türk kadınlarının hakettiği ihlallerdir. hemen kızmayın, sebebini anlatacağım!
türkiye'de kadınların ikinci sınıf vatandaş olarak görülmesinden rahatsızlık duyan bir insan olarak bunu her belirttiğim yerde en fazla kadınlardan tepki aldım. "işe girin, erkeklere muhtaç olmayın, okuyun, sizi ikinci sınıf vatandaş olarak görenlere karşı çıkın" dedikçe, kadınlar öfkelendi.
Türk kadını sülük gibi yapışıp, asalak gibi yaşayacağı bir erkek istiyor. bir "baba" istiyor tabiri caizse. eşten çok efendi istiyor. kendilerine hükmeden birini istiyorlar. çalışmıyorlar, evde yatıp döt büyütüyorlar. "ben bilmem beyim bilir" modunda hepsi. sonra erkekler tarafından eziliyorlar. biz de onlara haklarını aramalarını söyleyince çemkiriyorlar.
çünkü bu durumdan memnunlar. eşitlikten çok rahatlarına düşkünler. kendilerine her istediklerini yaptıran sevgililer/kocalar onlara çok koymuyor. çünkü sonuçta onun ekmeğini yiyorlar. kocaları her türlü sikişi yapıp bakire kız isteyince buna ses çıkarmıyorlar. ve bir kültür şoku olarak facebook vs var. facebook kapattıran sevgililer. te allah'ım!
geçen gün kızın biriyle kadın hakları hakkında tartışmaya girdik. kız dediklerimi anlamadığı gibi avrupa'nın daha kötü durumda olduğunu, türkiye'de kadınların daha fazla özgür olduğunu iddia ediyordu. dediğin şey "türkiye'de kadın profesör sayısı avrupa ortalamasından fazla". bu demek ki Türkiye kadın haklarında çok ileride. bak sen! bana "istatistikle konuşuyorum" deyip, beni avrupa özentiliği ve cahillikle suçladı.
şimdi türk kadınının geneli bu görüşte. yani biri gelip kadınlara özgürlük verse "hadi lan yeni yeni adetler çıkarma başımıza" deyip yollarlar. bu yüzden türkiye'de kadın ikinci sınıf vatandan olmayı hakediyor. tabii bu düşüncede olmayan kadınlarımız istisna. onlara ikinci sınıf demiyorum zaten. ama toplumun genelinin hoşuna gidiyor bu. kendileri bu durumdan hoşlanıyorlarsa bize b*k yemek düşer. ataerkil toplumu seviyorlar, her fırsatta ezilmekten hoşlanıyorlarsa diyecek bir şey yok.
Zaten Tüm dünyada yapılan ihlallerin maalesef had safhadaki halidir. Kadınlar, genel manasıyla haklarını dünya tarihinde ekonomiye katılımları sonucunda kazanmaya başlamışlardır. Yani maalesef maddi anlamda getirileri üst düzeyde olduğu için onların birtakım haklar kazanmasına ses edilmemiştir. Ki bu verilen hakların pek çoğu da kağıt üzerinde kalmıştır. Öte yandan kadınlar zamanla uyanmaya başlayıp aydınlanma sürecine girmiştir. Ve bu süreç sonucunda olaylar kontrolden çıkmıştır. Ancak bu dediğim doğu için geçerli değildir. Ee ne demişler zihniyet değişmediği sürece yasayı değiştirsen ne fayda... biz ülke olarak algımızı değiştirmediğimiz için de o eski zihniyet günümüze dek süregelmiştir. benim şahsi kanatim kadın ve erkeklerin doğası gereği gerek mental gerek fiziki bakımdan farklılıkları olmakla beraber birbirlerine karşı herhangi bir üstünlükleri söz konusu değildir. Kadınlar, eve kapatılmamalıdırlar. Onlar en güzel bir şekilde eğitilmelidir her şeyden önce daha sonra arzu ederlerse de çalışma hayatına atılmalıdırlar. Ve hayatta hak ettikleri değeri görmelidirler.
Not: erkeğim.
güzel, çirkin; yaşlı, genç; engelli, engelsiz; zeki, düşük zekalı; iyi, kötü; fakir, zengin; eğitimli, eğitimsiz vb. bu ülkede yaşayan her kadın kadın haklarını sonuna kadar hak eder. aksini savunanın adil bir düzeni değil, öznel duygularına göre insanlara muamele eden bir düzeni savunduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. ama aklın düzeni o değil...