birincisi, amatör spor klüleplerine yatırım yapmayan TFF'dir. Yüzlerce çocuk o spor klüpleri sayesinde sigaradan,tinercilikten,içkiden uzak duruyorken sadece içinde bulunduğu ligi göz önüne alıp yatırım yaparsanız ilerlemez tabi. bilinmelidir ki, süper ligi de besleyen amatör klüplerdir. benim oynadığım aydının bir ilçesi olan germencik'in spor klübünden bile 5 oyuncu prof'a yükseldi.
ikincisi, ülkemizde 15-16 yaşındaki genç sporculara gelecek vaadediyor gözüyle bakılıyor, halbuki avrupada bu yaştaki sporcular olimpiyat rekoru kırıp olimpiyat madalyası oluyor.
her ne kadar sporu seven bir toplum da olsak profösyönellik adına hiçbir şey yapmıyoruz. yıllardır sporda yerinde sayan, hatta gerileyen bir türkiye var.
en önemli sebebi, özellikle anadoluda, ailedir. çocuk ilerde bir şey yapacaksa bu yapacağı şey para kazandırmalıdır. e futbol basketbol gibi popüler sporlar dışındaki spor dallarından kazanılacak para minor kalacağı, futbol ve basketbolda da tutunmak imkansıza yakın olduğu için aileler çocuklarının herhangi bir sporla ilgilenip ' zaman kaybetmesini ' istemezler. para kazanma mevzusunun dışında spor kültürü de yoktur zaten.
kalabalık oluşumuz sporun gelişmemesine iyi bir gerekçe değildir. bugün olimpiyatları kasıp kavuran çin'in nüfusundan bahsetmeye gerek yok sanırım. madem hiçbir şey bilmiyoruz, hiç olmazsa bu çin bu noktaya nasıl geldi, onu örnek alalım. 16 yaşındaki bir kız çıkıp havuzda ortalığın anasını ağlatıyor.
21-22 yaşındaki sporcular "yaşlı" kabul ediliyormuş. düşünün, alttan ne kadar sporcu geliyor.
Sporu sadece Futbol maçı izlemekle dünya kupasını vs. leri takip etmekle sporla ilgilibiri olunabileceği zannedildiği için. Her akzandığımız milli maçtan sonra birilerinin kaza kurşununa gitmesi sporun gelişmemesinin baş nedenlerindendir.
--spoiler--
aslında adı paul
bunlar polat yaptılar, 10 binde koştu milli atletimiz
kenyalı
*
ilhan
ilhan tanui özbilen
asıl adı; william
türkçe bilmediği için ne mutlu türküm diyeneyi kâğıda yazdılar, koşarken kâğıdı düşürdü hani bir şey daha söyleyecektin ilhan dediklerinde, o da orta parmağını havaya kaldırarak meramını anlattı
milli atlet
*
tarık
yani langat aslı
kenyalı milli atletimiz
*
geçiyor çinlilere
masa tenisinde
adı melek olsun dediler
aslında hau mei ling
wang ise küçük bora oldu mu size
sanki büyüğü de varmış gibi olsun diye
*
atıcılık federasyonu başkanı silah sanayicisi sporculara italyan doktorlardan psikolojik destek aldırdı
ki vursunlar
vuramayınca, gençlik ve spor bakanı bir dahaki sefere bütün madalyaları biz alıp gideceğiz diyerek attı
değdi, değmedi ayrı
*
geçiyorum; olimpiyatların baş yönetmeni gençlik ve spor genel müdürüne
konyada kuruyemişçi idi
damat tarafının adamı, genel müdür yaptılar sonra baktılar ki hiç devlet hizmeti yok, atandı ama atanamıyor
eskisi yerinde kaldı
yani atletler ithal, ama yerli genel müdür iki tane
*
ve sonunda
74 milyonluk süper ülke türkiye, madalya sıralamasında etiyopya, küba, belarus, jamaika gibi ülkelerden bile sonra, 30uncu sırada
*
olmadı tabii
atatürk gençliğinin etek boyunu dini esaslara göre hesaplayıp 19 mayıs bayramlarını yasaklayan kafa ile olacağı da yok
sonunda türkiyenin yüzünü biraz olsun, türbana sokamadıkları nur (vanlı), aslı (antalyalı), gamze (eskişehirli) güldürdü
dinci medya, omuzlarını mozaikleştirip sadece kafalarını koydu sayfaya
ki bacakları gözükmesin
sanki bacaksız koştular
*
olimpiyatlarda geri geri koşma dalı niye yok peki?..
zihniyettir. sırf bunun için olimpiyatların ülkemize gelmemesi sebebidir. ki gelmesindir. hiçbir stad dolmayacak, hiçbir müsabaka izlenmeyecektir. dünyaya rezil olduğumuzla kalırız.
toplum gelişimyle paralellik gösteren bir durum olması en büyük sebeplerinden biridir.
spor denilince sadece futbolu anlayan bir toplumda, bilim, fen ne kadar gelişiyorsa spor da o kadar gelişir.
yine düşünecek olursak paraya endeksli bir toplum tüccar başbakan gibi sadece rantı yüksek alanlara ilgi duyar.
kendini aveme inşaatında, bilmem kaç katlı rezidınslarda, yollarda geliştirmek ister.
bu ülkede halk için değil kaymak tabaka için yasalar çıkar, teşvikler verilir.
göte göt derseniz ciddiye alınmaz, şaklabanlık, yağcılık yapmazsanız itibar görmezsiniz.
sikindirik maçlarda millet uyutulur, bir topun peşinde 50 milyon kişi salak edilir.
diğer spor dalları gereken ilgiyi asla görmez. çünkü rantı azdır ya da yoktur.
söz konusu futbolsa klupleri bir işletme gibi gören taraftarına müşteri gözüyle bakan yöneticilerin katkısı çok büyüktür. elbette spor sadece futbol değil.
sanat ve sanatçıya kim engel oluyorsa onlar.
heykellere ucube, kazılardan çıkan ve tarihi değerleri tartışılmaz buluntulara 'çanak-çömlek', şehir kalıntılarına 'hamam' diyenler.
muhafazakar eğitim sistemi.
ailesiyle, okuluyla, doğuştan insanları belli grup, din ve kavimlere ayrıştıran, bu yüzden insan psikolojisini anlamsız ve düşünülürek, tartışılarak değil de, dogmatik olarak seçilmiş seçimler üzerinden kavga yapmaya odaklar.
o yüzden türkiye'de spor çok uzun bir zaman daha gelişemeyecek. olsa olsa fanatizm gelişir.