hukuk sisteminin çökmüş vaziyette olması ve hemen hiç işlememesi. insanların bu sebeple haklarını arayamamaları.
insan haklarının özenle korunmaması ve devlet güvencesinde olmaması. işkence, angarya yasağına uyulmaması. çocuk haklarının korunmaması.
devlet görevlilerin devletin gücünü kendi çıkarları doğrultusunda sıkça kullanması. halkın sorunlarıyla ilgilenmemeleri.
bürokratik aşamaların çok fazla olması ve bürokratik işlemlerin çok uzun sürmesi.
kolluk kuvvetlerinin gereksiz yere şiddet kullanmaları. halkı ezme gayreti içine girmeleri ve kendilerini üstün görmeleri.
zorunlu askerlik adı altında gençlerin köleleştirilmesi ve ayak işleri tabir edilen hizmetlerde çalıştırılmaları. asker intiharlarının şehit sayısından fazla olması.
şiddetin devlet eliyle uygulanması. şiddet uygulayan kamu görevlilerine yeteri kadar ceza verilmemesi dolayısıyla şiddetin desteklenmesi.
çocuğa şiddetin olağan karşılanması. okullarda çocuğa şiddetin olanca hızıyla sürmesi. eğitimcilerin dayağı bir eğitim-öğretim tekniği olarak görmeleri.
kamu kuruluşlarında kadrolaşma ve adam kayırma olaylarının had safhada olması.
torpilcilik.
şehirlerin alt yapı ve ulaşım sorunları.
ülkenin belli bölgelerinde kaçak elektrik kullanımının devletçe görmezden gelinerek desteklenmesi...
kesinlikle kaybetmeye tahammulu olmayan bir ulkeyiz. herseyin basinda ilerlemek istemek cok hos bir sey ancak olmadigi zaman kazanani hakedeni kesinlikle harciyoruz. iki dusunup bir soylemek yerinee bir dusunup bin sovuyoruz fikir ayriliklarina dusmenin her insanin farkli dusunebilecegini normal saymiyoruz bu her ne kadar kucuk bir ayrintida olsa kesinlikle disardan bakildiginda ulke puani olarak bizi geriletiyor. bir seyin dis gorunumu bizim ulkemizde daha onemli islevine hic bakmiyoruz onemli olan sadece urunu sattirmak yada hizmeti sattirmak bu ulkede sattiktan sonraki memnuniyet seviyesiyle ilgilenmiyoruz. yillar onceki bize buyuk yikimlari acilari yasatan depremin sebebi bile budur dayaniksiz evler yaparak bir cok insanin hayatina kastedildi. aslinda ulke olarak bence kendine en cok zarar veren ulkelerden biriyiz. isyan etmeyi biliyoruz direnisler mesela binlerce insan bende dahil olmak uzere direnislere gittik peki gercekten kacimiz dunya ile cok ilgili kacimiz olaylarin sebebini gercekten iyi biliyoruz bu ulkeyi siyasi gorusleri takip ediyoruz bence ogrenmek gereken cok sey var.
kesinlikle ulasim degildir. ulkemiz ulasim konusunda gayet ilerlemis bir memlekettir. baska kitalara, ulkelere gidin gorun toplumlar ve hukumetler nasil da kisisel ulasim fikri etrafinda yuvalanmaktadirlar. kisisel ulasim imkani olmayan insanlar bu gibi yerlerde her zaman sikinti cekmektedirler. turkiye'nin sorunu bakis acisidir.
Basın ve yayın araçlarının karamsar ve kötümser tablo çizerek insanları demoralize etmesi:
Medyaya göre dört mevsimin kabus, sıkıntı ve problem olarak sunulması:
Kış: Kar ve buz kabusu....Bahar: Allerji ve bahar yorgunluğu.....yaz: cehennem sıcakları...sonbahar: Gaz, elektrik ve kömür zammı...