malesef çok üzücü bir durumdur. görüyorum vallahi o kadar insanı cuma namazlarında sıkış tıkış ibadetlerini yapmaya çalışıyorlar. nerede kardeşim bu devlet. yapsanıza bi bu kadar daha cami, halkımız mutlu olsun. yer yoksa da, yıkın okulları, cami yapın, kurtuluş orda..!
cuma günü müslümanlarının pek yakındıkları olaydır. ancak bu müslüman kardeşler türkiye'de yeterince okul, hastane, sağlık ocağı, eğitim yuvası yok dediğin zaman sana "dinsiz" diyebiliyor.
otuz-kırk adımda bir camiye rastladığımız bir sokakta bile duyduğumuz serzeniş. cami sayısı yetersiz olduğu için de, okullarda, sınıflarda, hastanelerde, koridorlarda, hatta trenlerde ve uçaklarda bile namaz kılınacak yerler ayarlayan insanlar haklı tabii.
camilerin artması namaz kılanların arttığı anlamına mı geliyor; yoksa "evde kıldığım namazlar (hâşâ) yukarıdan görülmüyor." endişesi taşıyanların arttığı anlamına mı?
gelelim cuma ve bayram namazının camide kılınması gerekliliğine. bunu cami inşaatı bittikten sonra mı hatırlıyor insanlar? kısa mesafelerle birer cami yapılacağına büyük bir cami yapılsa da ezan sesleri birbirine girmese olmuyor mu? ama o zaman her camiye bir veya birkaç din görevlisi yerleştirilemez; imam-hatip liselerinin o kadar mezunu da açıkta kalırdı, değil mi? iyi de onlar devletin her kademesinde görev almıyor muydu zaten?
türkiye'de açlık sınırını dengeleyecek kadar iş alanı olmamasından çok çok daha iyi bir durum. lakin ibadet evde de yapılabilir. illa gidip camide namaz kılmak gerekmiyor. ama evde karın doymuyor, okul bitmiyor, emeklilik gelmiyor.