kpss denilen olayın; öğretmen olmanın ölçütünü " ne kadar ezberlemişsin?" olarak algıladığından, 90 veya üzeri alan ve yerleştirilen bir sürü hard disk kalitesidir. okey oynamaları da başarıdır zira türkçe konuşmayı beceremeyenini de görmüşlüğümüz vardır.
kpss denilen sınav ile birilerinin kalite ölçüğünü sanan, her üniversite mezunun öğretmen olabileceğinden bahseden bir bakana sahip olmuş ülkedeki öğretmenlerin kalitesi.
eğitim fakültesi mezunlarının çoğunun bilgi ve performasını devlet okuluna taşıyamaması sonucunda, her türlü araştırma geliştirme faaliyetlerini özel sektöre adamış öğretmenlerdi.
*nedir kaliteli öğretmen?
dershanelerde görev yapan/yapmış, bir çok yayına test hazırlamış, alanı ile yayınları basımdan önce son kez inceleyen ve düzelten, az ya da çok maaş alan, gece gündüz çalışan kişi midir?
*nedir kalitesiz öğretmen?
nedir kaliteli öğretmen başlığındaki özelliklere sahip ama kpss sınavını geçemeyen kişi midir?
atandım diye otomatiğe bağlamış, gelişmeleri takip etmeyen, yeniliklerden habersiz yada haberi olsa da uygulamada başarısız kişi midir?
günümüz devlet okullarında görev yapan bir çok genç öğretmen, çalışmalarını, birikimlerini, deneyimlerini, sınav sorularını vs gibi bir çok kendi başına uğraşıp didinip başardığı şeyleri net üzerinden diğer tüm meslektaşları ile de paylaşıyorlar. bu sayede hem kendi eksikliğini görüyor, hem diğer öğretmenlere yardımcı oluyor, hem de kendini geliştiyor.
asıl üzerinde durulması gereken konu, eğitim sisteminin sınavlara endeksli olmasıdır.
bu açıdan öğrenci başarısı da sadece sınavdaki performansına bağlıdır. bu yüzden okullarda eğitim öğretim pek yapılamıyor.
dershane sistemini destekleyen, öğrencileri dershaneye mahkum eden bu sistemde öğretmen kalitesi nedir, nasıl olur ya da ne değildir tartışması yapmak gereksizdir sanırım.
Sen sınavda kolay soru soran ama hiç bir şey öğretmeyen öğretmeni "sever" buna karşılık sana bir şey kazandıran ama sınavlarda zor soru soran öğretmene yapmadığını bırakmazsan, şikayet etme bir zahmet.
sanki hepiniz özel okulda okudunuz da kaliteli öğretmen nedir gördünüz.
bana teklif etseler ben de özeldeki bebeleri okuturum. dersanede bile farkeder bu öğretmen kalitesi. yıllarca içinde bulunduğum camianın bu başlıkla kötülendiğini düşünmüyorum. tam aksine dikkat çekici birkaç ifade var. ama ben de şunu söyleyeyim milli eğitimdeki pek çok öğretmen yetersizdir. bunun sebeplerinden birisi de çağa ayak uyduramayanların varlığıdır.
25 yıl ve üzeri emekli edilsin ve yeni nesil öğretmenler atansın ve o zaman izleyin kaliteyi. şu anda atanamayan pek çok öğretmen özelde çalışıyor. özeldekilerin hepsi iyi demek değil bu ama genelde özelin hocaları iyidir. sen iyi öğretmenleri özele kaptırmadan milli eğitime alırsan devlet olarak o zaman kaliteyi yükseltirsin.
eğitim fakültelerinin halini soran olursa gördüğüm kadaırla çoğu harap durumda. iki kelimeyi bir araya getiremeyen, bazıları dersandeki hocalarının zoruyla gelmiş pek çok kişi vardır. zaten bazı kesimlerde de öğretmenliğe yönlendirme olmasından dolayı öğretmen profili de değişmektedir.
yine iyisi mi çocukların eğitimini sadece okullara bırakmayın. aile çok önemli ve aile ne kadar takip ederse yavrusunu o kadar düzgün yürümektedir işler.
öğretmenin kalitesini anlayacak veliler olduğu sürece bu işin değerlendirmesi daha net olacaktır.
bir benzetmeyle anlatmak gerekirse paçavrayla bulunmaz hint kumaşı arasındaki kalite farkı kadar değişken olan kalitedir.
kimi öğretmen vardır çok bilir kimi öğretmen vardır az bilir. bunlar pek önemli değil. önemli olan öğretmenin karşısındaki öğrenciye hangi açıdan baktığı. öte yanda öğrenciyi sadece iş olarak gören öğretmen, beri yanda öğrenciyi ülkesinin geleceği, başlı başına bir birey, insan olarak gören öğretmen.
öğretmen bin bilse bile karşısındaki öğrencinin aslında ne olduğunun farkına varamıyorsa öğretmen olmasına gerek yoktur zaten. direk kendini emekli etsin, istifa etsin. yine beri yan da öğrenciyi bir insan olarak gören ama bir bilen öğretmen, o öğrenciye bilgilerini anlatmaya yeltenecektir, ona söz hakkı vericektir, fikirleri hür bir şekilde ifade etmesini yadırgamayacaktır.*
sonuçta kalite öğretmen-öğrenci ilişkisiyle doğru orantılıdır. ne kadar iyi ilişkiler kurulursa, ilişkinin sıcaklığı öğrencinin suluğundaki suyu ne kadar ısıtırsa kalite o kadar yüksek olur.
hocam sen bin bilsen bile öğrenciye söz hakkı tanımıyorsan kusra bakma ama paçavrasın gözümde.**
ben olsam sınıfta bırakırım. en yakın kuzenim sözde doguda kürt ögrencileri yetiştirecek onları eğitecek tek adam. "kafaya sıkmak" * gibi bi fikir yurutebiliyor. hepsini bir tutmamak gerekir tum maasını okul icin harcayacak kadar eğitim gönüllüsü örtmenim öğretmen vardı benim.
kpss gibi, insanları sadece sıralamaya sokan bir sistemin sonucu ortaya çıkan memur kesimdir. kalitesini kpss ile değil öğretmen olduktan en az 5 sene sonra ortaya koyabileceği bir sistemin sorusudur.
ilköğretim ve lise düzeyindeki öğretmenler için söylüyorum. sınıfa gelip kitaptan bilmem kaçıncı sayfayı okutup, metnin altındaki soruları cevaplatmak ve bu sırada makyajını tazeleyip oje sürmek ne kadar kaliteyse işte o kadar kalitelidir söz konusu öğretmenler. hakkını vererek görevini yapan öğretmenler de yok değil tabi.
öğretmenin kalitesi yaşam şartlarıyla orantılıdır.
ver bakalım 2500 tl maaş görürsün o zaman türkiye'de öğretmen kalitesini.
sürekli dönemin siyasi otorite baskısı altında olan,kişiliksiz* insanlara hesap vermek zorunda kalan ve bunu çok düşük bir ücretle yapan insanlardan fazlasını beklemek yanlış bir durumdur.
ama eğitim kalitesinden ve başarı düzeyinden bahsediyorsak bu zincirin en önemli halkası ailedir.öğretmenin tillahı olsa aile desteği sağlanmadan eğitim öğretimde başarı beklenemez. türkiye de öğretmenlerin kalitesini sorgulayanlar öncelikle açtıkları başlıktaki "de" nin yazılışını öğrenselerdi keşke.
kimin ezberi kuvvetliyse,kim eğitim sistemini ve eğitim sisteminin verdiği dogru ve yanlışları iyi ezberleyip bunu iyi empoze ettirebiliyorsa,bide kpss denilen bir ezber sınavı tabi alışkın oldugumuz bir durum sonuçta üniversiteye de öss ile geldik kpss ile gider öğretmen oluruz.nerde özgür ve yenilikçi düşünme...benim ezberim iyi o zaman iyi bir öğretmenim çocuklara iyi ezberletiyorum.sakın düşünmeyin çocuklar size benim bildiklerim yeter.neyi ne kadar biliyorsam ben öğretmenim bilirim evet bilirsin yalnızca ezberlediklerini öğretmenin tanımı nedir?dur ezberimde öğretendir...iyi ezberletendir...işte şimdi yanılttı ezberin öğretmenim,öğretmen yol gösterendir,bilgiye ve bilgeliğe giden yolu gösteren özgür düşünebilen bireyler yetiştirmektir.otur yerine benden iyi mi bileceksin,ben böylemi ezberlettim size otur yerine bir (-)sana der... işte kalitemiz bu çok acı ama gerçek bu...sisteme mavi önlüklü olarak girer.mavi önlüklü olarak çıkarız hepimizin kafası bilgisayar harddiski gibidir...kimin belge depolama kapasitesi yüksek ise o iyi bir öğrenci,iyi bir öğretmendir,sistemden işlemci olarak çıkmam ne mümkün...çıkartmazlar kardeşim sınıf tekrarı yaparsın...okulun uzar...hayata geç başlarsın...
kendi hazırladıkları cevap kağıdına 50 verirler. kendi hazırladıkları soruda cevabı bulamazlarsa o anda "f şıkkı" koyup onu işaretlerler. işte böyledir.
en az eğitim sistemi kadar tartışılması gerekilen bir konu.nitekim mezun olan öğretmenlelre baktığımızda hepsi birbirinden saf ve donanım zafiyeti çekmektedirler.
Gelişmekte olan ve muhtemelen gelişmiş halini göremeyeceğimiz Türkiye'nin kalitesi ile aynı düzeydedir. Bu kalitede bölgesel farklılıklar olduğu söylenebilir.
