Turkiye ekonomisi dunyayi aldatan bir durumdadir. Zamaninda yunanistanin euro birligine girmek icin yaptiginin aynisini yapiyoruz verilerimizi duzgun gostererek. Kisaca turkiye iyi durumda degil avrupa ekonomileri cok kotu durumda euro birligi dahi dagilma ve buyuk bir devri dalgalanma icinde olup kriz giderek derinlesmektedir.
Kısa ve öz, avrupada halk refah içinde yaşadığı için, fakat bunu biraz fazla abartığı için birazcık sallanıyor ekonomi (ama sadece belli ülkelerde) Türkiye'de ise halk sikiliyor zaten, öğrenci evinde 450 liralık fatura ödüyorum bunun 150 si vergi, ee bu devlet batarmı ?
türkiye ekonomisi tanimini netlestirmeden üzerinde fikir yürütmenin abes kacacagi düsünce öbegi. Simdi on yil önce peugeot partnere binerken bmw x3 e binmeye baslayan bacanak icin hic süphesiz iyi ama eski ford consul una ara sira benzin koyup bi yerlere gidebilirken simdi mobileti olsa benzin koymasi sorun haline gelen ömründe bir kere bile haftalik 45 saat mesai düzeninde calisamamamis her gün 12 saat calisip 8 saat üzerinden ücretlendirilen elektrik su telefon üzerinden ödedigi dolayli vergi yükü sürekli artan artmayan maas artislari nedeni ile artik kira ödemekte enikonu zorlanan dolayisi ile kendine ayirabildigi bütcesi sürekli gerileyen ben icin ise iyi degil hali ile. Yani bir isveren ya da zengin profili var bu ülkede gercekten memnun bir de sayica bunun katlari seklinde isci yada maasli insanlar. Simdi hangisinin türkiyesinde ortalik iyi tek bir türkiye yok ki arkadas.
Ekonomi olarak gittikçe büyüyoruz bu doğru ancak insanımız gittikçe özentiliğin vermiş olduğu hislerle harcama yapınca geçinemiyoruz moduna giriyor.
Her çocuğun elinde en az 1 milyarlık telefon, herkesin altında krediyle alınmış arabalar ve evler, herkesin evinde internet ve digitürk gibi lüks sayılabilecek şeyler varken biz geçinemiyoruz demeleri garip bir durumdur.
Özel sektörde 1 milyar maaşla iş hayatına giren bir çocuğun yaptığı ilk iş pahalı bir cep telefonu almak oluyor.
En lüks restorantlara gidip para bayılmayı biliyorsunuz sonra ay sonu geldi mi para çıkışmıyor diyorsunuz.
Yazımın özeti: Cebinde nakit paran varsa ay sonunu düşünerek ölçülü harcama yap.
Ekonomik büyümeler günübirlik şeyler değildir ileriye dönük uzun vade de geri dönüşü olan bir tür yatırımlardır diyebiliriz.
Avrupa insanı kaybettiği bazı lüksleri yeniden istiyor. Sinema, tiyatro, her akşam dışarıda yemek... Bizde zaten yok! Olmayan bir şeye ihtiyaç da duymadığımız için onların haykırışlarını gördüğümüzde kendi durumumuzun iyi olduğunu zannediyoruz.
boktan püsürükten işlere milyonlarca lira para harcadığımız halde hala batmıyorsak doğru olabilecek tespit. hırsızlıkları, vergi kaçırmaları vs saymıyorum bile.
Avrupa ülkelerinin bazılarından iyidir. Büyüme rakamları daha iyi oldugu halde yarısı etmeyeceği ülkeler de vardır. Mesela ingiltere on sene hiç buyumese, türkiye%5 büyüse bile on senede yakalayamayacağımız ülkeler arasındadır.
Avrupa'daki sıkıntı tamamen keyfi giderlerin karşılanamama sıkıntısıdır. yani öyle sizin bildiğiniz bir tür sıkıntı değil. yurtdışında bulunduğum süre italya'nın battı batacak dedikodularının tavan yaptığı döneme denk gelir. güneyinde(sözüm ona fakir bölgesi) kaldığım süre zarfında 4 kişilik bir ailede ortalama 3 araba(genelde fiat) vardır. haftada en az iki gün dışarda yerler ve 4 kişilik bi ailenin dışarda yemek yemesi yaklaşık 80 ile 100 euro tutar. o yemeklerden birinde şu diyalog geçer.
Ben: ee ekonominiz kötüye gidiyor ne olacak böyle?
italyan: valla biz de bilmiyoruz geçen hesap yaptık sanırım bir arabayı daha az kullanmamız gerekecek böylelikle üstesinden gelebiliriz. zor bir süreç.
ben: höng??1!!bir!
yani işler öyle sizin sandığınız gibi adamlar aç ölüyorlar biz ise huzur ve refah içinde yaşıyoruz durumu değil. amk 3000 euro maaş babası alıyor 2500 anası, ev kendilerinin, devlet okul gezilerinde amerika'ya bedava götürüyor amkerika'ya amk siz izmir'den şirinceye gitçeksiniz diye 50-100 lira bulmaya zorlanıyorsunuz. sonra vay efendim bizim ekonomi avrupadan iyi, onlar batıyor biz büyüyoruz yarak büyüyorsunuz afedersin.
Yukarıda da belirtildiği gibi tamamen standart farkından kaynaklanan sanal durumdur. Türkiye'de 1000 TL maaş alıp kirada oturan adam sadece işi olduğu için işlerin yolunda gittiğine inanırken yunanlı emekli 2500 Euroluk 13. maaşının (evet ekstradan 1 maaş) ödenmemesini kriz durumu olarak görüyor. yani anca belediye otobüsüne binebilecek parayı kazanan adam bmw'sini satıp ford focus almak zorunda kalan adma bakıp bu adamın durumu kötü deyip haline şükrediyor.
bu islerin sonu cok hazin olur. suudi sermayesinin sicak para pompalamasiyla olusan bu yapay mutluluk yakinda bitecektir. üretmeden satmadan oluşan bu yapay büyümelerin sonunu görmek isteyenler izlanda örnegini incelesinler. iki basit gercegi karsilastirin. türkiyenin gelirleri ve giderleri. aradaki fark hepimize giriyor. kapiş?
iktidar da tek bir siyasal partinin olması ve bunun yurtdışında bol olan sıcak parayı Türkiye ye çekmesinden kaynaklanmaktadır. Burda önemli sıkıntı yurtdışından gelen paranın fiziki yatırım (makina inşaat fabrika) olarak değil borsa üzerinden gelmesi ve ani bir krizde bu paranın kaçması. Bu para kaçarsa işte o zaman sağlam ekonomiyi görürsünüz.