manyak mısınız kimse gitmesin oğlum. akpli çomarlar var.
ülkede kişi başına 1 adet koyun düşüyor zaten bir iş kurun bunları güdün viskinizi yudumlayıp asgari ücretle çalıştırın. açlıktan nefesi kokan bu tipler evine 2 kilo et alamazlar ama marmarayla övünürler siz de gül gibi geçinip gidersiniz.
pek de beklenen popülaritenin olmadığı başlıktır. ülkede metnini konu etmeden üstelik çok da sorunlu bir sistemi tüm imkanlar seferber edilip fair play ihlal edilerek anca geçirebilen bir iktidar var. ama karşısında da kendi kitlesi kadar, kimbilir, belki fazlası var. bu kadarlık bir farkı kapatmak için mücadele etmek herhalde bilmediğin topraklara gidip sıfırdan başlamaktan iyidir. ki ülke bu zor zamanlarda ihtiyacı olan kahramanları çıkartabildiğini de göstermiştir. bundan sonra yapılması gereken, kahramanların sayısını arttırmaktır. hayırlısı olsun.
Biz Suriyeli değiliz. Her zorlukta kaçılsaydı şuan Türkiye diye bir ülke olmayacaktı zaten.
Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır diyen başbuğun sözlerini yere düşürmeyeceksen kalacaksın savaşacaksın hakkın olanı geri alacaksın.
Yok ben dünya vatandaşıyım vs diyen varsa siktir olup gitsin zaten.
Kim nereye istiyorsa gidebilir benim bir yere gitmeye hiç niyetim yok. Yaşamak demek nefes almak demek değil. Ben kendi dilimde espri yapıp gülmedikten sonra ne yapayım.
Havası her gün yağışlı Britanya'da ya da güneşi olmayan Norveç'te veya böcek yiyen Asya ülkelerinde ne işim var.
Ben ülkemi savunmazsam kim savunacak. Elin ingilizi gelip sömürsün diye mi canını verdi o kadar insan.
Uzun zamandır düşündüğüm eylem. Siyasi sebepler değil, anti akp algısı değil tamamen ekonomik nedenler 5000 tlyle yaşamaktansa avrupa'da 1400 euroyla yaşamayı yeğlerim vesselam.
hakkında bir olay anlatmak istediğim eylem. eğer rant (#36459637) kısmını geçmek isterseniz, son paragrafı okuyabilirsiniz.
ifşa olmamak ve etmemek adına, isim vermeden bir olay anlatmak istiyorum. ben, dönemlik abonelik sistemiyle gelir elde eden bir program üzerinde çalışan 3 kişi arasındaki tek türk'üm. programın işlevselliği gereği; client, server ve websitesi olarak her bir kişinin sorumlu olduğu parçalar var. ben client'dan sorumluyum.
olayın geçtiği zamanın yakın bir geçmişinde ise ekip olarak, programımıza işlevselliği konusunda çağ atlatacak bir güncelleme getirmeye karar verdik. gerekli planlamaların sonucunda herkes herşeyiyle çalışırsa; 1 ay + 1 hafta test süresi gibi bir sürede biteceğini öngördük.
herkes çalışmalara başladı ancak 15. gün civarlarında çekme gücümüzden daha fazla ağırlık yüklendiğimizi farkettik. websitesinin çok işi olmaması sebebiyle bir şekilde yetişecekti. ancak server ve client programın doğası gereği komplike bir kod yapısına sahip. açığı kapatması için ise iki tane freelancer işe almaya karar verdik. server üzerinde çalışacak olan hintli bir öğrenci ve clientta bana yardımcı olacak; an itibariyle sektörde çok bilindik bir firmada, üst düzey sayılabilecek bir pozisyonda, aylık 10bin tl üstü kazanan ve 10 yıla yakın tecrübesi olan bir türk.
client, bilen arkadaşlar için söylüyorum; c# dilinde yazıldı. 7.0'a kadar gelen bütün teknolojiler en iyi şekilde kullanıldı ve c# kodlama kurallarına uygun yazıldı. her metodun başında düzgün bir şekilde özet etiketiyle açıklamalar yazılı. uzun lafın kısası, dünyanın neresinde olursa olsun; iyi bir programcının çok rahat bir şekilde üzerinde çalışabileceği şekilde geliştirildi.
neyse efendim bu türk abimize*, 1500$ önerdik, haliyle havada kaptı. 1 kişinin 100 saat civarında bitireceği işi 2'ye böldük ve 15 gün süre verdik.
bu abiyle iş dışında da muhabbet etmeye başladık, hatta kahve içip oturduk bile. 2 türk konuşursa konu ya futbola yada siyasete kesin gelir. bizde konu siyasete geldi. bu abimiz iktidardan ve halkın cahilliğinden dem vurarak; bu ülkeden gitmek istediğini, kıymetinin bilinmediğini ve yurtdışında aynı sektörde 20bin dolardan fazla kazanabileceği hakkında konuşup durdu. haklıdır-haksızdır ona sözüm yok.
15. günün sonunda abimiz hazırladığı kodu, bitcoin hesabıyla beraber yolladı. özet geçmek gerekirse; hayatımda okuduğum en kötü koddu. yazdığı kodun yarısının hiçbir anlamı yok, diğer yarısı ise yanlışlarla doluydu. async ile 50 tane aynı anda çalışan task başlatıyor, metodları invokelanmayacak contextde invokelamaya çalışıyor vs vs. kısacası; yazdığı kodu birebir kullanmamızın imkanı yoktu.
bakın bu adam türkiye çapında bilinen bir firmada iyi düzeydeki bir adam, altında onlarca hatta belki yüzlerce insan çalışıyor. bir çoğunuza "şu şirkette, şu işi yapıyorum." dese, dibiniz düşer ama adam tırt. öteki taraftan adama sorsanız avrupa/amerika onu bekliyor. bi siktir olup gitse türkiye'den microsoft, google, facebook, apple falan kapısında yatacak. *
çok uzundu okumadım: türkiye'deki rekabet eksikliğinden; 3bin, 5bin, 10bin, 20bin hatta 50bin liraya çalışan arkadaşlar; kıymetinizin bilinmesi umuduyla kapağı atmaya çalıştığınız o çağdaş ülkelerde anlık kapasitenizle çok afedersiniz ama birçoğunuza yerleri bile sildirmezler. *
arapça kökenli bir isme sahipseniz ve ten renginizle de bir ortadoğuluyu andırıyorsanız gideceğiniz x batı ülkesinde pek de iyi karşılanmayacaksınız. en iyisi mi? türkiye'de yobazların az olduğu ya da azalmakta olduğu yerlere gidip iş gücü yaratıp hayatınızın geri kalanını kaliteli bir şekilde yaşayabilmeniz. özellikle işgücü yaratmaktan bahsettim çünkü millet olarak üretmekten çok tüketmeyi tercih eder hale gelmişiz. Krizler fırsattır, artık üretim zamanı!
Sırf ülkedeki politikacılar yüzünden böyle fikri olan varsa geri kalanlar için gayet yararlı bir eylem olur. Siktir olup gitmek ülkenin kurtuluşu için bir çare olsaydı Atatürk itilaf devletlerinin baskısı altında kalmış bir hükümete sahip olan bu devlet için mücadele vermezdi. yallah