2010 yılındaki yüzde 9 , 2011 yılındaki yaklaşık 8 büyüme rakamlarından sonra 2012'de de ekonomik büyümenin devam edeceği yönündeki beklentilerin ortaya çıkardığı durum.
özelleştirilen iskenderun limanlarından gelen gelirle gıdım gıdım arttırılan asgari ücretler ama bol keseden arttırılan milletvekili maaşlar ve çift hanelere çıkmış enflasyon göz önünde bulundurulunca üstelik 2012'de büyük bir kayıp yaşayacağını düşündüğüm imkb'yi de işin içine katarsanız oldukça güçlü durumdadır bundan iyisi olamazdı.
Dış ülkelere hayvan gibi bağlı olan türkiye ekonomosinin nasıl oluyorda avrupa ve a.b.d ekonomileri şuanda çatır çatır çatlıyorken türkiyenin ekonomisi iyi olsun bir kere ekonominin iyi olması için cari açığın az mümkünse 0 olması gerekir ama bizim ekonomide hiç öyle bir şey olduğunu görmedim sürekli artıyor.Bir kere beyaz eşya yada ufak giyimdir yiyecek dışında üretilip kullanılan doğru düzgün kullanılan bir malımız yok bindiğimiz her araba nerdeyse yurt dışı tabanlı
Uzun lafın kısası kendimizi pembe rüyaların içine koyup hayallere dalmayın Dünya ekonomisi ağlıyorken türkiyenin ekonomisi güçlenmez ancak ordan burdan gelen özelleştirme paralarıyla sıcak parayla ekonominin düzeliyor güçleniyor izlenimi verilir.
zorunlu tanım:inanmak istediğim ama inanamadığım durum.
bırakın o matematiksel saçmalıkları türkiye yerlerde sürünüyor 10 yıldır değil yıllardır. hangi iktidar fakirin-yoksulun yararına bir iş yaptı? matematik o kadar saçmadır ki istediğiniz şekilde şekillendirebilirsiniz. devlet bahçeli iyi adamdır ama yaptığı 40. yıl hesabı bunu göstermektedir.
babası para üstüne para koyunca, her aile ferdinin altına arabalar-arabacıklar aldıkça siz akp ekonomisini öveceksiniz. sokakta çöpte ekmek arayan her vatandaşı gördükçe bende size-sizin gibi yandaşlara küfretmeye devam edeceğim. ekonomisi güçlü olan vergi yoluyla vatandaşına tecavüz eden değil, sokakta kalmış yoksula ekmek bulan, bulmasına yardımcı olan, soğukta doğalgaz parası göte kaçmasın diye titreyerek uyuyan insanlara yardımcı olabilen devlettir.
sizin güçlü dediğiniz ekonomi, size her gün biftek ısmarlayan ekonomidir. afiyet olsun.
ev geçindirme derdi olmayan bir ergen ya da bir grubun koyu taraftarı olan kişinin söylediği cümledir. gerçeklik payı yoktur, kişilere zorla kabul ettirilmeye çalışılan bir görüştür.
türkiyenin 90lı yıllarda bir türlü başından savamadığı krizlerin nedenleri her ne kadar sürekli dış etkenlere bağlansa da ülke içerisindeki sürdürülemez iç borç dinamikleri ve düzensiz mali sistemleri göz ardı etmek mümkün değildi. mahalli idarelerin kontrolsüz harcamaları, kitlerin görev zararlarının kamu bankaları tarafından şeffaf olmayan şekillerde karşılanması, uyumsuz maaş oranları, düzensiz ve gereksiz kamu yatırımları gibi birçok sebep ülke ekonomisinin yıllar boyu sırtındaki kambur oldu. vergi oranlarının çok yüksek olmasına rağmen, verginin adaletsiz dağıtımı nedeniyle de gelirlerin önemli bir kısmı devletin eline geçemiyordu. devlet açıklarını kapatmak için para bassaydı, zaten yüksek olan enflasyon iyice fırlayacaktı. güven ortamı olmadığından yabancı yatırımlar da neredeyse yok denecek kadar azdı. bu kez iç borçlanma yolunu seçti hükümetler; ancak mükelleflerden alınan her 100 liralık verginin 72 lirası faize gidecek kadar yüksek oranlarla iç piyasaya borçlanmak zorunda kaldı.
yapılması gereken tek şey, ekonomiyi yeniden yapılandırarak istikrarın kalıcı olmasını sağlamak ve güven ortamını tekrar oluşturmaktı. kamuda şeffaflık, etkinlik ve esneklik esas amaçlardı. mali sektör yapılandırması için önce kamu bankaları daha sonra özel bankalar revizyona uğradı. bazı bankalar birleştirildi, bazıları satıldı. tmsf** kuruldu, bddk*** kuruldu. kesin bir siyasi taahhüt ile dalgalı kur sistemi uygulanarak enflasyonla mücadele edildi. devlet şeffaflığını arttırdı, kamu finansmanı güçlendirildi. ekonomide etkinliği arttırmak için çeşitli kanunlarla rekabet ortamı düzenlendi ve sosyal dayanışma ortamı geliştirildi. gerekli olan güven ortamı sağlanmaya başladığından itibaren gerek yurt içi gerek yurt dışı yatırımları ekonomiyi tekrar canlandırmaya başladı.
krizlerin başlamasındaki en büyük neden güvensizlik ortamıdır. ülkemiz açısından uzun sayılabilecek bir zamandır ekonomik açıdan büyük sıkıntıların olmasının nedenlerinin başında da güven ortamının olmaması geliyor. unutmamak lazım ki büyük bir ekonomiye, güçlü bir iradeye ve artık her şeyin farkında olan bir topluma sahibiz. güçlü kalmak için de birbirimize güvenmek zorunda olunan durumdur. alıntıdır fakat kendimden alıntıdır