batıda incir ve seytin, güneyde narenciye, güney doğuda bakliyat yetiştirilir. karadeniz'de fındık ve çay vardır. trakya'da ay çiçeği, iç anadolu'da buğday ve pancar yetiştiriciliği yapılır. ege ve karadeniz'in bazı bölgelerinde linyit çıkarılır.
Dünyanın en büyük bilmem kaçıncı ekonomisi diyip yandaşlık yapmayın. Halkın yüzde kaçı katkı sağlıyor o bilmem kaçıncı büyük ekonomiye? Çay kaşığıyla verip kepçeyle alan bi sistemin içindeyiz hepimiz. Ha tabi siz o ülke ekonomisini elinde bulunduran yüzde 20lik kısımda değilseniz.
üretimin çok az olmasından ve dışa bağımlı olduğumuzdan ötürü iyi değildir. hangi alanda olursa olsun artık birşeyler yapmamızın vakti geldi. türkiyenin geleceği için z kuşağına üretim ve inovasyon ağırlıklı dersler verilip, yönlendirilmelidir.
1) dükkan kirası 1000 lira olana da 10000 lira olana da büyükşehirlerde 750, diğerlerinde ancak 500 lira, o da sadece 3 ay kadar kira yardımı yapabilecek kadar batıktır. kirası 300 lira olan garibana ise "sana da kiran kadar, al 300 lira" diyebilecek kadar batıktır.
2) pandemi yüzünden iflas aşamasına gelmiş, kredilerini ödeyemez durumda olan esnafa "gel sana faizle kredi vereyim, sgk borcunu da az birşey faizini silerek taksitlendireyim" diyecek kadar batıktır.
3) vatandaşa 8-10 ayda sadece 1000 tl verebilecek kadar batıktır.
Sistem sıkıntısı yaşıyor. Iktisat yasaları ile türkiye'de ki uygulamalar taban tabana zıt. Oluşan durum tipik bir yangına benzinle gitme vakası. Cari açığı azalt, bütçe açığını kapat, kamu kaynaklarını israf etme. Çok mu zor be kardeşim.
Avrupa'da satın alma gücünde 8. Sırada olan ekonomidir.
2002 de asgari ücrete 900 küsür ekmek alınırken, şu anda 1300 küsür ekmek alıyoruz.
Bu açıdan bakarsak ekonomi büyüdü.
Fakat dolar, euro, mazot, altın bazlı bakarsak ekonomi çok kötü durumda.
türkiye'nin de içinde olduğu g-20'nin içinde olan 18 ülke ikili ticaret anlaşması yaparken türkiye'nin katılmaması / dışlanması da ne kadar vahim bir durumda olduğunu gösteriyor.