insan nasıl bir gelişimdir bu diye sorar. şunun şurasında devletin 100 yaşına girmesine ne kalmış biz hala gelişiyoruz. lan götü boklu hindistan uçtu gidiyor biz hala gelişiyoruz.
büyüdükçe şekli bozulan, içi boşalan ve deyim yerindeyse tadı tamamen kaçan hormonlu bir meyveyi anlatan ifade. işte bizim koca boşluğumuzu yol geçen hanı gibi büyüten ve tadımızı kaçıran gelişim.
elli yıldır duyduğum ve gerçekten gelişmiş avrupa ülkeleriyle karşılaştırdığım türkiyemi, ne yazık ki gelişmiş olarak göremiyorum. avrupanın gelişmiş ülkelerinden biri olan almanyada 16 yıl yaşamış biri olarak.. kendimizi aldatmaya ve inanmaya bayılıyoruz. bir elli sene daha geçse değişen bir şey olmayacağı çok açık ortada.çünkü gelişmemizi engelleyen güçlere tabiyiz. gelişmemiz için tam bağımsız olmak zorunluluktur.ne yazık ki ekonomi de dış siysetimiz de daha bir çok konuda dış güçlere bağımlıyız.
biz burada dalgamıza bakmaktayızdır
ama yeni yeni piyasalar açmaktayızdır bakınız gelişip serpilmekte bit pazarımız
emrinize amadedir bankalarımız
yalandır kredi yolsuzlukları
tefeci yoktur türkiyaaamızda
demokraaaaasi çoktur yurdiyamızda
amerikan copları ardiyamızda
adalet diyerek tutturuyolar
aklımızı fikrimizi fırttıyolar
işçiyi köylüyü hop ettiriyolar
gençlerimizi polise cop ettiriyolar
hop ettire cop ettire
ne olacak sonu aziz yurttaşlarım ne olacak sonu?
saçmalıktır. türkiye gelişmekte değil geriye doğru br dönüş içerisindedir. iktidar partinin başarısız ve herkes tarafından alışılmış politikaları devam etmekte, ekonomi yokuş aşağı freni patlamış bir kamyon misali yoluna devam etmekte, dış borçlanmalar hızla sürmekte ve dış borçlanmayı başarmanın bir başarı olabileceği söylenmekte ve borçlanarak ülke ekonomisinin düzelebileceği hergün dile getirilmektedir. yılların iktidar olamamamış hatta muhalefet dahi olamamış sözde muhalefet ismi kendisini şaşırmakta! atatürk ün ilkelerine zıt koşmakta ve çarşaflıları partisine kazandırmak için orasını burasını yırtmakta, muhalefet olabilmeye çalışmak yerine aynı bokun fındıklısı olmaya çalışmaktadır. meclise girmiş olan pkk yandaşları istedikleri gibi atıp tutmakta ülkemizin doğusunu kürdistan olarak dile getirebilmektedir. ancak kimsenin sesi çıkmamaktadır. üniversitelerimizde eskiden olduğu gibi istenmeyen olaylar yaşanmakta ülke hızla kaosa sürüklenmektedir.işsizlik her geçen gün artmakta kredi borçları tavan yapmaktadır. ye kürküm ye senaryosu gözler önündedir. atı alan üsküdarı geçmekte, ancak bu ülke değil gelişmek olduğu yerde bile sayamamaktadır.
dünya nın en büyük 15. ekonomisine sahip olan bir ülkeye gelişmekte olan bir ülke denilemez. biraz haksızlık edilmiştir. neyse öyle diyelim de daha çok çalışalım. rehavete kapılmayalım. hatta daha da teşvik edici olsn diye "türkiye dünya nın en az gelişmiş ülkesidir", diyor ve kaçıyorum.
bu kadar istikrarsız düzene sahip bir ülke gelişemez. iki adım ileri atarız bir adım geri*, bizim yapımız bu. enflasyon düşmez, ülke sorunları 20 sene öncekiyle aynı olur, hala avrupa birliğine girmeye çalışırız.
bu arada bu girdiyi saklayın, 20 sene sonra bakın, aynı sorunlar yoksa hala insan değilim.
50 senedir, geri kalmayı kendine yediremeyen yöneticilerin, kitaplara soktuğu cümler. öğrencilik hayatı boyunca okumayan öğrenci kesinlikle bulunamaz. fakat; yıllardır amerikan uşaklığı yapan ülkem, gelişmek bir yana, gerilemiştir.
doğru önermedir. gelin görün ki; gelişmekte olan ülke sıfatı pek de sevinilecek bir sıfat değildir. şöyle ki; gelişmekte olan ülkeler, gelişmiş ülkelerin bir nevi taşeronları vazifesi görürler ve onların üretim zincirlerinde bir halkayı oluştururlar. başka bir deyişle, az gelişmiş ülkeler ve üçüncü dünya ülkelerinden "sömürülen" * hammaddelerin, işlendiği ve nihai ürün haline gelmeden önceki son durağı olan ülkelerdir.
velhasıl kelam, türkiye gelişmekte olan bir ülkedir, evet. ve her gelişmekte olan ülke gibi, gelişmiş ülkeleri kalkındıran bir ara duraktır. maalesef..