80'lerden sonra bozulma göstermiş yapıdır. eskiden iyi, vicdanlı insanlar vardı. şimdi ise, karaktersiz, çıkarcı, kötü, vicdansız, yalancı, düşüncesiz, değersiz insanlarla doldu ortalık. sanırım, "o güzel insanlar, o güzel atlara binip gittiler".
gittikçe çökmekte olan ve böyle giderse kalmayacak olan yapı... herkesin kendi çıkarlarını tüm değerlerin önüne koyması, vicdan kavramının sosyal medya da "like" butonu ile değerlendirilmesi, yalanın ne olursa olsun iyi bir amaca hizmet ettiğine inanmak gibi kişisel inançlar vs... çöktük, çöküyoruz...
kadın bedeni ve tercihleri tabiki belirleyicidir, kadının köle-mal olarak kabul edilmediği ya da ahlak anlayışını tümden reddetmemiş her toplumda bu böyledir. niçe miydi, froyd muydu kim demişti; bi toplumda kadın kimi el üstünde tutarsa, topluluk onlarla dolar diye. bunun en ilkel ifadesi bu. kadının özgür iradesi seçilimde yönlendirici olduğu için ahlakı da yönlendirir. ta çocuklukta başlar yönlendirmeye, anne eliyle büyüyoruz.
yarından itibaren tüm kadınlar dese ki abdessiz bir erkek bizle muhatap dahi olamayacak bundan sonra.. erkekler önce kendini kahveye, halı sahaya, işe güce, bilgisayar oyununa falan verir, bir kısmı ibneliği seçer. zamanla ufak ufak nasıl kılınıyodu ya bu derken bi bakmışsın çoğunluk 5 vakit camide checkin atıyor. yine kadının bu düşünce duvarını yıkıp sızmaya çalışacak, sızacak abdessiz erkekler olacaktır ama bunlara toplum denmiyor, bunlar azınlık. şuanda da toplumun anlayışlarına direnenler yok mu, var.
erkekler böyle bir şeye kalkışsa nolur. en başta kendi içindeki am budalaları sürüyü terk eder. edebiyatta, şiirde, 31de patlamalar olur. sanatta, felsefede şöyle bir dönem yaşanır; https://www.youtube.com/watch?v=_h4xPTyxEFs
bunların iyilikle, hile hurdayla, yalanla hırsızlıkla ne alakası var? çok alakası var. bir şekilde insanlar ilişkilerinden "siken sevilir seven sikilir" çıkarmını yapmışlar. artık bunu her yerde uyguluyorlar. karşısındaki zeki, metin, iyi, kötü,haklı, haksız ayrım yapmaları epey zaman alıyor. bu kafa insana neler yaptırır neler. iyiye dair değerler el üstünde tutulmadıkça bu da böyle gider.
bazılarına göre belli bir yerden sonra bozuldu vs. diye anlatılan ama aslında hep aynı olan ahlak yaklaşımı olduğunu düşünmekteyim.
Çok kaliteli iyi yanları olduğu gibi birçok eleştiriye açık yönü de vardır.
Kısa süreli kibarlıkta çok başarılı olan bu ahlak yaklaşımı bireysel çıkarlar, ego, tatmin gibi temel dürtüler ön planda olduğunda çok bencil olmaktadır. Bu durumun nedenleri araştırıldığında gün yüzüne çıkacak şeyleri oldukça merak ediyorum.
toplu yaşama kurallarında da bir o kadar başarısız olan bu ahlak yaklaşımı bireysellik ve komün yaşamından uzaklaştıkça daha kaliteli gibi görünmeye başlamaktadır. Bunun nedeninin de geçmiş anadolu toplumlarındaki yaşam biçim olduğu en temel anlamda söylenebilse de bu yaklaşım çok yüzeysel kalmaktadır.
günümüz dünyasında kentselleşme ile birlikte bu ahlak yapısı temelden sarsılarak saldırgan, agresif ve mutsuz insanların ortaya çıkardığı bencil bir ahlak yapısına dejenere olmaktadır.
