türkiye de tartışma kültürünün olmaması

entry24 galeri0
    1.
  1. televizyona çıkan politikacıların ne dediğini anlamamızı engelleyen durum. kimse kimseyi dinlemez, ağzına geleni söyler. belki de aslında bütün laflar boştur, veya insanlar.

    edit değil düzeltme: başlık başıma sanırım. tanım da var gerçi. olsun.

    edit değil düzeltme 2: başlık başıma değilmiş efendim, özür.
    1 ...
  2. 2.
  3. insanların 'bilmek'ten uzak tavrını ortaya koyar. bilen insan telaşsız ve sakindir,sırasını bilir,söyler ve susar. ama cahil ve fanatik biri iseniz o zaman uçuşmalar ve kendini ispat çabası başlar bu gercekten komiktir.
    1 ...
  4. 3.
  5. söz konusu şey tv programlarındaki tartışma platformları ise pek de acımasızca eleştirilmemesi gereken durumdur.

    (bkz: yorum farkı)
    (bkz: sansürsüz)
    (bkz: siyaset meydanı)
    (bkz: genç bakış)
    (bkz: telelig)
    1 ...
  6. 4.
  7. tartışma kültüründen yoksun adamlarla tartışmayacksın arkadaş. ben bunu bilir bunu söylerim. ne öyle sözümü böl, lafı ağzıma sok, aşağıla, yorumumu beğenme.. godoş herif sana göre mi konuşacağız. he mi?
    bu tiplere hemen tepkiyi koyacaksın ki bi daha aynı terbiyesizliği tekrarlamasın. senin yanında bulunmasın dahi.. 7
    2 ...
  8. 5.
  9. daha önce akla şu soruları getirendir... tartışmanın bir kültür olup olmaması..? yoksa adap mı olması?....her ne dersek diyelim türkiye' yi neye bakarak genelliyoruz onu da bilmek gerekir...
    1 ...
  10. 6.
  11. 7.
  12. 8.
  13. Her konuda mutlaka bir fikrimiz vardır hem de dinletecek kadar (bkz: zorla dinletmek),kesinlikle ben bu konuda sanırım bazı bilgilere ihtiyacım var biraz daha okumam gerekir düşüncesine hayatta kapılmaz türk insanı,bu bizim en büyük özelliklerimizden biridir.(bkz: ahh biraz da okuma alışkanlığımız olsa herşey daha güzel olacak)
    3 ...
  14. 9.
  15. "lütfen ben sizi dinledim" gibi cümlelerin çokça duyulmasına seben olan durumdur.
    2 ...
  16. 10.
  17. ülkemizde en aydın geçinen insanlardan en tabandaki cahil bireye kadar hemen her kesimde görülen rahatsızlık. rahatsızlık diyorum çünkü gerçekten bu durum bir rahatsızlık gibi her yerde sırıtıyor.

    ortaya bir fikir koyduğunuzda doğruluğuna yanlışlığına gelmeden hemen fikri getirenin kimliğine bakılıyor zaten o saatten sonra fikir veya proje mi artık o şey her neyse bırakılıyor, kör dövüşüne geçiliyor. bu yüzden de bireyler arasında çatışma yaşanıyor, herkes kendi köşesine savruluyor. demokrasi kültürümüz yeterince kökleşmedi, buna izin verilmedi, darbelerle toplumsal bilinçlenme yok edildi, sıfıra indirildi, gerçek aydınlar sürüldü, işkencelere maruz bırakıldı, bazen de cinayetlerle ülkemizdeki fikir adamları, bilim adamları katledildi. dolayısıyla toplumsal bir aydınlanma ve demokrat birey kazanımını elde edemedik.

    birbirini anlamak, bu insan ne anlatıyor bakmak yerine, bastırmaya dönük yöntemler izlendi. bunun devlet eliyle toplumun geniş kitlelerine sirayet ettirilmesi de asimetrik bir çalışmanın, bir bürokrasi zihniyetinin, topluma tepeden bakan ve "bu ülkenin dizaynını da ben yaparım" düşüncesinin fiili olarak saha çalışmasının sonucudur. sonuç olarak ortaya böyle birbirini dinlemeden yaftalayan bir toplumsal yapı çıktı. bu toplumsal yapıyı demokratik bir zemine çekebilmek için de yine tepedekilerden medet ummuyor muyuz? şu manzara onu gösteriyor.
    3 ...
  18. 11.
  19. kişilerin farklı görüşlere saygısının olmamasından kaynaklanan durumdur. bu saygı yoksunluğu sonucunda taraflar birbirlerini dinlemezler bile. dinlemeyince de söylenenleri anlamadan sadece karşı çıkmış olmak için konuşurlar olan boşluklarıyla. ülkemizde tartışma denilen şey kuru gürültüden öteye gidememektedir çoğunlukla.
    1 ...
  20. 12.
  21. son olarak "öğrenci protestoları" mevzusunda görülmüş durumdur. bazıları başbakan protesto edilemez der, bazısı da herşeyi yakıp yıkarım kimse bize dokunmamalı der. bir ortası yok türkiye'de. olaylara hep ya siyah ya da beyaz olarak bakıyoruz. olaylara her açıdan bakıp objektif bir şekilde gri olmak lazım. konuya gelirsek;

    1-polisin hamile olduğunu bildiği bir kadına, hırsız bile olsa, ne olursa olsun vurması kabul edilemez. hamile değilse de "vur" demiyoruz. meşru müdafaa sınırında eylemciyi savuşturabilir. polis devleti temsil eder. istese yakıp yok eder. ama her şeyin bir üslubu var.
    2-her vatandaşın yasalarda belirtildiği şekilde protesto hakkı vardır. ama "başbakan ve rektörlerin toplantı yaptığı salonu basıcam, beni durduramazsınız" diyemezsin. toplantı yapılan yerin önünde pankartını açarsın, sloganını söylersin. paşa paşa gidersin. ne o yumurta atmalar, molotof kokteyli hazırlamalar. toplantıyı basıcaz demeler. bu fiili saldırı oluyor. protesto değil.
    3-gayri meşru olarak hamile olan öğrenci yasalarımıza göre herhangi bir suç ihtiva eden bir fiil işlememiştir. ama toplumumuzun çoğunluğunun inancına, geleneğine göre hata yapmıştır. sırf marjinallik olsun diye bunu savunmak saçmadır. öyle söyleyenler 19 yaşındaki kızlarının üniversite okuduğunu sanıp, hamile olduğunu bilseler ne hissederlerdi acaba?
    4 ...
  22. 13.
  23. 14.
  24. öğrenemedik bir türlü karşı düşünceyle tartışmayı.
    0 ...
  25. 15.
  26. ne yana dönsen göze çarpan bir gerçektir.
    birbirimize, fikirlerimize, karşıt düşüncelere olan saygısızlıktan, tahammülsüzlükten kaynaklanıyor bu.
    balık baştan kokar derler. çok değil birkaç ay önce mecliste milletvekilleri klasik müzik eşliğinde kavga ediyorlardı. karşıt görüşte oldukları için.
    sözlük yazarlarının çoğu birbirinden ayrı düşündükleri için gerek başlıkta gerekse nickaltlarında birbirlerine hakaretle küfürle saldırıp duruyorlar.
    işe yarıyor mu? bir noktaya varıyor mu? sanmam.
    düşünceni açıkladın diyelim. hemen saldırı pozisyonu ve gelen söz'öyle düşünmeyeceksin işte' oysa sana ne sana mı soracağım nasıl düşünmem gerektiğini. varsa çürüteceğin bir yönü söylersin, biter.
    neden araya karbon kağıdı konulmuş gibi aynıyız biliyor musunuz? işte sırf bu yüzden. tartışmayı bilmememizden. laf sokanın egemenliğini kabul etmemizden. bu geri kalmışlığımız farklılıklara olan tahammülsüzlüğümüzden. bir sentez oluşturamadık farklı olandan. tartışmak yerine kavga ettiğimizden.
    2 ...
  27. 16.
  28. kavga kültürü varken başka platformlara ne hacet.
    2 ...
  29. 17.
  30. bunun en net örneği parlamentoda kafa göz birbirine dalabilen vekiller izlenerek gözlemlenebilir.
    2 ...
  31. 18.
  32. kendilerini ülkenin gerçek sahibi sanan ucubelerin hazımsızlığı ve tahammülsüzlüğündendir.
    1 ...
  33. 19.
  34. 20.
  35. türkiye de kavga ortamı ancak eylemlerde gerçekleşmektedir.güzel ülkemin tartışarak hatta kavga ederek bile sorunlarını çözmesi imkansızdır.türkiye de sorunlar sadece zaman aşımına uğrar,dondurucuya atılır.100 sene sonra tekrar ısıtılır.
    2 ...
  36. 21.
  37. --spoiler--
    (bkz: hadi lan ordan)
    --spoiler--
    ispatmanmakta gecikilmemiş düşüncedir.*
    1 ...
  38. 22.
  39. hiçbir yorum, şu başlıkta; tartışmayı bilmediğimizi, tartışmaktan aciz olduğumuzu yorumlarken gözümüzün içine sokmasından daha iyi açıklamaz sanırım bu olguyu.

    entry ve isim vermeyeceğim. ayrca bana göre ironi yapan kısa, öz, çarpıcı entryleri ayrı tutuyorum.
    naçizane olarak;
    vatandaşına "ananı da al git" diyen birinin başbakan olabildiği ülkede neyi tatışabilirsiniz ki.
    0 ...
  40. 22.
  41. insanlarımızın bulunduğu ruh haliyle kanının aniden kaynaması ile kızgınlık artar, ters fikirler bulunacağından sonucu mezara kadar gider.
    0 ...
  42. 23.
  43. hoşgörü kıtlığı ve fanatizm sonucu karşıt fikirlere saygı duyulmamasından kaynaklanıyor ne yazık ki. çoğu zaman hakaretler ve şiddet içerikli sözlerle son bulur. sopa yeme ihtimalinizi de göz ardı etmemek gerekir.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük