Diğer ülkelerde laiklik var mı bilmiyorum fakat ülkemizde laikliğin müslüman düşmanlığı olarak algılanması sıkıntılıdır. Gerçi herkes kendi inancına göre yaşasa desek mini etek veya bikini giyen kızlar müslüman erkekleri azdırmaktadırlar
laiklik diger ülkelerde aynıdır. Evrensel bir durumdur. ancak laikliğe karşı olan bazı gerikafalı yobazlar. soz konusu partinin alakasız olan taraflarını laikliğe yorarlar. Bilerek yaparlar hedefleri laikliktir yoksa...
bugun de bildiğimiz gibi her türlü şerefsizlikte üstnlerine olmayan bu sagcı gericilerin alıp veremedikleri tek şey laikliktir. yoksa ayakkabı kutularına ya da bi taraflarına para sokmasını devletin arazisini satmasını cok iyi bilirler...
Turkiye cahil bir ucuncu dunya ulkesidir. Bu sebeple turkiye de laiklik yoktur. Laiklesme calismalari vardir ancak basarili olunamamaktadir. Halkin buyuk bir kismi laikligi ahlaksizlik, dinsizlik sanmaktadir. Gercek anlamda laiklesmek zaten oyle kolay bir is de degildir. Belki Isvec bu konuda ornek gosterilebilir. Fransa'da cok agresif bir sekulerlik ornegi var, bu da rahatsiz edici. Bu tarz sosyal transformasyonlar agresif bir sekilde yapilmaya calisilinca dayatma olur ki her dayatmanin bir karsi tepkisi gozlemlenir.
ingilterenin müslümanlara dilerlerse şeriat mahkemesi kurduğu gerçeğine bakılacak olursa türkiyenin okula bile başlamadığı gerçeğidir. türkiye laik falan değildir. zorbadır.
Avrupa insan Hakları Mahkemesi (AiHM), türban yasağının insan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olmadığını bir kez daha karara bağladı.
istanbuldaki bazı imam Hatip okullarında okuyan öğrenci ve velilerin başvurularını değerlendiren yüksek mahkeme, istanbul Üniversitesi iktisat Fakültesinde öğretim üyeliği yapan Sevgi Kurtulmuşun talebini reddetti.
Şikayetçiler, imam Hatip okullarında ve üniversitede türbanla derslere girilmesine getirilen yasağın, eğitim ve din özgürlüğüne aykırı olduğunu ve ayrımcılık yarattığını savunmuştu.
Avrupa insan Hakları Mahkemesi, her iki başvuruyu da daha başvurunun kabul edilmesi aşamasında reddetti.
Yüksek mahkeme, kararını Leyla Şahin davası kararındaki hükümlere dayandırdı ve Türkiyede laikliğin spesifik önemine vurgu yaptı.
AiHM, Türkiyedeki Milli Eğitim Bakanlığı ile kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin kılık-kıyafet yönetmeliğinin, Avrupa insan Hakları Sözleşmesi ile uyumlu olduğunu belirtti.
Karar, Leyla Şahin davasının türban ve kamusal alanda kılık-kıyafet yönetmelikleri konusunda gerçek bir emsal olduğu şeklinde yorumlanıyor. Yüksek mahkeme, benzer konudaki başvuruların davalaşmasına izin vermiyor.
--spoiler--
rusya'dan: http://guncelhaber.org/ru...rda-turbana-izin-cikmadi/
''bizde böyle, işimize gelen bazı ülkelerde böyle'' gibi şeylerle olmuyor. en yetkili merci olan insan hakları mahkemesi bunun bir ayrımcılık değil, eşitlik ilkesi olduğunu söylüyor.
''ama onlar hristiyan'' gibi safsatalarla gelmeyin, bir yerin nüfusunda çoğunluk olan taraf hep baskın taraftır, türkiye'de başı açık olanlar mağdur ediliyor, uğmadıkları hakaret kalmıyor durumda.
nufus konusunda oldukça renkli olan fransa'dan örnek vereyim; bu yasak gelmeden önce, başörtüsü(türban) kullanan kişiler, çoğunluğunu hristiyan-beyaz-fransızların oluşturdukları topluluklarda hor görülüyor, alay konusu oluyordu; türkiye'nin şuan ki durumunun tersi.
bir düzene çıkar değil, salt insan yararı gözeterek bakın.
türkiye de laiklik bir özgürlük olmaktan çok kemalistlerin arkasına sığındığı bir maske haline gelmiştir. ayrıca muhafazakar kesime saldırılarda en büyük silah olmuştur ellerinde. maalesef.
diğer ülkelerde laiklik diye pek bir şey yoktur. en azından onlar laiklik diye bahsetmiyorlar anladığım kadarı ile.
sadece herkesin kendi inancını özgürce yaşaması olarak bahsediyorlar ama avrupa' da siyasetçiler vatikan' ın dediklerinden çıkmıyor.
ingiltere' de kraliçe kilise yönetiyor hiç bir şey denmiyor.
bizim ülkemizde ise bilinçli bir şekilde halkı dininden uzaklaştırmak için laiklik kavramını tam açmadan ve değiştirerek ülkemize soktular.
laiklik türkiye' de ilk telaffuz edilişinden itibaren din düşmanlığı ya da dinin kendi halinde bırakılması ve devletin kendi halinde olması anlamına gelmektedir.
bu yanlış tanımlama yüzünden halkımız yıllardır kendi dininden uzaklaştı.
Laik sistemde devletlerin dini olmaz,ve devletin tek görevi sadece din ve vicdan özgürlüğünü korumaktır.Gidip imama papaza maaş verip camii kilise yapamaz.
hiçbir fark yoktur. fark türkiye ile batı ülkeleri arasındaki mentalite farkıdır. laiklik her zaman din ile ters düşer, çünkü dine göre dini kurallar hayatın kuralları, yani hukuk kuralları, yani devletin kuralları olmak zorundadır. ortadoğu insanı bu gerçeği kaldıramaz.