bahsedilen köşe yazısını başlık altında bulamadım. çoğu kişi okumadan yorum yapmış gibi. o köşe yazısı şudur:
******************
izmir
türkiye'den sıkıldığım zaman izmir'e giderim ben.
simite gevrek deriz biz...
çekirdeğe çiğdem.
kordon elektrik aleti değildir.
kumru da kuş değildir bizim için...
yengen'i yeriz.
sen sigorta dersin...
biz asfalya deriz.
uzatmayız...
gidiyom geliyom deriz.
domates dediğin, domat işte.
evimiz isterse 800 metrekare olsun, balkonda otururuz. hıdrellez filan gibi mazeretler uydurur, sabaha kadar sokaklarda içeriz. bi oturuşta 60'ar 80'er midye yeriz, istifno severiz, cibez'e bayılırız; gece 3-4 gibi boyoz'a dalmazsak, kan şekerimiz düşer! boş lafa karnımız toktur bu arada, tırışkadan teyyare gibi atasözlerimiz vardır...
*
paraşüt kulesinden atlamayana kız vermezler; kızlarımızı da tavlayamazsın ha... canı çekerse, o seni tavlar! liseye giden kızının erkek arkadaşının olması kasmaz babaları; kendilerinin de kız arkadaşı vardı lisede... bak iddia ediyorum, okey şampiyonası düzenlense, izmirli kadınlar alır kupayı... erkekleriyle kahveye giderler çünkü... şaşırdın di mi? al buna da şaşır, nargile içerler... askılı giyerler, şortla gezerler, öküz gibi bakarsan, bi çakar, bi de duvardan yersin... gönül yazar'ız, sezen aksu'yuz; bir gül takıp da saçlarına, çıktı mı deprem sanırdın kantosuna, karantinalı despina'yız... sensin varoş! biz tenekeli mahallede bile el ele gezeriz.
*
erkeklerimiz de fena değildir hani... detaya girmeyeyim, ayhan işık, metin oktay, mustafa denizli mesela, bi fikir verir sana... ertuğrul özkök'ün kırdığı cevizleri okuyoruz; eşi kafasına ütü atmış... ayıptır söylemesi, mahsun kırmızıgül'le alişan'ı ayırt edemeyiz biz.
*
gülümseriz.
*
enginarın başkentidir; izmirlidir incir. kazandibi hemşeri... 78 çeşit köftemiz olduğu için, mcdonald's'ın bunalıma girdiği tek şehirdir... zeytinyağı severiz, dünyanın en boktan durumuna bile düşsek, zeytinyağı gibi üste çıkmayı daha çok severiz... sana ne birader, keyfimizin káhyasıyız, yazlıklara gitmek için 8 şeritli otoyol yaptık; güzelbahçe, seferihisar, urla, karaburun, çeşme, öbür tarafta dikili, foça, çipurayız... pak bahadur'u özleriz... durup dururken faytona bineriz, bi yere gitmeyiz aslında, öööle turlarız... hava güzel, daralırız, okulu ekeriz. mezun olduktan sonra öğretmeniyle kadeh tokuşturmayan öğrenciyi zor bulursun izmir'de.
*
siz sembol diyorsunuz ama, saat kaç diye saat kulesi'ne bakanı bulamazsın, altında buluşanlar bile zahmet edip kafasını kaldırmaz, birbirine sorar saati! rahatızdır... çocukları kemeraltı'da kaybederiz, alışverişe devam ederiz, esnaftan biri bulup getirir, çıkışta kemeraltı karakolu'ndan alırız... ağlayıp zırlamak bi yana, çoğu dondurmayı bitirmediği için ayrılmak istemez karakoldan, iyi mi... aceleye gelemeyiz! bir sene önceden duyurmaya başla, de ki, 22 ağustos saat 20'de tiyatro başlıyor... 20.30'da geliriz... sanatçılar da izmirliyse, tiyatro zaten 21'de filan başlar... uçak 6 saat rötar yapsın, istifimizi bozmayız, bizim için ekstra bira içme vesilesidir bu... kuyruk olmaz, çünkü kuyruk varsa, izmirli sıkılır, gider. pratiktir... 201 sokağı bulduysan, yanındaki 202'dir. tek tek isim vermeye üşeniriz.
*
35'imiz var.
35 buçuğumuz da var.
34 plaka gördük mü, kapışırız... arkadan sirenleriyle isterse cumhurbaşkanı gelsin, bana mı sordu, tarladan gitsin, makam arabasına yol vermeyiz.
*
özetle, arızayız!
*
erkek çocuklarına en çok "efe" adı konulan şehirdir orası... zeybek duyduğumuzda, içimiz cız eder, kalkar oynarız. hasan tahsin orada, kubilay orada, latife hanım orada, zübeyde hanım bize emanet, bize... mustafa kemal de, ağlar kadınlarımız... sokak sokak, bulvar bulvar, milli mücadele müzesi'dir... istanbul'daki gibi birinci ahmet çeşmesi falan yoktur orada... ankara'daki gibi cinnah caddesi, arjantin caddesi de bulamazsın pek... recep tayyip erdoğan kavşağı'nı teklif etmez hiç kimse.
kendisine ev sahibi olarak, ayla dikmen'in kordon'da üstü açık otomobille gezerken söylediği ve türkiye'nin anca yıllar sonra keşfettiği parçasını armağan ediyorum: "ben söylerken gülmedin mi? falımızda ayrılık var demedim mi? anlamazdın, anlamazdın...
******************
yazı okunduğu zaman görülür ki, ayrımcılık, bölücülük yaptığı falan yoktur özdil'in. başbakan'ın son yerel seçimlerde hiçbir belediye alamamasından sonra yakın çevresine sorduğu "neler oluyor izmir'de?" sorusuna bir cevaptır aslında. izmir'in farklılıklarını anlatmıştır. ve izmir'de neler olduğunu.
çok doğru bir yılmaz özdil yazısıdır. nereye gidecekti? diyarbakıra mı gidecekti? kesinlikle faşizm içeren bir şey söylemiyorum yanlış anlaşılmasın. diyarbakırlı arkadaşlarımızdan da özür diliyorum. ama mustafa kemal atatürk heykeli yakılan bir şehir dururken adam izmire kaçmasında ne yapsın? kaç şehir kaldı atamızı savunan, atamızın değerlerini bilen? tekrar söylüyorum. diyarbakıra özgü bir yazı değildir. yarın öbürgün ankarada, sivasta da aynı şey olsa söylerdim. izmirde de olsa aynı şeyi söylerdim. ama o zaman türkiye diye birşey kalmamış demektir zaten.
şimdi bu söylemin koca koca otobüslerin üstünde miting yapan bdp lilerin söylemlerinden ne farkı var. her iki tarafta çıkarları veya zevkleri doğrultusunda şehirleri türkiyeden soyutlamanın peşinde. şimdi bu lafı edersen gavur izmir diyen cenahlarada kızmayacaksın sevgili yılmaz özdil. elit sınıf oluşturma çabalarınızı hayretle izliyoruz.
birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde, ülke insanları arasında bölünme yaratacak sözlerdendir. o değil de "birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde..." kalıbını hep kullanmak istemiştim.
yobazlığın son ürünüdür bu cümle, selahattin demirtaş Türkiye'den sıkıldığım zaman diyarbakır'a giderim ben deseydi sen o zaman görecektin yılmaz özdil'i. nasıl saldırıyor, nasıl saldırıyor.
ak belediye olmayan başka illerde var türkiyemizde. eğer çok sıkıldıysa oralara da gidebilir.
izmir türkiye'nin şehri ve eğer türkiye'den sıkıldığında izmir'e gitme gereği duyan insan izmir'in farklı yerlerde olduğunu sanmaktadır.
ama fazla uçmayın her ilde olduğu gibi yere tüküreni de, sokakta öpüşeni de vardır bu şehrin. *