ne kadar bölücü, yıkıcı ideoloji, ne kadar milli değerlerden uzak ve ulusallaşamamış bir kavmin azman bireyi isen o kadar çok kabul görürsün ki türk kelimesini dahi lanetli, ürpertici, itici, vahşi vs olarak lanse edilir. halk bezdirilip, yıldırılır, suçlanır. değil türkçü türk olmak dahi ırkçı yaftası ile mahpus edilmiştir. gün gelir devran dönerse bu keser hesabı çok acayip yerden keser.
çakma solcular tarafından " faşist " olmakla eşdeğerdir. çapulcu değil adam olmaktır. polise taş atmak yerine atanın huzuruna çiçek bırakmaktır. ziya gökalp'i tanımak yazılarının ucundan da olsa okumaktır. türkiye'de türkçü olmak zordur herkese karşı dik durmaktır türkçü olmak...
faşist damgası yemektir. tabutluklarda işkence görüp, idam sehpalarında sallandırılmak demektir. herşeye rağmen yüreğinde sönmez bir aşkla mücadele etmektir.
türkçü, türk milliyetçisi demektir. kendi milletini seven başkalarının milletini de sever. kendi milletinin içindeki her halkı da sever. bunu ırkçılık olarak algılamak komünistlerin ve kızıl kürtlerin oyunudur. türkçü demek türk milletine hizmet etmek isteyen insan demektir. bunun neresi kötü ve neresi ırkçılık? kendi milletine hizmet etmek istemek kadar güzel bir şey mi var? ama bazılarımız bunu böyle göstermez. çünkü amaçları başkadır.