12 eylül 2010 anayasa değişikliği referandumu'ndan sonra ağızlarda dolaşacak olan cümle. evet türkiye'de yeni bir dönemin başlamasına çok az kaldı. kimileri için bu çok ürkütücü gibi görünse de o kadar da korkulacak bir şey değil. anlıyorum sizi, bunca yıllık askeri vesayetin ve yargı vesayetinin bir çırpıda yerle bir olması kolay sindirilebilecek bir şey değil. fakat dostlar, bu türkiye'yi dünya ile yarış haline sokabilmek için en önemli şartlardan sadece biridir. baksanıza size kalsak, bütün komşu ülkelerle küselim, her ülkeye düşman olalım, kimseyle alışveriş filan yapmayalım. öyle bir şey ki bu, ben bunu bir nevi hastalık olarak nitelendiriyorum.
dünya küreselleşmekte arkadaşlar, biz bu devire ayak uyduramazsak yok olup gideceğiz. bunu nasıl göremiyorsunuz ve halen ısrarla aynı tas aynı hamam devam etmeyi göze alabiliyorsunuz? liberalist ekonomiler uygulanıyor diyorsunuz. dünyanın bütün önde gelen ülkelerinde liberalist ekonomiler uygulanır, çünkü trend bu yöndedir, dünya bunu ister. onlarla yarışıp onların önüne geçebilmek için içimize kapanmak yerine daha fazla dışa açılmamız lazımdır. o sebeple gelin şu tabularınızı yıkın.
