türkiye de solun bitmesinin nedenleri

entry54 galeri1
    1.
  1. en büyük nedenlerinden biri azınlık milliyetçiliği.
    "merkez"in yanında durup bütün azınlıkları yok sayan chp solu artık pek de kabul edilebilir bir anlayış değil zira. ama bunun yanında azınlık hakları konusunu teröre destek verecek boyuta taşıyanların da genel kabul görmesi pek mümkün değil. işte bu açmazı aşması gerekiyor solun. ha bir de aynı isimli dergi var ama onun solla tek alakası adı.

    (bkz: türksolu)
    0 ...
  2. 2.
  3. halkı değilde kendilerini düşünmeleridir.
    1 ...
  4. 3.
  5. 4.
  6. 5.
  7. nato destekli ordu uygulamaları.
    1 ...
  8. 6.
  9. 7.
  10. temel olarak amerikanın çıkarlarının karşısında ve anti emperyalist politikalara dayandığı için türkiyede sol düşünce yapısı bertaraf edilmiştir. Tabi birde oniki eylül cuntası ve onun devamında gelen üretmeyen,düşünmeyen gençlik.
    0 ...
  11. 8.
  12. en büyük sebebi siyasal islamcı hareketlerin çok iyi sol taklidi yapmalarıdır. özellikle refah partisi döneminde adil düzen sloganı ortaya çıkınca chp kendince kemalist sol kavramına sıkı sıkıya bağlanmıştır. bu süreç içinde eski solcular birden islami harekete kaymamıştır ancak yeni nesil devrimci ruhunu islamcı hareket içinde ifade etmiştir. (özellikle eski refah döneminde).
    ben 12 eylül ün solu bitirdiğine inanmıyorum. 27 mayıs merkez sağı, 12 mart devrimcileri, 28 şubat islamcıları daha da güçlendirdi. neden sadece 12 eylül başarıya ulaşmış bir darbe olarak gözüküyor ki. 12 eylülden önceki seçimleri incelerseniz solun oynak bir tabanı olduğunu görürsünüz zaten. radikal sol ise bu ülkede hiç bir zaman yüzde 2 nin üzerine çıkamadı.
    4 ...
  13. 9.
  14. herşeyden önce samimiyet yoksunu olması ve elitist tabakaya sıkışıp kalmasıdır.
    3 ...
  15. 10.
  16. ak partinin kömür ve peyniri halka verip karşılıgında oy almasıdır.
    1 ...
  17. 11.
  18. özetle gerçekleşen iki darbeye de hazırlıksız yakalanması. binleri meydanlara döken bir hareket olmasına karşın, iktidar persfektifinden yoksun tutumuna da bağlanılabilir. darbe öncesi dev-yol dergisinin 500 bin okuru olduğu düşünüldüğünde, darbe sonrası bu hareketin tuzla buz olması ancak bununla açıklanabilir. darbelerle terbiye edilmiş bir halkında umudunu hala solda araması da çok olası değil günümüzde.
    2 ...
  19. 12.
  20. 13.
  21. türkiye'de neyin sağ, neyin sol olduğu belli değildir. sol dendiği zaman adil düzen, eşit paylaşım, işçi hakları, adelet anlayışında kayırmanın olmadığı bir düzeni savunan partiler akla gelir. bu arada solun en büyük özelliği azınlıkları koruması etnik kültürlere sahip çıkması, bağımsız bir ülke hedefi, emperyalist karşıtlığı gelir. bunları duyan bir insanın aklına chp gelmez. chp aslında milliyetci hareket partisinin avrupa yanlısı, yumşak faşist bir partidir. akp desek her ne kadar sağcı densede daha çok liberal gibi davranan şekil değiştirebien bir partidir. mhp ile bdp onların solla alakası yok, solda milliyetcilik olmaz. bu durumda türkiyede hiç bi zaman sol parti olmamış ki nasıl bitsin demek doğru olur. zaten sol bir parti olsa oyunu ona vermeyenin ben aklına şaşarım.
    3 ...
  22. 14.
  23. Bitmemesi sayılabilir.
    Sol her zaman aldığı oyu, üç aşşağı beş yukarı almaktadır.
    2 ...
  24. 15.
  25. 16.
  26. Bitmesi diye değil, ancak solun gerilemesi diye tabir edilebilir.
    Halkın hakları için mücadele eden onlarca örgüt, kurum, insan vs. var zira.

    Ha illa ki bir sebep istiyorsanız;

    Solcuyum diye ortalıkta gezen işsiz güçsüz, soldan ve solculuktan bihaber, parka paçuru ergenlere solcu muamelesi yapılmasının dışında, 19 aralık katliamını da gösterebilirim.

    Adamlar f tipi hücreleri boşa yapmadı herhalde.
    2 ...
  27. 17.
  28. Her zaman için kullanılabilir, sömürülebilir, ajite edilebilir din faktörünün olması ve bu sömürüyü zaman zaman başarisizca(refah-saadet ornegi) zaman zaman da ultra profesyonelce yapan(AKP) partiler olması.

    insanların tüm dünyada yoksullaştikça sosyal politikalar vaad edenlere değil de milliyetçi-dinci marjinal partilere kaymaları ilginç. Bu durumun sonu dünya için hiçbir zaman hayırlı olmamıştır.
    1 ...
  29. 18.
  30. evren darbesinin ardından kendini yenileyememiş olmasıdır.darbe sonrası kurulan fkbdc(faşizme karşı birleşik direniş cephesi) nin yeterli birliği sağlayamamsı da etkenlerden biridir.zira bu oluşumdan ilk ayrılan dev-genç kadrolarının devrimci-yol grubu kendisiyle birlikte tüm türkiye devrim tarihine son vermiştir.bunu yapmalarının elbette haklı nedenleri vardır(eğitim alınan filistinli gerilla şeflerinin cepheden uzaklaştırılıp yerlerine statükocu suriyeli gerilla şeflerinin geçmesi gibi).yine de bu durum ,devrimci-yol geleneğine bağlı kalan biri olsam da, dev-yolun yaptığı bu hatayı görmezden gelme nedeni olamaz.zira dev-yol ,tarzı ve stratejisi beğenilsin beğenilmesin, bu ülkedeki devrimci mücadelenin mihenk taşıdır.zaten 83/84 teki fesih kararı ve aktif mücadeleden çekilişinin sonuçlarına bakarak(günümüz solu) bu durumu net bir şekilde görürüz.

    edit:kitleleri suçlamak yersizdir.zira kitleler ideolojiler için değil ideolojiler kitleler içindir.o sebeple eğer bir ideoloji kitleye ulaşamıyorsa bu kitlenin değil ideoloji önderlerinin hatasıdır.
    1 ...
  31. 19.
  32. insanların düşünme yeteneğinin azalması ile doğru orantılıdır.
    0 ...
  33. 20.
  34. düşünmek yerine, kayıtsız şartsız bir lidere bağlı olmayı neredeyse din derecesinde benimsemiş bir milletin kültüründe, alternatif düşüncelere yer olmaması...
    1 ...
  35. 21.
  36. türkiye'de sol bitti de, sanki geri kalan dünya devrim ateşiyle yanıp tutuşuyordu?! 2. dünya savaşı'ndan sonra latin amerika'da ki 1-2 istisnayı saymazsak sol adına devrim adına dünyanın neresinde bir kazanım elde edildi? seattle olayları ve benzeri bazı büyük protestolar olmuyor değil elbet ama nerede 70'lerin sol türkiyesi, nerede bugünkü türkiye... üzgünüm ama durum vahim.
    1 ...
  37. 22.
  38. herkezin desteğini alabilecek bir sol parti lideri çıkaramamak
    0 ...
  39. 23.
  40. solun en büyük kaybı kitleleri peşinden sürükleyecek bir lidere sahip olamamasıdır.yani sol halkla iç içe olması gerekirken halktan tamamen kopmustur.halka kendını ifade edememektedir.bunlara birde çıkar çatışmaları eklenınce...
    1 ...
  41. 24.
  42. "bitmek" eylemsellik babında hem bitişi hem de başlangıcı anlatır.
    bu bağlamda tespitin solun zayıflaması ya da sola temayülün azalması olarak düzeltilmesinde yarar var.
    ülkemizde hakiki manada solun tarihine bakarsak örgütlenme babında avrupa ve latin amerikadaki eşlenikleri bizim ile kıyaslanamaz bile. ülke menfaatleri için muhafazakarları iktidardan uzaklaştıran ordu kontrolünde yapılan şimdikinden çok daha demokratik anayasa ve seçim sistemi sayesinde işçi partisi mecliste temsil edilebiliyordu. yani bundan 50 sene önce bu ülkede radikal solcuları mecliste temsil eden bir partisi vardı.
    sonrasında aynı ordu ülke insanlarının demokrasiye yeterince hazır olmadıklarına kanaat getirdiğinden midir? yoksa devleti yönetmeye talip olanların ülkeleinden çok kendilerini düşünmesinden midir? veya yeteneksizliğinden midir? veyahut basiretsizliğinde midir? bilinmez. bir muhtıra ve akabinde bir darbe ile solun önünü tıkamıştır. yapılan anayasada ne işçi hakları, sendikal özgürlükler ve örgütlenme özgürlükleri vardır ne de siyasi partilerin yapısını düzenleyen şekliyle sol kavramlarla yakından uzaktan alakalıdır. üstüne getirilen seçim sistemi de bunun tuzu biberi olmuştur.
    kısacası bir noktadan sonra hemen her alanda olduğu gibi eller gitmiş mersine biz ise yine tersine.
    ülkemizdeki solun bugünkü durumu için 12 eylül 1980 darbesiyle oluşturulan sistemin meyvesidir dersek yanlış olmaz.
    bu günlerde 30 yaşında olan o nesillerin ve sonrasının genel durumu ortadadır.
    bu arada 12 eylül darbesiyle solculuktan çark etmek zorunda kalanlara kızanlar da olabilir. Ama şunu unutmasınlar ki insanlar öncelikle kendi yaşamını daha iyi koşullarda devam ettirmek ister.
    Elbette onlarda isterlerdi onursuz yaşamaktansa ölmeyi. nitekim bu yolu seçenler de azımsanamayacak kadar olmuştur. kimisi ülkeyi terk etmiştir, kimisi hayata küsmüştür, kimisi de insanlara ve elbette kimisi de ölümü seçmiştir.
    hülasa herkes aynı değil. hem öyle olsa dünya daha yaşanılır bir yer olurdu.

    konuyla ilgisi yönünden şunu da eklemek isterim;
    bu kalp seni unutur mu dizisindeki gibi değildir gerçekler.
    0 ...
  43. 25.
© 2025 uludağ sözlük