şimdi bu banka batırmak nasıl oluyor denebilir.
1982 yılında yaşanan bankerler skandalı ve bankerlerin halkın parası resmen çalması sonucu bankalara ve bankerlere olan güven sıfırlanmıştı. halk parasını bankalara yatırmıyordu. dolayısıyla ekonomide ciddi sorunlar yaşanıyordu. halk parasını enflasyondan koruyabilmek için altın ve döviz gibi araçalara yatırıyor, ya da araba alıyorlardı. araba altın gibiydi, 1'e aldığın arabayı 1 sene sonsa 3'e satabiliyordun. faizler dehşetti.
ülkeyi yönetenler bankalar ve halk arasında olan bu güvensizliği, bankalara yatırılan paralara bankanın batması halinde % 100'nü devletin ödeyeceği garantisini verdiler.
devlet bu çalınan paraları ödeyebilmek için ya vergi koydu ya da para bastı. para basmak enflasyonu körükledi, çingene romanyalıların 10 bin euroya aldığı arabaya biz 30 bin euro ödemeye başladık. benzini neredeyse 5 tl'ye alma sebebimiz devletin bu soygunları halka ödettirmesinden başka bir şey değildir.
bu huur çocukları türkiye halkının 100 yılını çaldılar. Eğer birisine küfredecekseniz işte onlar bunlar.
devleti yönetenler de buna iştirak ettiler, bu tip hırsızlıkları suç olarak görmediler.
oysa bir ekmek çalan çocuğu gasptan yıllarca yatıran bu adalet sever pezevenkler, milyarlarca doları indiren adamlara hiç bir şey yapmadılar.
bedeli yüksek enflasyon ve yüksek vergilerle hepimiz ödedik.
bizim gibi ülkelerde devlet kurumlar vergisi ve gelir vergisi toplayamaz. çünkü kayıt dışı bir ekonomimiz var. kayıt dışı ekonomi olunca devlet vergiyi tüketime koyar. nasılsa harcıyorlar kazandıklarını deyip, vergiyi harcadığınız para üzerinden tahsil ederler.
vergi literatüründe dolaylı vergi olarak adlandırılır bu, bunların balında katma değer vergisi gelir, sonra özel tüketim vergisi, motorlu taşıtlar vergisi bu liste uzar gider.
işadamları diyor ya memlekette vergiler yüksek, hepsine diyorum ki yalancının...
neresi yüksekmiş ?
türkiye cumhuriyeti devletinin gelirlerinin % 85'ini dolaylı vergiler, yani katma değer vergisi, özel tüketim vergisi gibi vergiler oluşturur. patronların isyan ettiği kurumlar vergisi ve gelir vergisi gibi kazançtan elde edilen vergiler % 10-15 civarındadır.
onu da ödemezler, şirketlerin envanterleriyle oynarlar, naylon fatura alırlar, faturasız satış yaparlar vergi falan ödemezler ama hep de vergiler yüksek diye şikayet ederler.
sigortalar yüksek derler ama kimseyi gerçek ücretinden göstermezler, işçisinin emeklilik maaşından çalarlar, tazminatından çalarlar.
işadamı eşittir hırsızdır bu ülkede. herkes bilir ama herkes garip bir suskunluk içerisindedir.
bu arada maliye bakanı bugün bir açıklama yapmış, bir tarafımla güldürdü beni bakan. kendileri iktidara geldiğinde vergi yükü % 34'müş, şimdilerde % 27'ye indirmişler. evet kazançtan elde edilen vergiye indirim yaptılar. bakan bey bilmez tabii, bu ülkede kazançtan vergi alınamaz, sen indirsen ne olur bindirsen ne olur.
bir delikanlı çıkıp da bu ülkede ey bakan anlat bakalım aynı dönem içerisinde tüketimden aldığın vergi % kaç arttı diyemez, eminim % 1000 artmıştır.
bakan açıkça itiraf ediyor ama bu ülkenin muhalefeti, akil adamları, deli adamları herkes susuyor, gelirden vergi alamayan sayın bakan, harcamalara vergi koyarak, tüm türkiyede üç kuruş kazanan insanları gibmeye devam ediyor. ekşicilerin dediği gibi subliminal mesaj veriyor herhalde sayın bakan. bakın ey işadamları sizin çalıp çırpmanıza gerek yok kardeşim, sizden zaten vergi istemiyoruz, biz karnını kuru ekmek mercimek çorbasıyla doyuran adamın harcadığı her kuruşa vergi koyup zaten alıyoruz. siz rahat olun mesajı veriyor.
süpersiniz be, ben bu durumun farkında olup da rantı için susan ülke aydınlarına da buradan selam!? söyleyeyim en iyisi.
Türkiye de suç sayılmayan en büyük hırsızlıklar, bu devletin sahibi oluğunu düşünenler tarafından gerçekleştirilmiş hırsızlıklardır. Halkların alın terini tek lokmada midelerine indiren büyük hırsızlar tarafından gerçekleştirilen hırsızlıklar...
evet bizim devletimiz kerizdir, ama halkımız daha büyük kerizdir. devlet kerizdir çalmaya müsade eder, çalınan miktarı karşılamak içinde vergi koyar, halk da ya bu vergi nereden geldi demez, konulan vergiyi ödemeye devam eder.
vergi demişken beyler, şirketlerin ödediği kurumlar vergisi veya gelir vergisini kastedmiyorum. onları zaten devlet almıyor, alamıyor.