*ekonomik kriz
*her gün bir şeylere zam gelmesi
*din siyaseti
*araplaşma
*yasak ve sansürler
*medyanın %90'nın yandaş olması
*çomar ve cahil popülasyonun yoğunluğu
*milyonlarca sığınmacı, mülteci adı altında istilacı
*hükümetin kendi vatandaşlarına değer vermemesi
*kadın cinayetlerı
*kıroluk, magandalık
*şans oyunlarında şaibeler.
çoğu şeyin özensiz veya yanlış yapılması, çoğu kurala uyulmaması, çoğu şeyin vaktinde olmaması, insanların saygısız ve aşırı cahil olması. 2013'te teşhisi tam olarak koymuştum. şu ülkeden zamanında bir şekilde gitmediğim için kendime çok kızıyorum.
harbiden cennet gibi ülke ama ah şu otobüslerde leş gibi kokan, yol sokak demeden tüküren sümküren, kadın erkek çoluk çocuk açık kapalı demeden taciz tecavüz eden insanlar, terbiyesiz çocuklar yetiştiren aileler olmasa... ay sonunu rahatça getirebilse, canımız şöyle bi gezmek istese sınır şehre bari 1 geceliğine de olsa gidebilsek. insanın insan olarak değeri olsa.
sevgili yoldaşlar, türkiye ülkesindeki insanlardan dörtte biri türk değildir. ve bunlar diğer avrupa uluslarında görülen göçmen popülasyonuna benzemiyor. isviçre'ye çalışmaya giden italyan'lara ya da almanya'da savaş sonrası işçi açığını kapatmak için türkiye ülkesinden giden türklere benzemiyorlar.
has ortadoğulu, has sorun olan insanımsılar ülkemizi ve kültürümüzü işgal etmiş durumdalar. ama bundan kurtulabiliriz, cumhuriyet döneminin başında ne yaptıysak bir benzerini yapmamız gerekiyor, yalnızca yakın doğuluları ülkemizden kazımalı, uzak batılılar ile olan ilişkilerimizi azaltmalıyız.
oraya bakıyorum, buraya bakıyorum, kaldırıma bakıyorum, okullara bakıyorum, kanunlara bakıyorum, fiyatlara bakıyorum, vergilere bakıyorum, binalara bakıyorum, havaya bakıyorum, yere bakıyorum ve sonuç olarak her şey diyorum.
5 milyon Suriyelilere kesenin ağzı sonuna kadar açılırken 17 yaşında gencecik diyabet hastası kızın parasızlıktan kontrole gidemeyip şeker komasına girerek ölmesi.
(bkz: parasızlıktan kontrole gidemeyip ölen hasta)
eğitimin herhangi bir değerinin olmaması hatta bir öcü, vahşi bir yaratık gibi değerlendirilmesi. eğitimsiz kitlenin kendisini, eğitimliden daha üstün görmesi. herhangi bir işin başına niteliğine sahip olan değilde, hükümete yakın birinin getirilmesi. siyaseti kendi değer yargılarıyla değerlendirmek yerine, holiganlığı seçip takım tutar gibi parti tutulması, karşıt görüşlere saygı duyulmaması buna bağlı olarakta oturup soğru düzgün tartışıp fikir alışverişinde bulunmak yerine şiddete yönelinmesi, ana muhalefet partisinin etkisiz eleman gibi ortada dolaşması, birinin koskoca ülkede istediği şekilde at koşturması ve kimsenin buna sesini çıkarmaması vs...