türkiye gerçeklerini anlatmadığı iddia edilen birçok dizi, türk edebiyatçılar tarafından yıllar önce kaleme alınmış hikayeler. bu da aslında onların bir zamanlar ülkemizde yaşandığını gösteriyor.
ama tabi sihirli annem, selena gibi diziler bırak türkiye, dünya gerçekleriyle çelişiyor.
eskiden brezilya dizileri sebebiyle, orada herkesin uşağı, şoförü ve hizmetçisi olduğunu düşündüren, fakat büyüdükten sonra (şimdiki zaman) karşılaşılan, türk dizileri sayesinde, medyanın ne yapmak istediği hakkında fikir sahibi olunması durumu.
-medyanın insanlara herşeyi tozpembe göstermesi
-medyanın insanları özendirmesi
-medyanın insanları aptallaştırması
-medyanın insanları duygu sömürüsü yoluyla soyup soğana çevirmesi (deniz feneri)
-medyanın kapitalizm dayatması.
-medyanın kültür yozlaşmasına sebebiyet vermesi.
gibi çeşitli başlık altlarında tek tek incelenmesi gereken durumdur.
Öncelikle dudaktan kalbe, aşk-ı memnu, yaprak dökümü üçlüsü ve sonradan bunların yanında stajyer eleman olarak sayılabilecek genclik ve çocuk dizileridir.
yani bu piyasa denilen şeyi anlamak için üretilen teoriler sosyal olaylar için de makul açıklamalar getirebiliyorsa şöyle diyebiliriz: bugün türkiye gerçeklerini anlatmıyor olabilir diziler ama yeteri kadar yayınlandıktan sonra anlattıkları şeyler türkiye'nin gerçekleri olmaya başlayacaktır.
çok teorisyenim bugünlerde.
üniversite öğrencilerini ele alan diziler.
tek sorunları aşkları meşkleri. hiç biri bir üç olmuyor. hiç biri ev kirasını ödemediği için evden atılmıyor. kandırmayalım kendimizi öle bi dünya yok.***