adında adalet(!) ve kalkınma kelimeleri geçen bir siyasi partinin iktidar olduğu dönemde iyice çözümsüz bir hale getirlmiş bir rant ve köleleştirme -ama bazılarını zenginleştirme- sistemidir.
ben maalesef ki türkiyede çalışan bir sağlık emekçisiyim. 6 yıllık tıp fakültesi eğitimi, 6 yıllık pratisyen hekimlik yaşantım, 7 sene süren uzmanlık eğitimi denen asistanlık sürecim ve yaklaşık 2 yıllık mecburi hizmet dönemimde yaşadıklarım beni ziyadesiyle kendimden, yaşadığım hayattan ve ülkemden tiksindirdi. iğrenç bir yabancılaşma sürecinin artık sonlarındayım sanırım.
"hayvan gibi para alıyorsun lan bıdı bıdı etme" diyen arkadaşlar için maaşımı söylüyorum: 2200 tl.
bu 2200 tl benim yasal maaşım. 1400 tl miktarında "ek ödeme" denen bir maaş iyileştirmeye yönelik bir ödeme de alıyorum ve toplamda aylık elime geçen para 3600 tl. bu 1400 lira, yönetmelikler ile düzenlenmiş bir ek ödeme. yani garantisi yok. ülke bir ekonomik kriz içine girdiğinde rahatlıkla iptal edilebilecek şekilde planlanmış bir ödeme. en nihayetinde günümüz şartlarında 3600 lira bir ücret veriliyor.
işte burada 3. bir sistem devreye giriyor ey ahali. maaş+ek ödeme olarak aldığınız paraya ek olarak para kazanmak istiyorsanız "performans puanı" denen şerefsiz bir sisteme dahil olmanız gerekir.
performans puanı nedir?
performans puanı hastaneye başvuran hastalara yapılan her türlü işlemi puan ve dolayısıyla paraya dönüştüren bir sistemdir. http://www.bsm.gov.tr/doc...%C4%B0slemler_Listesi.pdf
listede görüleceği üzere her işlem belli bir puana karşılık gelir. ilk başta kulağa hoş gelen bu düzen zaman içinde para elde etmeye yönelik bir şerefsiz sisteme ve çarklarına dönüşmüştür.
listedeki işlemler incelendiğinde (kod numarasını vereyim de kolaylık olsun: 520.030) basit bir hasta muayenesinin 20 puan olduğu görülecektir. sadece poliklinikte 50 hastaya bakıldığında (ki dikkat ederseniz bakmak diyorum) 1000 puan elde edilecektir.
beyin cerrahisi ile ilgili işlemler listesine bakarsanız örneğin epidural hematom ameliyatı. bu, travmatik bir şekilde meydana gelen ölümcül bir durumdur ve oldukça risklidir. aynı listede 615.260 koduna karşılık gelen puanı 440 tır. yani bu amelyatı yapmayıp oturup 22 tane reçete yazarsanız aynı puanı alırsınız.
daha fazla para kazanmak isteyen bir doktor ne yapacaktır?
daha çok işlem yapacaktır. ama hangi işlemleri? elbette yükte hafif pahada ağır yani puanı görece yüksek işlemleri.
bu durum şunu doğurmuştur: endikasyon dışı müdahale. yani gerekmediği halde cerrahi girişim.
özel hastanelerde sıkça karşılaşılan sosyal bir felakettir bu durum. gereği yokken ameliyat edilirsiniz ve para getirirsiniz. zaten özel hastanelerin kurulma amacı para kazanmaktır. para kazandırmayan doktor işten çıkartılır. özel hastaneler en nihayetinde ticari kuruluşlardır ve para kazanma amacını güderler. özel bir hastanede işe giren bir cerrahın çatır çatır ameilyat yapması beklenir hastane sahibi tarafından.
kokuşmuşluğun zirvesi de mevcut hükümetin artık devlet hastanelerini bir ticari kuruluş olarak görmesiyle vücut bulur. sağlıkta dönüşüm adı altında sağlık bakanlığının tüm taşra teşkilatı "sağlıkta dönüşüm" adı altında genel sekreter ünvanı ile getirilen sözleşmeli ceo lara bırakılır. ceo lar kelime anlamı olarak da yapacakları sağlık kuruluşlarını ticari bir zihniyetle yönetmektir. yani kar ve para. yaratılan bu suni kadrolar maaşlarını nereden alacaklardır? elbette hastanede çalışan ve hastanenin döner sermaye havuzuna "puan" yoluyla kazandırdıkları paralar yoluyla emekçilerin sırtından.
bir gün bir telefon gelir dahili hattan, arayan elbette ceo dur. varoluş sebebini yaratmak mecburiyetindedir.
"bugün sadece 30 hastaya baktığınızı görüyorum sayın freud. hatta geçen ay çok az ameliyat yapmışsınız"
"afedersiniz sayın kıymetlimiss..yoldan geçenleri de ameliyat etmediğim için kasanıza para kazandıramadım, sonsuz kederler içindeyim..affedin beni"
bu arada tabii performans puanları direkt olarak maaşa yansımaz. onu söylemeyi unuttum. bir hastanedeki tüm doktorlar puan yapma yarışında puan toplarlar. ay sonunda hastanenin ortalama puanı açıklanır. eğer sizin topladığınız puanlar hastane ortalamasının altında kalmışsa değil döner sermaye, kuruş bile alamazsınız. sürekli daha fazla puan yapıp ortalamayı geçmeniz gerekmektedir.
poliklinikte kapının önünde bekleyen ayşe teyze lcd ekranda ismini görür. sevinir. devlet ilk defa onu insan yerine koymuştur. ama randevusunu mhrs denen merkezi randevu sistemi üzerinden almalıdır. her telefon araması 4 tl dir. muayene olup ilaç yazıldığında da eczaneye gittiğinde 8 tl muayene ücreti kendisinden tahsil edilecektir. 12 lira ismini ekranda görmek için vermiştir ayşe teyze. şanslıysa dedim çünkü dizindeki ağrı nedeniyle hiç gereği yokken puan kazanma uğruna dizine protez bile takılabilir.
peki hastaneleri yöneten bu ceo lar nasıl seçildi? onun için de bir iki link vereyim de nasıl şerefsiz bir sistemin içinde sahte mutluluk balonları şişiriliyor anlayın. http://sozcu.com.tr/balli...hastaneleri-paylasti.html http://sozcu.com.tr/saglikta-saadet-zinciri.html http://sozcu.com.tr/saade...rinin-hesabi-sorulur.html
hekime yönelik şiddetin temelinde aslında bu iğrenç sistem yatmaktadır. bu sistem içinde yabancılaştığımın gayet farkındayım. ve her sabah soruyorum kendime: ben kimim? ben ne yapıyorum?