şimdi garip gelecek ama yıllardır neredeyse her spor dalında müsabakaları izliyorum. genelde (%99) domuz eti yiyenler başarılı oluyor arkadaş. biz ve diğer müslüman ülkeler yemiyor, ondan olmuyor. bu da bir çıkarım tabii. ya da,
Adamın matematiğe, fiziğe, kimyaya yeteneği yok işte. Bu adam ingilizce de yapamıyor, edebiyat da. Bu adam çok güzel top oynuyor, futbol oynuyor, basketbol oynuyor, ne bileyim çok güzel koşuyor. Al bunu genç yaşta bir spor akademisine, ver orda spor eğitimi, hem teorik olarak hem de uygulamalı olarak o alanda yetişsin. Spor akademileri kur, seçtiğin, yetenek gördüğün öğrencileri yetiştir orda.
Spor müsabakalarında her yönden yetişmiş bir birey olarak ülkesini temsil etsin. Ondan sonra, kırk yılda bir kere başarı alan sporculara mikrofon uzatıldığında iki kelimeyi bir araya getiremeyip, köyden girip, başbakandan çıkıp, hayatın anlamına dönüp, sülalelerine teşekkür ederek röportajları bitiriyorlar. Biz ve tüm yabancılar da bunu izliyoruz.
altyapıya gereken önemin verilmemesi. sen altyapıda gelecek vaat eden gençleri oynatmazsan avrupa'dan 35 yaş üstü zamanının ünlü oyuncularını getirmeye çalışırsan tabi ki de gelişemez.
spordan kastın her zaman futbol olmasıdır. başta bu algının gelişmesi lazım. olimpiyatlarda gelen altınlar kalede volkan olmalı mı olmamalı mı tartışmasının bile gölgesinde kalıyorsa bizden bir bok olmaz.
once turkiye'de sporun gelismediginin ispatlanmasi gerekir bu sebepleri siralamadan once. Turkiye de halkin ilgi gosterdigi sporlar, ki bunlar futbol ve basketbol olmakta, son yillarda hayli basariya sahne olmustur. Yeni yapilan tt arena ve ulker arena, fenerbahce ve galatasaray'in ayni sene icerisinde avrupa kupalarindaki yukselisleri gibi gibi.. burada sanirim tek sikinti sike skandali olabilir ki bu da eskiden sike yapilmadigi anlamina gelmez.
annelerin çocuklarımız terlemesin, hasta olmasın düşüncesiyle bedeni yok saymaları ama diyetisyen kapılarına gitmeyi marifet saymalarından kaynaklanıyor. tabii mendelssohn sözlük yazarının yazdıkları mutlak gerçeklerde söz konusudur.
Şartlar onu gerektiriyor. Şimdi oğlun, kızın sporcu olacam dese riski göze alabilir misin? Ya beceremezse. Ya tutunamazsa. Garanti meslekler dururken kimse tercih edemez. Haklılar da. Şartları ayarlamak gerek önce. Ve okullarda beden dersleri oyun dersi olarak geçiştirmemeli.
He var olan sporcularımız niye diğer ülkeler kadar iyi değil? O spor dallarını icat edenler de geliştirenler de biz değiliz. Biz de aslen yabancılardan öğrendik zaten. Mutlaka bizim koçların da bilmediği püf noktaları vardır. Eğitim kısacası.
Çocukluktan değil de ergenlikten başlatılması. Çocuk küçüklükten beri (6-7) çok güzel futbol oynuyordur. Ama bu çocuğu alıp o yaşında bir kuruma vermek yerine ergenliğe geldikten sonra vermeyi tercih ederler. Bir de ülkemizde spor çok riskli görülüyor ki haklılık payları da var. Bir yeri sakatlansa gitti bütün kariyer. E hal böyle olunca yeteneği olanlar da memur vs.. olmaya zorlanıyor.
sporcunun ben oldum demesidir.daha iyisini yapmak için uğraşmamasıdır ki sadece sporcularda değil çoğumuzda var bu. sporculara örnek verecek olursam eğer aklıma ilk gelen ozan tufan ve salih uçan biri 23 diğeri 24 yaşında çok yazık ediyorlar kendilerine çok.
Ne demiş atatürk; ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim.
Şimdi sporcularımıza bakalım. Bu Üçlüyü sağlayan bir sporcu sayabiliyor muyuz? O zaman türkiyede sporun gelişmemesinin nedenlerini aramaya gerek yok. Önce bozulan ahlaklarımızı düzeltmekle başlayabiliriz. Çünkü bu sporcuları yetiştiren öğretmenler, ebeveynler ve sosyal çevre olarak düzelmeye kendimizden başlamalıyız.
