yol yakınken ülkenin geleceği için bir an önce atılması gereken adımdır. bilim yuvası olması gerekirken birer ahlaksızlık yuvasına dönüşen bu kurumların kapatılıp mesleki eğitime ilköğretim sonrasında başlanması gerekiyor.
gelin hesaplayalım. bir öğrenci üniversite kazanınca yıllık ortalama 700 lira harç ödeyecek. 700x8=5600 lira. burs alsa bu paranın fazlasını devlete geri verecek.
geçinmek için büyük şehirlerde minumum 700 liraya ihtiyaç var. hadi küçük şehirde okuyanları da hesaba katıp buna ortalama 500 diyelim. 500x10=5000 lira. senelik geçim maliyeti her şeyin aynı kalması koşuluyla 5000 lira. yani 4 yılda 20 bin lira.
evinden ayrı okuyanlar için seyahat kalemi de var.
yani bir üniversite öğrencisinin maliyeti 30 bin lira civarında ortalama olarak. bu parayla iş kurarsın biraz kafan çalışsa.
kaldı ki üniversitelerde doğru düzgün eğitim de verilmiyor. yeni mezunların hepsi çalıştıkça işi öğreniyorlar. al sana yeni bir maliyet kaybı daha. zaman kaybını saymıyorum bile. ahlakın yozlaşmasını zaten söylemiştim en başta.
yol yakınken kapatalım sayın başbakanım bu okulları. ilköğretimden sonra yetiştirelim kendi elemanlarımızı bu fakültelere gerek yok. tabi kader birliği yaptığım hakkari su ürünleri fakültesini ayrı tutuyorum.
üniversitelerdeki ahbap çavuş ilişkisini de düşünürsek geç kalınmadan bu kararın alınması gerekiyor. önden kapağı üniversiteye atan arkasından tüm akrabalarını dolduruyor okula. hani bilim yuvasıydı. resmen aile çay bahçesine çevrilmiş ortam.
toplumun düşünmeden ve sorgulamadan geliştirdiği gerizrekalıca toplum baskıları ve bu toplum baskılarının sonucu olan para tuzağını kaldırmaktır. yani olmayacak birşeydir, balıkçının balığa çıkmaması, çfitçinin tarlayı kendi haline bırakması vb. gibi bir şeydir.
not: en iyisi avrupa sistemi, düz lise yok 8 yıl temel eğitim bitiren herkes bir mesleğin lisesine gidiyor(inşaat, tamircilik vb. işler dahil) meslek liselerinden mezun olan herkesin işi oluyor elinde. kimse de siz türkiyeliler gibi çıkıp "aaaa üni okumamış cahil" "lise mezunu ezik" "elin kamyoncu parçası" vb. salak cümleler kurmuyor kendileri hakkında. çünkü adamlar aşmışlar aga bazı şeyleri; elbette çürük elmalar da çıkıyor ama sizin gibi üniversiteyi bir örf, adet olduğu için okumuş olmak için okumuyorlar/okutmuyorlar, evden kaçıp zincirleri kırayım diye okumuyorlar, sizin gibi ayda 10 bin euro maaş için okumuyorlar(çünkü zaten o maaşı alabilecek kapasitede çalıştıklarında o paranın zaten tadını adam gibi çıkaramayacaklarını biliyorlar) kendisine gerçek anlamda güvenen ve yüksek derecede bir yönetici, prfesör vs. olmak isteyenler okuyor üniverstieyi; ve bu adamlar her sabah okullarına giderken kendilerini geliştirmek için yapmak/öğrenmek istedikleri şeye sahip olmak için gidiyorlar. aynı zamanda adamlarda, "herkes yönetici olursa kim işçi olacak, herkes doktor olursa kim hemşire olacak" zihniyeti var. sizin zihniyetinizle zor bu işler biraz tabi.
