otomobiller insan hayatını kolaylaştırmak, asli vazifesi onları taşımak olan makinelerdir.
Peki, Türkiye'de otomobil sahibi olmak nedir?
-Devletin vatandaşını kazıklamasıdır Türkiye'de otomobil sahibi olmak.
-Devletin, halkı için otomobili lüksten görmesi, milletini otomobile layık görmemesidir, Türkiye'de otomobil sahibi olmak.
-Otomobilin hemen hemen her parçasına vergi almaktır, Türkiye'de otomobil sahibi olmak.
-Akaryakıta, beğenmediğimiz ortadoğu ülkelerinin 5 mislini ödemektir, Türkiye'de otomobil sahibi olmak.
-Kendimiz üretmeyi beceremediğimiz için, normal değerinin 2 mislini ödeyip, ithal araç almaktır, Türkiye'de otomobil sahibi olmak.
-Avrupa'nın yeni çıkardığı otomobillere hayranlık duymaktır, Türkiye'de otomobil sahibi olmak.
-Liste fiyatlarının aslında olması gerekenin 2 katı olduğunu bile bile, hangi marka ucuz, hangi marka pahalı diye yorum yapmaktır, Türkiye'de otomobil sahibi olmak.
-Kalabalık şehirlerde toplu taşıma altyapısı Avrupa ülkelerinin 50 yıl gerisinde olmasına rağmen, toplu taşıma araçlarını kullanmadığınız için kendinizi suçlu hissetmektir, Türkiye'de otomobil sahibi olmak.
-Vergiler yüzünden yeni bir otobil alamayıp, 30 yaşındaki aracını aldığı paranın yarısına devlete sattığına sevinip, gururlanmaktır, Türkiye'de otomobil sahibi olmak.
-Ucuz LPG kuyruklarında saatlerce bekleyip tasarruf etme ihtiyacıdır, Türkiye'de otomobil sahibi olmak.
-Zaten değerinin 2 katına aldığı otomobili, kredi kullanarak 4 katına almaktır, Türkiye'de otomobil sahibi olmak.
-Kredi ile aldığı aracın borcunu ödeyememek ve banka tarafından haczedilmesini izlemektir, Türkiye'de otomobil sahibi olmak.
-Devlet vatandaşını bir süreliğine %30 daha az kazıklamaya karar verince, çılgın gibi bayilere koşmaktır, Türkiye'de otomobil sahibi olmak.
-Değerinin 3 katına aldığı lüks otomobilini, 3 yıl sonra 4'te biri fiyatına sattığında iş adamının canının yanmasıdır, Türkiye'de otomobil sahibi olmak.
-Orta halli bir memurun, uzun uğraşlar vererek aldığı, gözü gibi baktığı aracını, belki de doğalgaz faturasını ödeyemediği için satmasıdır, Türkiye'de otomobil sahibi olmak
-Sürekli yerli ve ithallerden farksız bir otomobile binmeyi "hayal" etmektir, Türkiye'de otomobil sahibi olmak.
-Devlet, milletini daha iyisine layık görmediği için, çoğu araç sahibinin yaşca kendinden büyük bir araca sahip olmasıdır, Türkiye'de otomobil sahibi olmak.
-Bunca eziyetin üstüne, Cumhuriyet döneminden kalma yollarda seyahat etmek ve her yıl onbinlerce insan gibi ölüm riskini göze almaktır, Türkiye'de otomobil sahibi olmak.
-Çevrenden birisinin yeni bir otomobil aldığında, ilk iş olarak "kaç yakıyor bu?" sorusuna maruz kalmasıdır, Türkiye'de otomobil sahibi olmak.
-Eğitimsiz ve cahil insanların, trafik magandalıkları yüzünden (makas, yan ve bilumum diğer saçmalıklar) sizin ve diğer yüzbinlerin her an kelle koltukta seyahat etmesidir, Türkiye'de otomobil sahibi olmak.
-Oturduğunuz semte hiç bir otopark yapmayan devletin, sabah kaltığınızda kapınızın önündeki aracınızı da marifetmiş gibi çekmesidir, Türkiye'de otomobil sahibi olmak.
-Değnekçilere haraç vermektir, Türkiye'de otomobil sahibi olmak.
-Trafik polisine rüşvet vermektir! Türkiye'de otomobil sahibi olmak.
-Cumhurbaşkanı konvoyu için kapatalıan karayolu yüzünden, saatlerçe dinlenme tesislerinde mahsur kalmaktır, Türkiye'de otomobil sahibi olmak.
-Gece sokağa bıraktığın aracının, sabaha molotof kokteyli ile yakılması riskini göze alabilmektir, Türkiye'de otomobil sahibi olmak.
Çok şeydir aslında Türkiye'de otomobil sahibi olmak. Yukardakilerin hepsine rağmen, yeni bir otomobil aldığında kurban kesmektir, Türkiye'de otomobil sahibi olmak!
Bir dünya vergi verip yol beklerken yolundan çalınıp metrobüs zımbırtısı yapılabilitesi yüksek, otomobilden soğumaya yol açan; 2 liraya metrobüse binip kalabalıktan fenalaşınca ambulans ile hastane yolu tutulduğunda, ambulansın geçiş üstünlüğünün üstüne çıkmış metrobüsün 3 kat daha hızlı hastaneye gidebilirliğni hakkın rahmetine kavuştuktan sonra öğrenmektir.
tüm maaşını benzine vermek
yüklü miktarda vergi ödemek
yolların iğrençliğinden dolayı arabayı sık sık yıkatmak
gece uyurken uyanıp acaba camını kırmışlarmıdır diye düşünmek
araba kullanırken sersem gibi önüne atlayan yayaları ezmemek için insan üstü çaba sarfetmek
bayansan ve araban varsa potansiyel eş konumunda olmak
kırmızı ışıkta camdan tacize uğramak
küfretmeyi öğrenmek
en iyisi kullanmamak.
en basit haliyle nüfusun artmasıyla orantılı olarak dar gelen yolları hesaba kattığımızda ana caddeye çıkan bisikletli manyak çocuktur, karşı kaldırıma geçmek için bekleşen kalabalık gruplardır, aniden önüme direksiyon kıran acemi şofördür, korna sesinin uzunluğuna bağlı olan kallavi küfürlerdir, 2 dakka gidip gelcem diye yolun ortasına parkedilen arabayla trafikte kilitlenmektir, faça şahinlerdir, bağıra . eziyettir efendim eziyet.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin aksine bir sanki Nijerya, bir Etiyopyada olduğu gibi lüks sayılandır. Nedenleri 1.entry de zaten sıralanmış. Bazı tandığım çok yakın olmayan arkadaşlarım 4 sene önce Bulgaristan a okumaya gitmişti. 2 kardeş biri bmw cabrio diğeri Mercedes cabrio almıştı. Türkiye de ikisi birleşse o verdikleri paraya sanırım anca 1999 model ford mondeo alabilirlerdi. Bir de Türkiye sonradan görmeliği diye bişey var. Hafif kalburüstü 2008 model üstü aracı olanlar artık kendine "ben oldum yaaa" gözüyle bakıyor. işin kötüsü Türkiye de hakikaten statü saygısı görüyor. Lan ne enteresan ülkeyiz körler ülkesi resmen.