kıytırık üniversitelerden mühendis olarak mezun olanların arz-talep dengesini bozması ve sikko sikko maaşlara "temam abey ne iş olursa" mantığıyla sıcak bakması sonucu über bir üniversiteyi şükela bir şekide bitirsen bile 1000 lira gibi sikindirik bir rakamla işe başlamak zorunda kalmak.
sigortalı sosyal güvenlik priminin asgari ücretten yatırılması. herhangi bir sorun çıkmasın diye de asgari ücret kadarının bankadan yatırılıp geri kalanının elden verilmesi.
istifa edene tazminat yok! diyen çalışma bakanlığımız, patronları zorla istifaya yönlendirir.
patron üç tutanak tutar haydi defol! yada iş hayatını çalışana zindan eden.
memur adama doğum izni var, işçi kesime yok. eee! patronun insiyatifine kalmış.
hak mı?
hani dindar devlet.
işlerine gelince hak hukuk derler, işlerine gelmeyince görmezden gelirler.
allah görüyor ya yeter.
sgk'dan denetlemeye gelinir, çay çorba içilir, defolunur gidilir.
madem habersiz geldin, ilk işin çalışanlarla görüşmek olsun. bilmem kaç saate kadar çalışana ne söyleneceği zorla aşılanır.
madem bir iş yapıyorsun doğru dürüst yap, yapmayacaksan hiç yapma.
vergilerimden aldığınız maaşlar haram zıkkım olsun diyorum.
işyerindeki aksaklıklarla ilgili konuştuğunuzda patronun değil, maaşı asgari ücretten yatan, eşek gibi çalıştırılan, hatta sürekli azarlanan adamın ''burası böyle, işine gelmiyorsa çeker gidersin'' demesi. Zam istemeyi düşünenlere patrondan çok kendi çalışma arkadaşlarının mazeret üretmesi. Kısaca gönüllü kölelik.
orta halli hatta büyükçe sayılabilecek şirketin, temizlik şirketi masrafından kaçınıp çalışanlarına "Hep beraber temizleriz şirketi." demesidir.
(bkz: cimri patron)