biz can sıkıntısından sağa sola saldırırken, adamlar yerleşik düzende kent hayatı yaşadıklarından ötürü, düşünmeye zamanları vardı. ilk ve temel sebebi budur. dünya üzerindeki en büyük ve antik kütüphane olan, iskenderiye kütüphanesinin;"kur'an da geçen konular, bu yazılan kitaplarda bulunmuyorsa yetersizdir ve kafirliğe yol açar." argümanıyla araplar tarafından yakılması da, bahsettiğimiz konuya kanıt niteliğindedir.
nasıl çıksın, adamların hayatı göçle geçmiş, göçebe atalarımız var, durdukları yerde bir rahat durmamışlar, o dağ senin, şu vadi benim dolaşmış durmuşlar, bilge adam olmak için biraz oturmak gerekiyor, sonra biraz da düşünecek bol vaktin olacak,, ergenekondan bu yana türklerin tarihine bakarsanız neden bir sokratesten daha çok gittiği yeri kendine benzeten kartal, kurt ve kaplan gibi dirayetli, çelik gibi adamlar çıktığını anlarsınız; adam derken, kadınları da böyledir.. ha bir de şu var, her biri kendi çapında ayrı bir sokrates zaten, ama fazla ciddiye almamışlar bu olayı, niye alsınlar hem, fethedilecek bir sürü kara parçası varken, oturup elini çenesine dayayıp senin benim ya da aristo amca gibi düşünecek değiller, bu adamlar icraat adamı, düşünmezler, düşündüklerini yaparlar, vesselam..