türkiye'de 100 bine yakın cami var. 100 bin imama aylık 3.500'er lira verileceğine devletin seçmiş olduğu bir imam tüm yapılması gerekenleri cami içine kurulacak bir ekran sayesinde bütün camilerde yaptırtabilir. bu sayede ezanı da aynı senkronizasyon ve kalitede okutmak mümkün. Böylece aylık 350.000.000 lira kar etmiş olacağız. Yılda ise 4.200.000.000 lira kasada kalır. Ayrıca imam ihtiyacını bu şekilde gidererek imam hatipler gereksiz olacağı için kapatılıp bir o kadar daha kar edilecek. Diyanete verilen bütçede edilecek karı da saymıyorum.
elektronik, teknolojik çağda neden olmasın ki? diye düşündüren başlık. bulunduğunuz konuma göre cebinizden fetvaları, duyuruları alır camiye doluşup namaz eda edip, ölüleri de cami görevlerine yıkatırız.
hatta baş reisimizin holigamı ile bu tüm mahallelerde muhtarlar tarafından çalıştırılarak işlem halledilebilir. böylece bunca imama, hocaya ödenen paralar beştepe havuzunda toplanır.
zeka yoksunu yorumu yapan zeka yoksunu yazarın bahsettiği her şehrin ayrı ezan saati konusunu gerçekten sorun olarak gördünüz mü? yani her şehirde olması gereken saatte bunun yapılabileceğini düşünemeyip hepsinin aynı anda bunları yapacağını zannederek teknolojinin bu koordinasyonu sağlayamayacağını düşünmüş değil mi bu mikrosefal? cidden siz evden çıkmayın ya, oturun evde ölene kadar.
bir beyinsiz yazara daha cevap vermek gerekirse cenazeleri imam yıkamak zorunda değil ki zaten genelde yıkamaz. imam nikahı resmi bir nikah değildir, rakamlar baz alınınca çok gerekli de değildir. yeni doğan bebeğin kulağına ezan okumak konusuna gelince susarım çünkü bu mutlaka olması gereken bir şey. yoksa o çocuk ne hallere düşer. ölse daha iyi. düşünsenize çocuğun kulağına ezan okunmadığını? düşünmesi bile tüyler ürpertici. o yüzden vazgeçtim bu fikrimden. insanlar açlıktan ölsün ama o parayı onlar için harcamayalım. o ezanı imam bebeğin kulağına okusun yeter. hep beyinsiz olmak zorundasınız değil mi?