar ki, polis "ateş etmeyin, o şekilde durduramazsınız" şeklinde bir duyuru yapmak zorunda kalmıştı. Bizimki "yurdum insanı" olunca bunlar nerenin insanı oluyorlar diye sormak isterim? umarım bu seferki kasırga esnasında halk bazuka falan kullanır, belki işe yarar...

    neyse devam ediyorum tıklamaya gerçekten haber bulabilecek miyim diye veee mars! evet mars ile ilgili her gün yapılan boktan haberlere yenisi eklenmiş, içeriğini okumaya tenezzül bile etmiyorum.

    Birçok enayinin hem de yüz binlerce dolarını almışlardı, "sizi Mars'a götüreceğiz" dümeniyle... Parasını peşin peşin bastıran şimdi umutla bekliyor sanırım ondan bahsedecektir...

    daha namuslu olanlar Mars gezisi değil ancak "stratosfer dışına çıkış" vaat ediyorlardı, eh, hiç olmazsa bu, zor ve masraflı olmakla birlikte "yapılabilirliği" olan bir yolculuktu.

    Bir de dünya yörüngesinde devlet kuracak olanlar vardı, bu devlete vatandaş topluyorlar, milli marş yazıyorlar, bayrak arıyorlardı... teranelere yenisi eklenmiş ama umurumda değil.

    başka bir yeri tıklıyorum, bilgisayarı ile evlenmek isteyen adam çıkıyor karşıma; New Mexico eyaletinden bir Amerikan manyağı, "bilgisayarıyla evlenmek için" mahkemeye başvurmuş. Gerekçe olarak "bilgisayarıyla manevi anlamda evli olduğunu" ve bunu resmiyete dökmek istediğini söylüyormuş. Bilgisayar "dişiymiş" sorusunun cevabı yok... kendisine siktir git" demişler, o da "anayasal hakkının çiğnendiğini" belirtmiş. Üstelik bu, sivil toplumun gerektirdiği bir hakmış. vay bee habere bak!

    devam ediyorum ama hiç bir şey göremiyorum; meral bacı, bir kaç ampul kafalı, 6 ok rozetli bir kaç dandik şahıs...

    haber niteliği taşıyacak hiç bir şey yok Türkiye'nin gündeminde!

    Beni hayretlere düşüren, basının bu tür zevzeklikleri en küçük bir eleştirel bakış, en ufak bir kuşku ve sorgulama katmadan yayınlaması zaten haberin içeriği değil.

    Çünkü sayfa doldurur, tamam da, azıcık da tartış be dümbük...

    Yabancı ajanslardan gelen çarçurları olduğu gibi sayfaya sallamak gazetecilik olmuş, kendilerini adeta bir çukura hapsetmişler. O çukurun bir duvarı "zebrayı kaplan ısırdı" haberleri, bir duvarı "şu bitkiyi sürün pipinize tansiyonunuz düşsün" şeklinde sağlık zırvaları, bir duvarı hükümet yada muhalefet şakşakçılığı...geri kalanını da zaten Emrah Serbes, Aleyna Tilki ve irem Derici el ele verip dolduruyorlar zaten.
    5 ...
  2. 24.
  3. tecavüzden kaçan gülay bursalı 10. kattan atlayarak öldü.

    aile ve sosyal politikalar bakanı olacak kadın "bir kere cinsel istismar yaşaması ensar vakfını karalamaya yetmez" dedi. ensar vakfında çocuklara tecavüz olayı yaşanmıştı.

    bu güzelim ülkeyi yaşanmaz hale getiren sizin gibi soysuz yobazlar yüzünden en vatanseverler bile bıktı bu çürümüş toplumdan.

    tabi artık "alıştığımız terör olayları" var:
    örneğin; iki gün üstüste 5 şehit geldi güneydoğu'dan, 10 eve ateş düştü. yalnız şükürler olsun bugün bomba patlamadı(!)

    gerici ve bölücülerin kirletmediği bir türkiye gündemi istiyorum, çok mu?
    5 ...
  4. 25.
  5. insanı her haliyle sarsan gündemdir.

    her gün vatanımızı korumak için bizim yerimize şehit olan asker haberleri..
    her gün gencecik kızlarımıza tecavüz eden serefsizlerin haberleri..
    her gün boğularak ölen mültecilerin haberleri..
    her gün aslında yanıbaşımızda olan savaşın haberleri..

    abi kendimi hep sert, korkusuz göstermeye çalışmiş biriyimdir, bakmayın burada yazdıklarıma. ama artık bunu da yapamıyorum.

    nereye gidiyoruz, nerede bitecek bu durum bilmiyorum.
    4 ...
  6. 35.
  7. türkiyede gündem çarkıfelek gibidir.

    çarkı kimin döndürdüğünü bilmek gerek.
    4 ...
  8. 50.
  9. bebekleri öldüren hastaneler, fettullah'ın ölümü, apo'yu meclise çağırma, tusaş terör saldırısı derken yine 3 günde 5 yıllık norveç gündemi kadar gündem oluşturduk, tebrikler...

    dünyada türkiye gibi güzel bir ülke yok valla...
    3 ...
  10. 2.
  11. ne sikik bir şeydir.

    deniz baykal'a seks kasedi komplosu
    kılıçdaroğlu'nun chp genel başkanlığına geçiş süreci
    akp ve komplo arasındaki bağıntı.
    maden kazaları
    madenciler güzel öldüler açıklaması
    ölmek madencilerin kaderlerinde var açıklaması
    filistin'e yardım konvoyu
    israil'in konvoya saldırması.

    başım döndü amk.
    4 ...
  12. 26.
  13. Bütün toplumu kucaklayan, herkesin türkülerinde kendisinden bir parça bulduğu ozan yetiştiremiyor artık bu millet. Sonra 'niye böyle olduk?'
    2 ...
  14. 1.
  15. Her 5-6 ayda bir ana başlığı değişen ve farklı kutuplaşmaları besleyen gündemdir. Zaman zaman kendisini din temelli laik/islamcı kutuplaşması şeklinde gösterip, ülkenin ikiye bölündüğü ve bir iç savaşın kaçınılmaz olduğu iddialarına yol verir. Bu ikilik gerçekten yoğunlaştığı veya kilitlendiği noktada ise milliyet ve etnik kimlik temelli türk/kürt ayrımına vurgu yapılır ve vatandaşlardan önceki temsilde giydikleri kostümlerini çıkartıp yenilerini giymeleri beklenir. milliyet konulu yeni bir iç savaş gündeme gelene ya da diyalog temelli bir çözüm söz konusu olana kadar devam eder bu müsamere.

    Aynı anda iki kostümü üst üste giymek ve iki oyunun repliklerini aynı anda okumak zor olduğu için de bu iki gündem aynı anda yaşanmaz. bunun bir diğer sebebi de bir tartışmada savaş çıkartacak kadar uç noktalarda görünen insanların diğerinde aynı tarafta olabilmesidir. olsa olsa sünni/alevi tartışması gibi ara ve daha küçük ayrımlar gündeme getirilip 1-2 ay laik/islamcı/türk/kürt kimlikleri dinlendirilir.

    bu kutuplaşmalar ülkeyi ilgilendiren uluslararası futbol karşılaşmaları sırasında etkisini yitirir, çünkü vatandaşın kimlik ihtiyacı izlediği maçta tuttuğu takım yoluyla güvenceye alınmıştır.

    birbirinin içine geçmiş etnik ve kültürel izler taşıyan bir coğrafyada bir anda herkesin bir taraf seçebilmesi çok zor olduğu için bu alternatif roller gereklidir. milliyet denen kavram ne kadar hayali ve kurgulanmış ise, türkiye'de bir insanın tam olarak laik veya dinci olması da o kadar zordur.

    aslında son derece yapay olan ve sadece biraz özen ve duyarlılık bekleyen bu konuları çözümsüz göstermenin tek yolu onları belli bir şiddet noktasına getirip konunun işlenme düzeyini belirlemektir. çünkü normalde insanlar internette ve sözlüklerde "karşı taraf"la bir araya gelip konuşmaktan çekinmezler. insanlar konuşunca gerçek çözüm ihtimali vardır.

    bu gündemlerin işlevi nedir? döngüsü nasıl belirlenir? bunu anlamanın tek yolu, bu tartışmalar olurken gündelik hayatta nelerin ters gittiğine ve özensiz bırakıldığına bakmaktır. gündemi belirleyen belirli bir merciyi işaret etmek ise çok zor.
    2 ...
  16. 51.
  17. istanbul'Da yaşayan bir ingilize "neden türkiye'de yaşıyorsun, kendi ülkende refah seviyesi üst düzeyde, burada ne işin var?" diye sormuşlar. o da cevaben "ingilterede her şey çok düzenli, ekonomi, eğitim, sosyal sistem, günlük olaylar. 50-60 yıl sonrasını tahmin edebilirsiniz. oysa türkiye'de bir kaos var ve ben bu kaosu çok seviyorum. 1 saat sonra ne olacağını kimse bilmiyor, gündem sürekli değişiyor. bu beni heyecanlandırıyor, hoşuma gidiyor" demiş.
    1 ...
  18. 3.
  19. habercilerin aç kalmamasını sağlayan gündemdir.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük