türkiye de çalışma koşullarının kötü olması

entry47 galeri2
    1.
  1. türkiye'de birçok firma çalışanını günlük 8 saatten fazla çalıştırmaktadır , fazla çalıştırdığı halde mesai ücreti ödememektedir.

    türkiye'de birçok firma çalışanına 1 saat öğle arası izni vermemektedir. çoğu şirket içinde yemek yemeye tabi tutup çalışanının yemek için dışarı çıkmasını değişik karşılamaktadır.

    türkiye'de birçok firma çalışanını cumartesi günü dahi akşama kadar çalıştırmaktadır yine mesai ücreti ödemeden. insanların ailesi , arkadaşları ile vakit geçirmesine vakit bırakmamaktadırlar.

    türkiye'de biçok firma çalışına yıllık izin verirken sorun çıkarmaktadır. 1 hafta izini alamk sıkıntı oluşturur. kaldı ki insanlar 15 gün izini nasıl alsınlar.

    türkiye'de birçok firma çalışanının sigortasını verdiği maaş üzerinden değil asgari ücret üzerinden yapmaktadır.kaldı ki birçok firma da sigorta dahi yapmamaktadır.
    43 ...
  2. 2.
  3. ve buna rağmen birçok insan buralarda çalışmak istemektedir.

    (bkz: mecburiyet)
    4 ...
  4. 3.
  5. koskoca bakanlığın işi başından aşkın (!) olduğu için bu tür koşulları tespit edip iyileştirmekle uğraşamamaktadır.
    6 ...
  6. 4.
  7. benim rahatına düşkün vatandaşımın yaptığı işi ve maaşını beğenmediği için ortaya attığı, atabileceği mazerettir.

    edit; eksi basan yazarların sırlarını ifşa ettim galiba.
    2 ...
  8. 5.
  9. Insanlar haklarinin hirsizi haline getirilmekte, yasal dogum iznini kullanan kadina "bir tek sen mi doguruyorsun, eskiden tarlada dogurup calismaya devam ederlermis" gibi zirvalar ile hakaret edilmektedir.

    Saglikli nesillerin anahtarinin anne ilgisi oldugu goz ardi edilmekte, calisan annelerin isten uzaklastirilmasi icin elden gelen yapilmaktadir. Kadin calisanlarin cocuklari icin kresler acilmamakta, kadin eve ya da cocuk cahil "bakici" kadinlara ya da hic de ekonomik olmayan ve denetimi mechul ozel kreslere mahkum edilmektedir. Ucretsiz dogum izni kullanmak istemek isverenin is akdini hakli fesih sebebi sayilmaktadir.

    hirsizligin en buyugu yapilmakta, kidem tazminati adi altinda insanlar patronlari ve yoneticileri tarafindan ezilmeye mahkum birakilmaktadir. Kidem tazminatlari ya toptan kaldirilmali ya da iscinin is akdini tek tarafli feshi durumunda da isveren tarafindan odenmesi zorunlu hale getirilmelidir.

    Esit ise esit ucret ilkesi uygulanmamakta, kadinlara esit iste daha az ucret verilmektedir. Bir de uzerine "nasilsa kazandigin para makyaj kuafor parasi, kocan nasilsa calisiyor" bahanesiyle isten cikarmalarda kadinlar akla ilk getirilmektedir.

    Isverenin yurtdisindaki istiraklerinde calisma kesmekes halinde birakilmakta; yurtdisinda isci gorevlendirmelerinin tam bir kolelik rejimi halinde devam etmesine goz yumulmaktadir.

    Sirketlerin iscileri icin yatirdiklari sigorta primleri ve bordrolari takip edilmemekte; 20 yillik muhendise 650 tl asgari ucretten prim yatirilmasi SGK tarafindan kendi kendine anlasilmamakta ve arastirma yapmak icin illa ki ihbar beklenmektedir.
    7 ...
  10. 6.
  11. türkiyede ki şirket sahiplerinin çok kazanıp az vermesi, avrupada'ki iş adamı da aynı karı yapıyor ama verdiği ücret minimum 800 euro. bizdeki gibi şirket sahipleri her gün ağlamıyor vergiler yüksek diye. çalışan kesimin yaşam standartı yüksek, bizdeki şirket sahipleri sigortayı bile maaş üzerinden yatırmıyor ve bizden daha çok ağlıyor. mesai vermez resmi tatillerde çalıştırır.
    4 ...
  12. 7.
  13. çok üzülerek %100 haklı bulduğum önermedir.

    bundan 150 yıl önce insanlar günde 16 saat çalışırlarken sanayi devrimi diye bir bok olur ve derler ki:

    "lan artık makineler her işi yapıyor e insanları kovmak da olmaz, du biz şu çalışma saatlerini düşürelim ki insanlar kendilerine daha çok vakit ayırıp tüketim ihtiyaçlarını çeşitlendirebilsinler. tüm bunları yaparken bu çeşitliliği karşılayabilecek bir gelirleri de olsun"

    ve böylece günlük standart çalışma saati 8'e iner. (tabi bu olay yukarıda anlattığım gibi pat diye olmuyor. belli bir eklemlenme süreci var.)

    şimdi tartışılan bunun daha da düşürülmesi -ki avrupada yavaş yavaş bu uygulama başladı. fakat malesef doğu kültürlerinde iş anlayışı "işte ne kadar zaman geçirilirse o kadar başarılı olunur" üzerine kurulu olduğundan insanlar saatlerce ofislerinde (iş yerlerinde) hapsolur. artık kanıksanmış bir davranış biçimi olan bu kesinlikle verimliliği düşürdüğü gibi bireyin mutsuzluğunu da beraberinde getirir.

    verimlilik demişken... türkiye'de kimin umrunda?
    7 ...
  14. 8.
  15. günlerdir düşünüp bunun bir kültür şuursuzluğu olduğu sonucuna vardığım durumdur..
    1 ...
  16. 9.
  17. kapitalizm tam da böyle bir şey canım kardeşim. iki kutuplu dünyanın kapitalist devletlerinde işçileri sosyalizmden uzak tutmak için uydurulmuş sosyal devlet anlayışıyla tanınan bazı haklar bu gün birer birer geri alınmaya çalışıyorlar.

    ''çalışmayı götümüz yemiyor da ondan öyle diyoruz.'' diyenler bir etraflarına baksınlar. bu ülkenin insanları her gün balık istifi otobüslerle her taraflarından terler dökerek ve şans eseri tek parça kalarak işlerine gidiyorlar. bütün gün içtikleri çay, gördükleri tuvalet ihtiyacı bile birilerinin gözetimi altında. ailelerinde ağır hastalar varken de, çocukları akşamları evde onları beklerken de patronların insafına bağlı olarak çalışıyorlar. niye? onlar daha çok kazansın diye. evlerine ev, yatlarına yat, orospularına orospu katsınlar diye. kendilerinden fakir insanlara asalak muamelesi yapsınlar diye.

    bu ülkede ömrünü heba ederek çalışan bir işçi bunun karşılığında aldığı ücretle sadece nefes alabilir, o da şimdilik bedava olduğundan. ama bir gün o işçiler birleşir de indirirlerse şalterleri, işte o zaman ortaya çıkar çalışan kim, üreten kim, otura otura götünü büyüten, asalak olan kim?
    5 ...
  18. 10.
  19. taşeron firmaların artması ile iyice kötüleşen koşullardır.
    4 ...
  20. 11.
  21. %58 ile her istediğine evet diyen aptal bir kitlenin sızlanmasının doğru olmayacağı koşullardır. zira çalışma bakanınız "bu işi yapacak binlerce adam var beğenmiyorsanız gidin" şeklinde konuşuyor ve "önder sav şuna buna dinime hakaret etti hüyuuuuu bööööhhhh cehape neden önder sav'ı hala orada tutuyor :/" derken sesi gür çıkan ikiyüzlü ahlakını siktiğim halk, sevgili başbakanına: "böyle bir çalışma bakanın varken sana oy vermem" demezse daha girecek çok şey var bir taraflarınıza... acı olan kuru kafaların yanında bizler de yanıyoruz...
    4 ...
  22. 12.
  23. yalnızca türkiye içerisinde değil, kapitalizmin iyiden iyiye iliklerine kadar işlediği tüm batı ve doğu ülkelerinde görülebilen bir durumdur. patron sınıfların çalışmaya mecbur kalan, bir şekilde geçimini sağlamak zorunda olan insanları alıp köpek gibi çalıştırmaları ve keyiflerinin istediği kadar ücretlendirmeleri, ancak ve ancak hayvani iç güdülerin, barbarlarlığın dışa vurumu olarak yorumlanabilir. böyle yaparlar, çünkü; çalışan kölelerinin(!) bunu yapmaktan başka bir şanslarının olmadığını, buna mecbur olduklarını gayet iyi bilirler.

    yaşadığımız şu zamanda, çalışmak bir tür modern köleliktir. halkı, kullanılmaya hazır ucuz iş gücü olarak gören patronlar, devletler var oldukça bu durum hep böyle devam edecektir.
    3 ...
  24. 13.
  25. herkese de kötü deil iyi yeri okuyon okudugu yeri iyi bitiren kişiler iş hayatlarında da rahat ediyorlar.ama bu ülkeye hamal da lazım çöpçü de onlar da idare etsin artık.
    0 ...
  26. 14.
  27. sosyal devlet statüsüne ulaşamamış olmasından kaynaklanır.
    1 ...
  28. 15.
  29. iş kanunundan zaten ne bok olduğu bellidir çalışma hayatının koşulları.iş kanununu açıp okuduğunuzda hep çalışanın işverene kabahatleri sıralanmıştır hem de ince ince ayrıntılayarak. işverenin kabahati sadece maaşı vermemektir aslen evet bu böyle. (bir iki tırı vırı kusur daha atfetmişler lütfen işte işçisinin arkasında dedikodu yapması yaptırması gibi tırı vırı maksat kalabalık görünsün kimse bişey demesin.)iş kanunun böyle olursa bir de çalışma bakanlığın çalışmazsa ne olması normaldir ki başka. mostralık çalışma bakanlığı hangi iş yerini denetlemiştir bu güne dek haftalık çalışma saatlerine uyuluyor mu diye gören bileniniz var mı?
    5 ...
  30. 16.
  31. taşeron firmaların denetimsizliğinden kaynaklanır. şöyleki asgari ücretten çalışmasan da sigortan asgari ücretten yatar, ticket ve benzerleri yatmaz ve aralıklarla yatar, yol parası gibi giderler ücrete dahil değildir, günlük çalışma saaati en fazla 8 saat gözükür fakat 12 saati bulan çalışma durumları mevcuttur ve buna rağmen prim, ikramiye, masai ücretleri ödenmez. bu tip şirketlerde yasalar tüm aşamalarda yok sayılır. öyle bir şeydir ki bu atını alan koşturmaktadır bu arenada kafasına göre.
    2 ...
  32. 17.
  33. kamu kuruluşlarında bile insanlık dışı mesai yapılıp mesai ücretlerinin ödenmemesinden anlaşılabilecek çalışma koşullarının durumudur.
    0 ...
  34. 18.
  35. 19.
  36. madencilerimiz ya da tersanedeki işçilerimiz dışında. Askerliğini jandarma yapmış biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim. Pisi pisine ölüyoruz. Haberlere ya da gazetelere yansımayan o kadar çok iş kazası olayı var ki, ciddi bir sorun haline dönüşüyor.

    Tabii bunun tamamı iş yerindeki güvenlik açıklarından dersek de çok doğru olmaz. Aracının emniyet kemerini aldatmak için kemersiz tokayı kilite takan zihniyet, işinde de güvenlik önlemlerini aynı şekilde alıyor olabilir.
    0 ...
  37. 20.
  38. doğru bir önermedir.ancak yabancı kökenli firmalarda durum farklıdır.bu firmalar mal ürettikleri firmalardan kendi kriterlerini uygulamasını beklerler.bu kriterleri uygulamayan firmalarla çalışmazlar.
    benim çalıştığım firma da buna örnektir.üretimi durduracak noktalar belirlenmiştir.
    çocuk işçi çalıştırılmamalı(16 yaş altı)
    asgari ücret altı ödeme olmamalı
    ayrımcılık olmamalı(eşcinsel,kürt,türk vb.gibi)
    hamilelerin işten çıkarılması kabül edilemez
    çalışma saatleri haftalık 45 saati geçmemeli
    fazla mesai yasal süreyi aşmamalı,gönüllülük esasına dayanmalı
    mesai ücretleri doğru hesaplanmalı maaş/225*1.5
    tüm çalışanlar maaşları üzerinden sigortalı olmalı
    yıllık izinleri kullandırılmalı
    sendika ve toplu sözleşme hakkı engellenmemeli

    bunlar zorunlu kriterler olup,bu kriterleri yerine getirmeyen firmalarla çalışma mümkün olmuyor.denetlenmesi için bir ekip kuruluyor ve 15 günde bir firmalar denetleniyor.
    türkiye de ki çalışanları,vergi ödedikleri halde kendi devleti korumaz kollamazken,küçümsediğimiz örnek almaya utandığımız yabancı firmalar böyle koruyor.
    1 ...
  39. 21.
  40. birde asla reel maaş üzerinden sigorta yatırmaz bu işverenler hep asgariden yatırır.
    1 ...
  41. 22.
  42. Türkiyedeki patronların çoğunun haram para yediklerini hatırlatan cümledir.
    1500 tl maaş verir asgari ücret üzerinden sigorta öder.
    mesai ya hiç vermez, yada elden verir ki mesai ücretini sigortaya yansıtılmasın.
    Asgari ücret verir geçim indirimini cebe atar.
    işçilerin maaşını bir bankaya yatırmak için banka ile anlaşır, her maaş için 100 tl senelik işçilere prim vereceğini söyleyen bankanın verdiği primleri cebe atar.
    işçiyi amele gibi kullanır parasını geciktirir.
    mesai ücretini 2 katını vermez.
    gece çalışma ücreti farklıdır farkı vermez.
    bunlar sadece bir kısmıdır aslında devam etmeye kalkarsak bir çok şeyi yapmaz bu adamlar.
    işçisine namaz kıldırmaz, oruç tutturmaz, cuma namazına göndermez.
    Say say bitmez. Bu dünyada para için her şeyi yapan adam öteki dünyada o kadar işçinin hakkını yediği için ne duruma düşecektir kendi işçileri bunu görecektir.
    2 ...
  43. 23.
  44. mesleğe,karşılaştırılan ülkeye göre değişen önermedir.
    0 ...
  45. 24.
  46. yabancı şirketlerde durum farklıdır, kendi ülkelerindeki koşulları ve işçi haklarını burada da uygular, yerli firmalar insanların ihtiyaçlarını karşılayacak ve düzgün yaşam koşullarını yakalayacak kadar para vermez, yeli firmalar kolay kurumsallaşamaz, çalışanlarda biri hakkını savunmaya kalkarsa bütün iş kanunları patrondan yana olduğu için işçiye yapmadığını bırakmaz, yıllarca çalıştığı firmadan tazminatını bile alamadan ayrılmak zorunda bıraktırır veya hakkında olmadık bir suçlama ile 25. maddeden işten çıkarır, hakkını aramak isteyen işçiye ilk şoku iş mahkemeleri yaşatır dava açma ücreti peşin olarak istenir, işe ger dönüş davası başlatabilmesi için bile 1250 tl para isterler, dava 5 ayda sonuçlanır, davayı kazanmış bile olsan iş başı yaptırırlar, geri işe dönen adamı iş yerinde hangi süprizler beklemektedir o da firma yöneticilerinin hayal güne kalmıştır, insanın suç işlemesi için ellerinden geleni yaparlar, onlarca sayfa yazsam bile durum değişmez sendikalı iş yerlerinde bile her an satışa gelme ihtimali yüksektir.
    0 ...
  47. 25.
  48. sadece koşullar değil güvenlik de yeteri kadar iyi değil.

    her geçen gün hekime şiddet artmakta.

    (bkz: sağlıkta şiddete hayır)
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük