kendine ve ürettiği ürüne güvenmeyen, her zaman yabancının yaptığının ve ürettiğinin en iyi olduğunu düşünen insanın hayranlığıdır.
o kadar ileri boyuttadır ki yüzbinlerce dolar veripte alınan bir eşyanın aynısı yerli üretimde yarı fiyatına üretilebilirken hem devlet hemde özel kuruluşlar tarafından yabancı olanı her zaman için tercih edilir.
türk insanının ne kadar özgüvensiz olduğunu ortaya seren durum. sorsan çoğu milliyetçi olduğunu iddaa eder yalnız evinde türk malı olan hiç bir şeyi kullanmak istemez. ona göre avrupa'dan gelsin de çöp olsun , çok değerlidir. 3.sınıf avrupa ülkesi bile olsa oradan gelen çikolata bile bizimkilerden daha güzeldir. ' gavurlar yapıyor bizde böyle şeyler yok' diye kendi kendini yerer. almanya'ya gidip en vasat işlerde çalışanlara bile türkiye'de ' avrupa görmüş adam' diyerek kral muamelesi yapılır. asla bu ülkeye dair kültürü, geleneği beğenmez bir yandan da ' türklüğümle gurur duyuyorum' der. erkeği türk kızını eleştirir kezban der, bakımsız der, kısa boylu der yabancı kızlar her zaman kültürlüdür, güzeldir ve asla trip atmazlar. kadını erkeğine laf eder öküz der, kadın ruhundan anlamıyor der parası yok der gider çulsuz bir yabancıya çok aşık olabilir.
bir de bir kesimin sahip olduğu arap faşistliği durumu vardır. her fırsatta ' atatürk bizii cahil bıraktıı' ' neden alfabemiz arap alfabesi değil' diye kendilerini yırtarlar. müslüman olacağım derken kendi benliklerini kaybetmekten vazgeçmezler. tarih olarak çok daha şerefli bir tarihi olan bu milletten ziyade arap toplumlarını benimsemek isterler.
nedir bu bizim kendimize olan düşmanlığımız? bu asil millet ne zamandan beri bu kadar kendine güvenmiyor ne şevkini kırdı?
vardı bundan bizim bölümdeki bi malda da. anası britanya'lı bi eleman türkiye'ye okumaya gelmiş bi hırboyla sevgili olan, 40cm boy farkı olan ve tam bir gavat olan sevgilisine toz konduramayan normal bi türk kızı idi.