bu başlığı okuduktan sonra bloomberg ht'yi açıyorum ve euro'nun 2,400 doların ise 1,730 tl olduğunu görüyorum,dünyaca ünlü tek bir markası bile olmayan,asgari ücretin 260 euro civarı olduğu** o iyi ekonominin iyilik kavramından ne anladığını merak ediyorum.tabi 20002 den bu yana bir büyüme var fakat bu büyüme halka çok çok daha olumlu yansıyabilirdi ve bu gün belkide akp yüzde 50 değil yüzde 80 leri bile görebilirdi..
geliri giderlerine yetmeyen insanların yaptığıdır. hocam şimdi anlatıyorlar yok büyüdüydük küçüldüydük kur dalgalandı da duruldu koşuk ardından yorulduk filan iyi güzel hoş da. sıradan vatandaş için ekonomi dediğin şey cebine giren para ile çıkan para arasındaki farktır. o adamın cebi cari açık veriyorsa sen ona "böyle iyi ekonomi amerikada bile yok olm" desen de fayda etmez. ekonominin iyiye gittiğine inandrırabilmek için "asgari ücret/ekmek" endeksinin yükseldiğini göstermelisin.
Gösterge faiz üzerinden şirketler özel firmalar birbiriyle veya devletten borçlanır. Türkiye'nin sorunu bu değildir şu anda. Türkiye'nin sorunu cari açık nedeniyle ipi ucunun bucağının kaçıp kaçmamasıdır. Piyasadaki likidite artacak olursa cari açığın ipi ucu bucağı kaçacak inanılmaz bir devalüasyonla Türk ekonomisi göçecektir.
MB, bir aydır likiditeyi kısmak için çırpınırken dün yaptığı saçmasalak hareketle hem likiditeyi kısıp büyümeyi frenleyelim enflasyonu düşürülim cari açık daralsın demiş hem de likidite dolsun piyasa, yurtdışı durgunluktan etkilenmesin diye bi de ters hamle yapmıştır. Buna karşılık yabancı yatırımcıların kafası MB'nin ne yapmak istediğini anlayamayıp allak bullak olmuş ve Türkiye'ye ilişkin yatırım politikalarını birden gözden geçirmeye başlamışlardır.
Paniğe kapılmaları halinde pılılarını pırtılarını toplayıp dövize geçip çekip gidecektir (ki borsanın düşüşü bunu gösterir borsaya bu nedenle bakılır yabancı yatırımcı kaçıyor mu diye); sıcak para da avucunuzdan kayan su gibi akacaktır o zaman ekonomi batacaktır. Sorun burdadır, gösterge faiziyle ilgili bir durum yok ortada,o yandaş medyanın düşen her şeyi harika gibi göstermesinin neticesidir. Kırılganlık dediğimiz budur.
Ve borsa hala %3.70 kayıptadır. Borsaya niye bakılır? Yabancı yatırımcı çıkıyor mu diye. Ve netekim çıkmaktadır.
Piyasanın overnight faizle doğrudan ilgili olmadığını görenlerin kabullenememesidir.
Overnight faiz likiditeyi azaltmak veya çoğaltmak için kullanılır. MB'nin silahlarından biridir. Direkt ekonomiyi etkiler. Gösterge faiz bunlara göre şekillenir. MB'nin overnight'ı yükseltmesi likiditeyi kısmak amaçlıdır. Bu da ekonomiyi durgunluğa götürür. Buna karşılık MB politika faizini gevşeterek bu sefer de likiditeyi arttırmak istemiştir. işte kafaları karıştıran durum budur. MB'nin panik içinde olduğunu bu karmaşık durum göstermektedir.
Gösterge faizin bununla bir alakası yoktur. Kafanıza dildo düşse aa bak ne güzel düşüyor diye sevinmenize benziyor bu durum. Her düşen ille iyi bi şey ifade etmez. Daha önce de denildi ordan burdan makyajlanarak yayınlanmış verilerle kırılganlığı örtüp insanları yanlış bilgilendirmeyin.
Bir yanlışlığın olmadığı durumdur. Gecelik borçlanma faizi %1.5'den %5'e çıkmıştır.
%8.50'ye düşen faiz, Merkez Bankası'nın bu müdahaleleri neticesinde piyasaların tepkisiyle oluşan gösterge faizdir (bkz: benchmark interest rate). Piyasada kredi alma bono alıp satma gibi işlemler için temel oluşturan faizdir.
insanın kendisini yüce görmesiyle de ilgili fakat aynı zamanda da aciz olmasından kaynaklanan çelişkili bir durumdur, kabullenememek. eşinin boşanma davasını yediremeyip cinayet işleyen erkekler var. duymuyor muyuz, görmüyor muyuz.. kabullenememek insana her şeyi yaptırabilir. üstüste defalarca reddedilmek o sırada hiçbir şey ifade etmez. zira kabullenememe daha baskın çıkmıştır.
yadsıyamadığımız gerçekler bunlar. ama artık aşmamızın vakti gelmedi mi? toplum olarak kabullenme duygusunu öğrenmeliyiz.. fakat biz bu duyguyu hep farklı şeyler için kullanıyoruz.
neymiş efenim türkiye ekonomisi büyümüş abicim ben aldığım benzinin, yediğim ekmeğin, ödediğim faturaların hesabına bakarım. ben açkarnımı bile zor doyururken yemişim büyüyen ekonomiyi.
Borsaya bakanların değil merkez bankasının durup dururken faiz indirmesini görenlerin gördüğü gerçektir.
Daha bir ay önceki toplantısında kredi kullanımlarını azaltarak ekonomiyi sogutmak istediğini gözümüze sokan MB, daha lafı soğumadan politika faizini aşağı çekip yurtdışı şoklara karşı durgunluğu engellemek adına herkesi ters köşeye yatırmıştır. Güya faiz koridorunu daraltarak olayı dengelemeye çalışmıştır ama aslında gerektiğinden çok erken davranmıştır.
Gerçekten iyi giden bir ekonomide bu kadar tırsık ve ani hamleler ürkütücüdür ve yapılmaz. Türkiye ekonomisi her aklı başında insanın da söylediği gibi çok kırılgandır ve artık hazırdan yeme dönemlerinin sonuna feci şekilde yaklaşmaktadır.
"türkiye ekonomisi" diye bir şey yoktur; kalmamıştır.
bu yüzden iyi ve kötü olması söz konusu olamaz.
2002 cari açık: 626 milyon$; 2011- 48.4 milyar $.
(istatistik; para dergisi, 15-21 mayıs 2011 sayısı, prof. dr. nevzat saygılıoğlu'nun yazısında)
bankacılık sektöründeki yabancılaşma oranı bile %50 nin üzerine çıkmıştır.
vakıf bankın ve halka bankasının da satılmasının ardından bu oran %70'i geçecektir.
çiftçi envayi çeşit kredilerle bu bankalara gebe bırakılmıştır. bugün hasatı, yarın da toprağı icra ile elinden alınacaktır.
maden ocakları olduğu gibi kanadalı, amerikan ve ingiliz devlerinin emrine girmiştir.
sanayide neredeyse tek bir çöp türk malı kalmamıştır.
ve dikkatinizi çekerim.
yerel gıda marketlerinin dışında ulusal anlamda çalışan "tek bir" perakende devi bile kalmamıştır(şok u saymıyorum küçük olduğu için).
e şimdi haliyle Türkiye de kriz çıktığında sadece sınırlı sayıdaki yerli üreticiler, işverenler ve esnaf etkilenir.
düşünün şimdi
türkiyede bunca ecnebi dev varken ve alternatifleri de yokken ve arkalarında da zor zamanlarda zararlarını finanse edecek muazzam güce sahip patronları varken neden etkilensinler?
biz mecburen onlardan alışveriş yapacağız. hem de otomobil parçasından, buğdayına şekerine kadar..
neden krizden etkilensinler?
e onlardan başkası yok bizim ekonomi de.
haliyle onlar etkilenmeyince biz de etkilenmeyeceğiz.
tabi kısa bir süre için.
elbet reklamlar bitecek.
bu memleketin anasını ağlatacaklar.
avrupa birliği dünyanın parasını döktü yunanistana.
biz aynı duruma düştüğümüze bir tekme de onlar vuracaklar.
geç varacaksınız farkına,
çünkü Allah ile aldattılar sizi.
heyhat süpürge sapından ekmek yapılıyordu bu memlekette amına koyayım...
oysa şimdi pasaportlar cebimizde dünyayı dolaşıyoruz.
her aile haftada bir yurtdışına çıkmalı bence. misal biz ailecek geçenlerde cibuti'ye gittik. orada nefis türk yatırımları var, türk okulları var, mutlaka görmelisiniz.
ayrıca bankalar eskisi gibi faiz vermiyor, mevduatta bir sürü param birikmiş, bankacıya sordum "uluslararası fonlarda değerlendirelim" dedi.
ama kanmadım tabii...uluslararası fon demek israil demek, bizim mavi marmara mücahitlerinin henüz intikamı alınmamışken olacak şey mi?
ben de yarısını menzil tarikatına diğer yarısını ise bank asya'ya yatırdım paranın...
ekonomimiz süper maşallah.
tabi bunda allahtan korkan akp iktidarının rolü büyük.
bundan önce kimler yönetti ülkeyi?
tabi namaz kılan adamlar iş başına gelince bereket arttı.
he bir de askerin harcamalarını kestik tabii. pis asker n'olacak. pekaka'yı bile bitiremedi. ama bakın biz bitiricez işallah. kemal burkay beyefendiyi bunun için getirdik yurda.
hazır herşey bu kadar iyiye gidiyorken bence halifeliği de geri getirelim.
söz makam arabası mersedesi benden halife efendimizin...