bir binanın temeli vardır, ilk katları vardır ve en tepesi vardır. mhp'yi buna benzetirsek en tepedeki bahçeli'nin şu anki duruma bakıldığında milliyetçi hareket partisine bakan o binanın temeline ve kolonlarına balyoz ile darbeler vuruyor. temel amacı olan nasyonalizmi bir nevi yıkmak isteyip partiyi kendi veya bir kesimin çıkarı doğrultusunda yönlendiriyor.
milliyetçi hareket partisi kuruluş ve işleyişi bakımından nasyonalist zihniyette olması gerekirken bu gün ne olduğu belirsiz bir süreç içerisinde ve kurulduğu günün misyonuna tamamen zıt bir biçimde hareket ediyor.
sağcılık yani temeli olması gereken nasyonalizm geçmişi, eskiyi, dini ve manevi yönleri savunmaktır, sosyalizmin yenilikçiliğine karşı bir denge unsurudur. ayrıca ülkeyi kendine yabancılaşmaktan kurtaran bir bir unsurdur. ancak bu gün baktığımızda bu misyonu yürütmesi gereken parti olan mhp din karşıtı tavırlar alıp siyasetten kopup cemaatlere savaş açıyor. genel başkan bahçeli'nin yorumları ve üslubu ile her geçen gün mezkur zihniyetten uzaklaşıp ne olduğunu henüz halk olarak çözemediğimiz bir çukura yuvarlıyor milliyetçi hareket partisini.
anayasalarda özgürlük ve demokrasi hareketinin halk oylamasına bile sunulmadan mecliste iktidar partisi ve mhp eliyle doğrudan geçmesi gerekirken kendi temel zihniyetine zıt ve aykırı olarak demokrasi ve özgürlüklerden kaçılıyor ekseri olarak.
bu süreçte artık partileri sahip oldukları temel misyonlar değil, kişilerin çıkarları yönlendiriyor, yeni dönemde halkçılar çeteci, dalkavukları nasyonalizmden uzak oluyor, olan halkın seçim özgürlüğüne oluyor, olan fikir yandaşlığı doğrultusunda hataya düşen kesimlere oluyor... şahıslar geçici zihniyetler bakidir, umarım mhp rayına oturup nasyonalizmin sarsılmaz kalesi haline gelir.
aslında günümüzde mhp tam anlamıyla nasyonalisme yönelmiştir. nasyonalismde dini muhafaza diye birşey yoktur. fransız devrimi sonrasında gelişen olayları incelersek nasyonalismin romantik bir ulusalcılık hareketi olduğunu türkiye'de çevirisinin yanlış bir şekilde milliyetçilik olduğunu anlarız. bu yeni gelişen millet kavramıyla eskinin ümmet kavramının zerre kadar alakası olmadığı göz önüne alındığında mhp'nin allahçı olması gerektiğini sananlar bir boktan çakmadığı gibi bir de üstüne vazifeymiş gibi ahkam kesenler olduğu su yüzüne yavaş yavaş çıkıyor. nasyonalismin son aşaması hitler de mi dindardı lan mal?
edit: nasyonalizmde ulusa ait kültür ve geleneklerin muhafazası vardır. kavga şer-i değil örfi yani.
haklı yönleri olan bir bakış açısıdır. türkiye'de milliyetçilik, ittihatçılığın tasfiyesinden beri, az çok antikemalist bir çizgide gelişmiştir. özellikle 1930'da türk ocaklarının kapatılıp yerine halkevlerinin kurulması, kesin bir ayırıcı çizgi olmuştur. bahçeli'ye gelinceye kadar da milliyetçiliğin bu antikemalist çizgisi devam etmiştir. ama bahçeli orta anadolu milliyetçiliğinin geleneksel eğilimlerine aykırı olarak, sahil şeridi şovenizmine oynamıştır. böylece bir yol ayrımına gelindiği, referandum sonuçlarından da belli olmaktadır...
türk milliyetçilerinin, kendileri ile bir olup atatürk'e ve cumhuriyete küfür etmesini isteyen arap devesinin söylemi.
milliyetçiliğin dünyada biteceğini sanmakta tam bir gerizakalılıktır. avrupa'da değil milliyetçilik nazizm yükselişte adamlar hala burada salak salak milliyetçilik bitecek dünya altın çağına girecek diye bekliyor.
ayrca milliyetçiliğin dini koruması gerektiğini iddia etmekte nedir bilemiyorum? dini siz arap develeri korursunuz. mussolini ateist, hitler paganik cermen dinine inanan biriydi bunlar şimdi solcu mu lan mal herif?
türkiye'de nasyonalizm tüm dünyada olduğu gibi gittikçe yok oluyor. fakat devlet bahçeli ve mhp yönetiminin yaptıklarının yorumu ne tamamen haksız ne tamamen doğru.
türkiye'de iki çeşit nasyonalizm vardır biri chp içinde yer bulan laikçilerin nasyonalizmi, biri din eksenli nasyonalizm. bizleri çok şaşırtmış görünse de aslında gerçeği yüzümüze çarpan bir referandum oldu. herkes asıl önemli olan özelliğini ön plana çıkardı.
chp içinde nasyonalistler olduğu kadar laiklik ögesiyle bazı sol akımları da içinde barındırır. işin ilginci chp içinde solcuların nasyonalistlerle zıt görüşte olmaları. fakat laiklik onları birleştiren ve bu nedenle devamlı altını çizerek vurguladıkları ve diğer farklılıklarını görmelerini engelleme amaçlı kullanılıyor. hatta laiklik ögesine vurgu yapmamalarından dolayı chp gittikçe sol tabanını kaybediyor.
mhp'de aynı şekilde nasyonalist olduğu halde chp içinde bulunan solculardan rahatsız ateistler ve dindarlar vardır. dindarlığı bir anlamda oy kazanmak amacıyla da ön plana çıkartsalar dahi chp'ye göre nasyonalist özellikleri ağır basar.
yani chp'nin nasyonalistliği laiklikten geride iken mhp'nin dindarlığı nasyonalistliğinden geridedir. bu yüzden yıllar önce dindar milliyetçiler mhp'den kopup bbp'yi kurdular. tabi hepsi birden ayrımı farketmediğinden mhp içinde de bir çoğu devam etti.
mhp kadroları öncelikle nasyonalizm sonra din demektedir. chp'de önce laiklik sonra nasyonalizm demektedir. referandum ise tüm bunların hangisinin önde olduğunu bize gösterdi. duruma bakarsan eşitmiş. mhp nerdeyse referandumda ikiye bölündü ve daha az dindar nasyonalistler hayır vermeyi savunarak kendilerinden bekleneni yaptılar. tabandan gelenler ise bu partinin önce dindar sonra nasyonalist olduğunu sanarken gerçeği gördüler ve koptular. bu durumda tabanın ileri ki seçimlerde daha çok kopması beklenir.
chp ise bu ayrımı pek yaşamadı laiklik özellikleri de nasyonalist özellikleri de referandumda hayır oyları vermelerini gerektiriyordu. ama sosyal demokratlık evet vermeyi gerektirdiğinden az da olsa chp içinde solculuğu ön planda olan tabandan kopmalar oldu. aslında daha karmaşık ama uzatmamak lazım. bir ara kemal bey solculuğunu ön plana çıkararak genel af gibi öneriler yapmakla sola göz kırptığında da bir çok nasyonalist rahatsız oldu.
yıllardır mhp'nin chp'den daha ulusalcı, nasyonalist, daha darbeci olduğunu savundum. fakat taban olarak dindarları seçmiş olmaları onları farklı göstermekteydi. hayır oyu vermelerine hiç şaşırmadım ama bunu tabanlarına anlatmaları mümkün değil dedim ve hala neden hayır dediklerini anlatamadılar.
mhp'nin chp'ye göre daha az cuntacı görünmesinin sebebi devletin üst kademesinde bu kadar aşırı bir ucun aklıyla değil içgüdüleriyle yol açtığı veya açacağı düşünülen sorunlardır. o yüzden daha yumuşak nasyonalistler derin devletçe benimsendiler ve darbe sonu yönetimde yer alabildiler. yani chp. mhpliler ise ancak derin devletin kullandığı maşalar olabildiler. maşa olmaktan bıkan veya dindar olanların mhp'den uzaklaşması beklenen sonuç.
