şimdi aynı bakan çıkmış tarımda kendi kendimize yetiyoruz falan açıklamaları yapmış...
her sene 8-10 milyon ton buğday ithal eder hale getirmişler ülkeyi hala tarımda boş laflarla yalanlarla insanları kandırıyorlar.
bakınız 2000 yılında ülkemizin 38,7 milyon hektar tarım alanı vardı.
38.7 milyon hektar tarım alanımızın 37,8 milyon hektarını ekiyor, biçiyor işliyorduk...
sonra akp geldi.
18 sene içinde ülkemizin tarım alanları 26,3 milyon hektara düştü.
bu 26.3 milyon hektarın ise sadece 23.2 milyon hektarını işleyebiliyoruz.
2000 yılında ülkemizin nüfusu; 67 milyon 800 bindi.
2018'de ise nüfusumuz; 82 milyon oldu.
Küçükmenderes Havzası Koza Hareketi Derneği (KOZA-DER) Başkanı Selahattin Bağlı, tarım alanlarının ve çiftçi sayısının her geçen gün azaldığını söyledi.
Türkiye’deki üretim alanlarında daralma yaşandığını aktaran Bağlı, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla yayımladığı açıklamada, dernek olarak, çevre sorunları ve yerli üretim üzerine çalışmalar yaptıklarını vurguladı. Bağlı, “Biz bir sivil toplum kuruluşu olarak devletin yapması gereken bazı işleri üstlenmeye çalışıyoruz. ” dedi.
Bağlı, TÜiK verilerine göre 2000’lerin başlarında 27 milyon hektar civarında olan ekim alanlarının 2018’de 23 milyon hektara gerilediğini aktardı. Üretim alanları daralırken çiftçi sayısının da azaldığını ifade eden Bağlı, “Tarım, Hayvancılık ve Orman Bakanlığı verilerine göre, 15 yıl öncesine kadar kayıtlı 3 milyona yakın çiftçi var iken, bu sayı 2017 yılında 2 milyona kadar geriledi” diye konuştu.
En büyük sorunun, üretim maliyetlerinin artması ve üreticinin kazanamaz duruma gelmesi olduğunu belirten Bağlı, “Ödemiş ve çevresinde vatandaşları bilgilendirmeye çalışıyoruz. Yerli tohumun önemi konusuna dikkat çekiyoruz. Şenlik sırasında standımıza uğrayan vatandaşlarımız, bizden yerli tohum talebinde bulundular” dedi.
Kasıtlı olarak tarım alanlarına ve verimli topraklara fabrikalar kurulduğunu, fabrikaların atıklarının akarsulara ve denizlere döküldüğünü ve bu fabrikaların hiçbirinin de yerli şirketlere ait olmadığını biliyoruz.
Burada en büyük şirket cargill, monsanto ve coca cola.
Aynısını hindistan, güney kore, Tayland ve Çin gibi potansiyel rakip ülkelerde de yapıyorlar.
ahaha, ak trollerin yine 2 yaşındaki bebe edası ile savunmaya çalıştığı rezalet.
"köyle alakası olmayanların". yani tarım için fikir sahibi olmamız için köyde yaşamak lazımmış. tipik ak troll sıçmığı. bunların bir de siyaset yapacaksan parti kur deyimi vardır ki, evlere şenlik.
"sanayii alanlarının yüzde 32 çoğalması anlamına gelir." ahahahaha. doğru, beton alanlar, avm'ler çoğaldı ama sanayi asla!!. aksine ne kadar sanayi varsa satıldı. utanmadan bunu demiş diyeceğim ama sonra utanmadan da milli gelir arttı demiş.
bunu diyen ahlaksıza şunu demek lazım. 10 sene önce 100 tl ile marketten ne alırdın, şimdi ne alıyorsun. ha işte, alamadıklarını kıvırıp kıvırıp bir tarafına şey edersin artık.
tanım: tarım ülkesinin beton ülkesine döndüğünün, yaz ayında meyvelerin niye 15 tl olduğunu bize gösteren detaydır.
bakın ben köylüyüm. 45 dönüm kadarlık bir tarlam var. tarlanın değeri 500 bin. bu net ha. yoksa daha fazla veren var. biz aile olarak toprak satmayı sevmiyoruz. ekiyoruz, dikiyoruz. küçük çiftçiyiz. herneyse. şimdi bir örnekle anlatacağım zira yazmaktan çok konuşmayı seven bir yapım var.
bu tarlaya buğday ekimi yaptık biz. 16 ton oldu. kaç sene önceydi hatırlamıyorum. çok değil ama, 5 sene öncedir. o zaman biz bunu 1 lira 20 kuruştan, samsun'da un fabrikasına sattık. 17 milyara yakın para aldık. başak saplarını balya yaptık. biz balyayı da satmıyoruz, hayvanlarımız var. onlara yivgi yapıyoruz. satsak o dönemde 10 bin de o getirsin. 27, hadi diyelim 30 milyar. gelelim verilen emekleri değerlendirmeye.
şimdi o buğday tohumunu ekerken, kendi tohumunu eksen, devlet senin yerli tohumuna destek vermiyor, ithal buğdaya veriyor ama hahahhah. e bunu gerekirse suluyorsun, gübre veriyorsun, toprağı sabanlıyorsun. e o traktör su içmiyor. mazot yakıyor. güneşin altında yanıyorsun, biçiyorsun. verilen emek ve üretim birbirini anca dengeliyor. şimdi durum böyleyken çiftçi neden çalışsın ki?
sen devlet olarak, en tabanı sağlama aldın mı? köylü milletin efendisi ya. hani nerde? ben kendimi efendi gibi hissetmiyorum.
ben küçükken komşumuz tırlarla hayvan satıyordu ya. şimdi o koca ahırlar bomboş. çiftçi her geçen senede daha çok küçülüyor. daha aza kanaat ediyor. aza kanaat eden çoğu bulamıyor da, biz çoğu bulmak için illa birilerine domalmalı mıyız?
Çünkü yıllar içerisinde gelişen teknoloji ve ilaçlar sayesinde verim ve üretim arttı.
Eğer türkiye tarım alanında gelişşeydi bu sefer de sol( muhakefet) iktidarı türkiyenin sanayi toplumu olamamasıyla tarım toplumu olmasıyla eleştirecekti. Yani türkiyede solun şu zamana kadar kayda değer bir icrati yok. Ama buna karşın iktidarı sudan sebeplerle eleştiriyor adamlar. Neyse ideolojilerine saygım sonsuz ama eleştirmek için eleştirmesinler.
2009'da ABD'de by-pass ameliyatı olduktan sonra 'Yüce Rabbim Cleveland dedi' sözleriyle gündeme
oturan eski Maliye Bakanı Unakıtan, tedavi için israil'i tercih etmişti.
Eşiyle birlikte israil'e giden Unakıtan, sağlığı hakkında bir açıklama yapmadı.
CHP Sözcüsü Öztrak: Tarım Kanunu'na göre milli gelirin
en az yüzde 1'i çiftçilerimize destek olarak verilmek zorunda
Öztrak söz konusu kanun hükmünün 2007'den bu yana yerine
getirilmediğini ifade etti .
Abdullah Aysu: Kıtlık geliyor ve çare küçük çiftçilik
Tarım dahil tüm üretim alanlarının şirketlere devrinde 12 Eylül darbesinin
belirleyici olduğunu söyleyen Çiftçi-Sen Genel Başkanı Abdullah Aysu’ya göre
dışa bağımlılığın iflas ettirdiği küçük çiftçinin topraklarına bankalar el koyuyor
ve bu toprakları büyük şirketlere satıyor.
Büyük şirketler de bu toprakları başkalarına ektirip devletten büyük teşvikler
alıyor ve bu teşvikler sayesinde her yıl topraklarını daha da genişletiyor.
Dünya ve ülkemiz kıtlığa doğru ilerlerken 10 bin dönüm 1. Sınıf tarım arazi üzerine
kurulu Bahri Dağdaş Tarım Enstitüsü Konya’da TOKi’ye verildi.
Saray, Türk halkını AÇ bırakacak. Zafer Partisi’nin 2 önceliği var.Sığınmacıları yollamak,
halkın TOK olmasını sağlamak .