ülkenin ekonomisinin iyi olmasının, liberal iktisadî hayata yansıması gerektiğini sanan insanların durumudur.
norveç dünya ülkeleri arasında ekonomisi tavan yapmış ülkelerden olmasına karşın, ekmeğin fiyatı 3 tl iken, sigara 15 tl'lerde seyrediyor. allah aşkına az bilin de konuşun kardeşim.
ben akp yandaşı birisi değilim! güttüğü kamu politikalarının da yarıdan fazlasını sert bir şekilde eleştiririm zaar.,
ama yiğidi öldür hakkını yeme birader!
düzgün gelir dağılımı yerine, zengin sayısı ve fakir sayısı artarak büyüyen ekonomidir. bu yüzden genel (düşük gelirliler) için anlaşılamayan bir durumdur.
vergiler hariç asıl degeri yaklaşık 130 bin tl olan audi q7 modeline yaklaşık 180 tl vergi daha ekleyerek, bu araba için toplamda 310 tl alan devlet'in ekonomisi pek kötü olmasa gerek.
edit: akp'ye kızmayla alakalı bir şey degildir, hangi hükümet başa gelirse gelsin nedense ilk arttırdıgı vergiler olmakta ve buna halkımız da düşünmeden boyun egmektedir. bu tarz olaylara sadece halkın elde ettigi faydaya dayalı analiz üzerinden yaklaşıyorum.
bir yerlerimize giren zamlardir pardon guncellemelerdir. 4.25 e mazot almaktir,alkole tekele zammi dayamaktir.elektrige,dogalgaza temel tuketim mallarina zam yapmaktir.ekonomi iyidir tabi her sekilde halka maledersen.
türkiye'nin ekonomisinin sıcak parayla döndüğünü bilen herkesin ortak düşüncesidir. şöyle de bir şey var. elinde 10 tane ev var aylık 1.000 liradan her ay 10.000 lira gelir getiriyorlar. sen bunları toptan satarsan o an için ekonomin hareketlenir, paranın amına koyarsın. ama vakit geçtikçe ve o para azaldıkça göte gelmeye başlarsın. burada püf nokta eldeki paranın nereye harcandığı. 2000 lira kira getirecek evler alabiliyorsan sıkıntı yok.
10 yil önce de kemal Derviş'in mirasını yıyo ak parti diyorlardı. Bunu diyen ama şimdilerde bir numaralı ak partili olan insanlar tanıyorum.
Şimdi bu ak parti karşıtlarının politikadan anladığı şey hizmet ve ülke kalkınması değil. Onların anladığı kendi ideolojilerinin hüküm sürmesi ve kendilerinin, çoluk cocuklarının ise girebileceği, yararlanabilecekleri bir hükumetin olması. Onlar sadece bunu önemser. Ak partiye yandaşlarını kayiriyo, peskes çekiyor demeleri de bundandir. Kisi kendinden bilir isi...
mesela çin dünyanın en büyük ekonomik güçlerinden biri ancak 1 milyar 300 milyonluk çin'in orta ve üstü sayılabilecek sınıfları 200 milyonu geçmez. geriye kalan halk ise çok düşük ücretlere çalışan fakirlerdir. şimdi bunun türkiye ile ne alakası var olayına: türkiye'de son dönemlerde ekonomisiyle övünüp duruyor ya ama halka yansıyan tarafı ise hiç de rasyonel değil. ha millet sesini çıkarmıyor diye bunu ekonominin iyi gittiği anlamına bağlayamayız. çin'de olduğu gibi insanlar sesini çıkartmaktan korkmaktadır. çıkaranlarda ne gariptir ki aydın, okumuş kesimdir. yani eylemlerde, ezilen alt sınıftan insana rastlamak çok zordur. kişi ne kadar cahilse o kadar korkar derler ya doğrudur. acı ama gerçek.
bir de diyorlarki: siz savaş çığırtkanlığı yapıyorsunuz, halkı galeyana getirip sokaklara dökmek istiyorsunuz. yahu ortada mükemmel bir türkiye var ve millette kendi kendine mi kaşınıyor? zaten halk, devamlı nefesini iktidarın ensesinde hissettirmesi lazımdır. yoksa iktidarlar her yaptıklarının doğru olduğunu düşünüp tiranlaşmaya başlarlar şimdi olduğu gibi.
dünyanın en pahalı; benzini, interneti, suyu, doğalgazı,elektriği ve dolaylı vergisi sende olsun sonra da herşey mükemmel siz abartıyorsunuz de. yaşamı devam ettirmek için geriye ne kaldı? ya millet ucu ucuna yaşıyor eksta bir sağlık, arıza, tamir veya buna benzer masrafı çıksa ekonomisi aylarca düzelmiyor. ee ekonomi bozuk da bu arabaları, evleri kim alıyor? dendiğini duyar gibiyim. neyle alıyor? 36 ay, 120 ay, 240 ay banka kredisiyle alınıyor bunların çoğu. görürsünüz bu geri ödemeler bir gecikmeye başlasın domino taşı gibi önce halk sonra bankalar sonra da devlet zor duruma düşecek tıpkı amerika'da olduğu gibi.
şöylede söyleyenler var: avrupa krizde biz değiliz. yok ya öyle mi diyorsun canım benim? avupa rasyonalist düşünüyor, sorunu görmezden gelmek, hakla duyurmamak, oy kaygısı duymak gibi şeylerle hareket etmiyor. biz de ise adam ölür yok abi ya ölmedi. nerden çıkarıyorsunuz? derler sonrada 3 ay sonra abi ölmüş ama siz üzülmeyin diye o ara demedik. yahu bir laf vardır: yas'ı ölüm tazeyken tutun. 3 ay, 1 yıl sonra tutarak ertelemeyin bu daha zararlıdır, derler. ekonomide böyledir sorunu görmezden gelir, hep ertelersen daha büyük bir zararla anında çökebilirsin. yok olmassın merak etmeyin. dünyada kim yok olmuş ki bu yüzden türkiye yok olsun. yaşam standartın yerlerde sürünür epey zaman o kadar.
ve son olarak: türkiye hiçbir zaman 3.ve 4. dünya ülkesi olmadı ki şimdi olsun. tabiki ekonomisinin az veya çok belli bir standardı vardı. ama türkiye'nin hangi tarihinde son 10 yılda alındığı gibi dolaylı vergi alındı. bu kadar çok özelleştirme yapıldı ve bu kadar çok gevşek, güvensiz arap sermayesi girdi. o araplar bir çeksin o sermayeyide görün bakalım inşaat sektörü ne olacak?
iktidarın derdi, halkın ekonomik refağını yükseltmek değil, kendi sistemini oturtmak için sermayeyi ele geçirmektir. bunu yaparken de göz boyamak için yapılan suni ekonomik gelişmeleri, gerçekmiş gibi halka yutturmaktır.
neymiş efendim dehşet biçimde inşaat sektörü gelişmiş. ha tabii çocuk kandırın. gelişmiş ülkeler artık seri bina yapım işini 2. dünya ülkelerine bıraktı. kendileri bilişim sektörü otomobil yapımın vb sektörlere ağırlık verdi. yani yükte hafif pahada ağır şeyler. vestel çıkmış avrupanın en büyük beyaz eşya üreticisiyim diye övünüyor. amerika'da bir ıphone'u 2 milyara sana satarak senin son model no-frostuna toz yutturuyor. nakliyat, giderler zart-zurt giderlerle o buzdolabı sana çok fazla kar sağlamazken avuç içi kadar telefon çok daha büyük karlar getiriyor.
geçen google'nın merkezini gösteriyorlar belgeselde, ya toplasan 500 kişi değil ama dünyanın en karlı işlerinden biri. biz de övünelim almanyanın döner ihtiyacını biz karşılıyoruz bıdı bıdısı..vb.
not: elimiz de geleceğin dünyasının en büyük gücü olacak tarım var ama maalesef onu da kötü politikalarla yok edecekler....
bir ülke ekonomisinin iyi olması için gelir dağılımının adil olması gereklidir.
türkiye'de böyle bir durum yoktur. zorunlu olarak kölelik yapan insanlar ve bu zorunluluktan ekmek yiyen yatırımcılar ve bu zorunluluğun devamını sağlayıp cebini dolduran akp vardır. bu kadar basit. türkiye'nin büyümesi, güçlenmesi bunların hiçbirisi tek başına bir anlam ifade etmez, önemli olan ortalama vatandaşa nasıl yansıdığıdır. iflas etti dediğin yunanistan'da bir kaç ay dişini sıkıp araba alabilirsin, türkiye'de alamazsın. bu kadar basit ve nettir. isteyene ortalama insanın alım gücü üzerine binlerce örnek verebilirim.
normalde 1 ay yeten paranın artık 15. günde bittiğini gören vatandaşın halidir.
bazı gerzekler, vatandaşı istatistik veriden ibaret sanıyor. sokağa çıkmıyor. borçlar azalıyormuş. ulan be gerzek oğlu gerzek, vatandaki tüm para eden yerleri satarsan tabi borçlar azalır. sen hiç dengesiz özelleştirme diye bir şey duydun mu? yeni hükümet mottosu " ah şu vatandaşlar olmasa ne güzel ekonomiyi yönetiriz" mi? yandaş olayım derken, gerzek olmanın gereği yok.
bozgunculuktur. çünkü şahane, yunanistan bile bizi kıskanıyor, "önce bizim milli gelir seviyemize gelin sonra bizi eleştirin" diyor. tamamen çekememezlikten. yoksa süperiz, suriyeden girer arnavutluktan çıkarız. araya bir de türkü okuma ana fikirli, beyaz sakallı türkçe olimpiyatı sıkıştırdık mıydı değmen bizim gamlı yaşlı keyfimize.