büyük bir hevesle, oyuncularına kanarak tv'nin başına iliştiğim; birkaç bölümden sonra verilen her duyguda yada eylemde hep 'çok' faktörü bulanarak tadının kaçırılmasından taip edemediğim dizilerdir.
o kadar sıkıyor ki bu yoğun trajedi, yıkılmaz adam, iyi insan profilleri..
neredeyse tamamına yakını, aşk duygusu üzerine kurulduğu için uzun soluklu olmaları imkansız oluyor.
evet, aşk her dizide var fakat dizi bu duygunun etrafındaki dönme dolap olmak zorunda değil.
allah aşkına bizim başka duygularımız da yok mu veya diziye konu olabilecek yaratıcılıktaki olaylarımız?
sevgi-sebepsiz bir ayrılık-sonra yine sevgi-ihanet-ardından gurur-kaybetme korkusu-inadına bidaha sevgi...
