marxist yaklaşıma göre modern devlet;sermaye sahiplerine rant aktaran bir kurumdur.burjuvazinin isteklerine göre hareket eder ve onların çıkarlarını korumak için herşeyi yaparlar.amerika'yı da bu tanım içinde değerlendirmek gerekmektedir.çok uluslu şirketlerinin çıkarları için çabalayan bir amerika var ve bu amerika'nın da sevilmemesi gayet normaldir.amerika'dan kasıt da amerikan hükümetidir bunu da belirtmek istemekteyim...
edit:marx'tan bu kadar da korkmayın canım,öcü değil yakanıza yapışmaz
konu abd kıçı yalamaktan açılmışken, türkiye de hangi parti, hangi grup, hangi lider başa gelirse yiyeceği b.ktur o.
ama halkı abd ye düşman yapanlar abd nin türkiye ye hiçbir zaman güven vermemesidir ve tabi onun kıçını yalayan iktidarlar ve düştükleri durumdur.
bizde çalışıp neden amerikanın gücünde olmayalım böylece onların dünyaya davrandığından daha adil davranırız?
yoksa çok mu geç kaldık?
sorularını da beraberinde getimesi gereken gerçekliktir.
turkiye'deki herkesin zevksiz oldugu kanitidir. amerika'dan kuzeyinden guneyine, kanada'sindan sili'sine kadar nefret etmektir. peki niagara selaleleri, grand kanyon, florida sahilleri, rio karnavali, havana purosu nerede var baska? ..
haa su da var tabi;
eger amerika'nin "ben" merkezli satiscilik oyunlarindan, petrol icin ceset cignemesinden, dunyanin merkezleri olduklarini zannetmelerinden nefret ediyorsan, sen abd'nin* yonetimindeki elemanlardan nefret ediyorsun, sam amcanin ciftligindeki domuzundan* degil..
zeki insanların oluğu bir ülkeden bahsedildiği belli olmaktadır.
öncelikle sorgulanması gereken abd neden sevilsin ki?
bir neden yoksa üstüne üstlük sevilmemesi için onlarca nedeniniz varsa en doğrusudur ki birde abd severler vardır. bunar sözde ilerici iyi görüşü olan global insanlardır. * sizin sevmemenizi bir türlü anlamazlar anlayamazlar.
kimse bunu kendine yediremese de aslında ülkemizdeki bir çok kişi amerikan sempatizanıdır. amerika'da yaşamak bir çok kişinin hayalini süsler ve filmlerdeki amerikayı taklit ederiz.
dikkat ederseniz amerikan halkı pek de zeki olmayan insanlardır. bunları espri yeteneklerinden de kolayca anlayabiliriz. amerika'yı zeki ülke pozisyonuna getiren yaşanan beyin göçleridir. kendilerini pazarlayabilme yeteneklerinden olsa gerek. yetenekle, zekayı birbirine karıştırmamak lazım!
yuzyilin en buyuk yalanidir. eger oyle olsa idi kimse amerika'nin gudumundeki partilere oy vermezdi. oysa 50 yildir bu ulkeyi amerikan gudumunde o'nun uydusu vazifesi goren partiler yonetiyor.
olayin siyasi boyutunu bir tarafa birakirsak bugun sokaga her cikisinizda uzerinde amerikan bayragi resmi olan tisort giyen, hamburger yiyen, kola, marlboro icen, amerikan conileri konusmaya, onlarin yoz hayat bicimleri gibi bir hayati dusleyen tonla insan gorursunuz. boyle bir ulkede amerikan dusmanligindan soz edilebilir mi ?
Ancak bilimsel sosyalizmi benimseyen solcuların gerçekliğidir. islamcılar dahi siyonizmi eleştirirken emperyalizme zeval vermezler. iktidara gelen oligarşiler ise zaten amerikan sermayesi desteği olmadan hiçbir halt edemezler ve bu anlamda her türlü mülliyetçi - ulusalcı niteliğin gizlediği amerikancılık politik açıdan iktidara gelene kadar saklanır. Bu nedenle her türlü islam ve millet perspektifli anti-amerikancılık kesinlikle anti-emperyalizm değildir. Burjuvazi safları terk edilmeden ve kapitalist ekonomi-politik yapıya karşı cephe almadan , anti-emperyalist olunması mümkün değildir.
söylem olarak, türkiye nin siyasetine karışılması, türkiyenin amerika tarfından yönetiliyor olarak görülmesi açısından evet herkes amerikadan nefret ediyor ve bunu dile getiriyor. ancak yaşam kalitesi standartları, okulları vb. konuları ile yine aynı şekilde türkiyenin gözbebeği olduğu da göz ardı edilemeyecek bir gerçektir. şuan kime sorulsa amerika da yaşamak istiyormusun diye 3 kişiden 2 si kesinlikle evet der.
azıcık ülke politikasının nasıl olması gerektigi hakkında fikri olanlar için amerikadan nefret etmek yeterli bi sebeptir.zira ülkemizin amerikayla olan münasebeti ismet inönü' nün -üçlü anlaşma-yı imzalamasıyla nasıl devam ettiği açıktır."bütün memleketi parçalamadan ülkeyi bir amerikan denetimine bırakmak, yaşayabilmek için tek uygun çare gibidir." (ismet inönü Mustafa Kemal'e 1919 yılında,yazdığı mektupta belirtmiştir.)
muhtemelen üstte polo sweat, bacakta levi's jeans, ayakta nike, kulaklığında beyonce, lady gaga,
justin bieber...vb, mide de mcdonalds menüleri, kullandığı teknolojik ürünlerin %90'ı usa patentli.
beyinde bilgi yok varsa da ''yedi düveli yendik'' seviyesinde, ee ben abd'de den nefret ediyorum.
iyi güzel et etmesine de, yerine ne koyucaksın ? hayatıyın neredeyse %90'lık kısmı boşa çıkacak.
o boşluğu nasıl doldurucaksın ?
ben hem onların cebini doldururum, hem onlar gibi yaşar, hem de nefret ederim
diyorsan, et. nasıl olsa gülüp geçiyoruz.
ağzını açtınmı benzin fiyatlarından yakınırsın, arap ülkeleriyle ticari ilişkilerini geliştirmek
isteyen hükümetleri, ''ülkenin eksenini kaydırıyorlar'' diye suçlarsın. bu zokayı 80 yıldır yer yine de
doymazsın.
amerika dan nefret ediyoruz, converse e bayılıyoruz şeklinde tezahür eden durumdur. amerika nın iticiliği kapitalizmse, kapitalizmin her türlü peşinden koşturuyorsak ımm olmadı yani.
neyse ayrıca bir kişinin çıkıp ben seviyorum hacı demesiyle çürütülecek önermedir aynı zamanda.