aslında başlığı açarken çok düşündüm. çünkü uzun süredir takip ediyorum sözlüğü ve başlıkta "gerçeği" kelimesini kullanmak fazlasıyla iddialı kaçıyor. ama bu kez yerinde bir tabir oldu galiba. farklı entelektüel seviyedeki iki insan paylaşsa düşüncelerini:
- her sabah neler izliyoruz televizyonlarda. müge anlıya çıkıyor bi adam, öldürülen eşini aramak için. sonra bir öğreniyoruz ki adam eşini satıyormuş. sonra çocuklu, dul bir kadın kayboluyor ortadan. sevgilisi kandırıp pavyonlara satmış, kadın kabul etmeyince de öldürüp cesedini çöp tenekesine atmış. ne bileyim, çocuklar devamlı kaçırılıyor, öz akrabaları tarafından tecavüz edilen insanları görüyorum. 14 yaşında zorla evlendirilen kızlar. çok kötü, çook.
- istatistikler, türkiye'de kadınların %35.6'sı bazen; %16.3'ünün ise sık sık aile içi tecavüze uğradığını, yine her 4 saatte bir tecavüz veya tecavüze yeltenme suçu işlendiğini gösteriyor. kriminolojideki karanlık sayılar kavramı (emniyet güçlerine intikal etmemiş suçlara verilen ad) türkiyede daha da ete kemiğe bürünüyor. aile baskısı, toplum baskısı, gelecek kaygısı ("tecavüze uğradığımı söylersem ya öldürülürüm ya da kimse benimle evlenmez" gibi mesela) karanlık sayıların türkiye de daha da fazla olmasına neden oluyor.
ne yazık ki güzel ülkemde aile müessesi çökmüş, ahlaki değerler bırakın erozyona uğramayı yerle bir olmuştur.