türkiye'de müzik zevkinin sıfır olması, zevke, renge, boya posa bakmaz. her insan istediği müzik türünü, istediği şarkıcıyı dinler ve sonuna kadar savunur. fakat, türkiye'de yapılan bir çok müziğin kalitesiz olduğu bir gerçektir. misal; ismail yk'nın sevilmesi çok ta abes bir durum değildir. asıl abes olan ismail yk'nın, büyük hayran kitlesini görüp, hayranlarına yakışacak şekilde müzik yapmamasıdır. milleti şapur şupur öpen, bas gaza aşkım diyip kendisine gaz verilmesini bekleyen, bu şarkının sözleri yok diye birbirinden alaksız tüm sözleri bir araya getirip şarkı yapan bir sanatçının, bu kadar hayran kitlesine sahip olması, gerçekten türkiye'de müzik zevkinin sıfır olduğunun göstergesidir. bu sadece ismail yk'lık bir vaka değildir. örnekleri çoaltmak maalesef ki mümkündür.
müziğin bir geçmişi vardır, karışık ama koskocaman bir geçmişi. asırlarca buna yatırım yapan sanatçılar oldu, insanlığın ihtiyaçlarıyla, yaşam tarzlarının farklılığıyla bu kültür gelişti. doğuda ve batıda etnik müzikte, belki bir önceki çağın teknolojik yetersizliği nedeniyle, belki de eğitim düzeyinin şimdiye göre daha düşük olması nedeniyle farklılıklar ortaya çıktı. bu farklılıklar toplumu kesimlere ayırmamalı, tam tersine özgürleştirmeli. bu tıpkı düşüncelerin farklı olması gibi.. farklı düşünceler de insanlığın başından beri savaşlara neden olmadı mı? oysa biraz saygı gerekir. kavgaları hala sürüyor. i̇nsanlar bu çeşitliliğinin bir bütün olduğunu görmemekte niçin bu kadar ısrarlı?
müzik gelişiyor dedim. farklılaşıyor. yine de halk müziği kendini değiştirmemekte ısrarlı, pop ve arabesk kültürü oluşmuş. niçin bu farklılaşmaya daha açık olmuyoruz? batı müziğinde olduğu gibi kurallarla kurulmuş olsaydı, geliştirilmeye ihtiyaç duymayabilirdi. ama çok eksik. hem armonik olarak, hem teknik olarak boşlukları var. yine de batı müziğiyle bütünleşmeye öcü gözüyle bakılıyor. gerici toplum burada da ön plana çıkıyor. türkiye batı müziğine yabancı ve öğrenmek de istemiyor. çünkü zor, çünkü çaba gerektirir, ilgi duymak yetmez bazen, hep araştırmak gerekir. öğrenmenin sonu olmaz mesela, hep farklı yorumlar gelişir.
bu gün yapılan birçok müziğin, önceki zamanlarda ortaya konan eserlerden daha basit, daha bayağı, daha itici olması; benim anlayamadığım, kabul edemediğim bir nokta. oysa, hani gelişmeliydi? geçmişten daha iyi bir eser ortaya konulmayacaksa, özgün olunmayacaksa niçin bu kirliliğe sebep olunuyor? halkı kandırmak kolaydır. popüler müzik diye fiyasko şeyleri dinletmek, çağımız teknolojisinin reklam yoluyla moda haline getirdiği parçaları insanların hayatının merkezine koymak tüm bunlar çok saçma. kültür de işte her zamanki gibi birilerinin çıkarları doğrultusunda parçalanıp gidiyor. müzisyen tüm geçmişi bilmelidir, bu konuda bilgi sahibi olmalıdır, belirli bir teknik düzeye gelmeden de eser ortaya koymamalıdır.
ne vardı eskiden? ton değişimleri, nüanslar, hareketin yavaşlığı dengeleyişi, mükemmeliyet.. şimdi karşıma popüler diye çıkan bir çok parçayı dinliyorum; baştan sona tek ton, hatta daha da bayağı; üç dört temel akor üzerine yazılmış parçalar.. daha karmaşık, daha teknik olmalı, armoni zenginleştirilmeli. alternatif birçok müzik türü çıkmış ortaya ancak hepsini toplasanız eski müziklerin kalitesine ulaşamaz.
not: elbette istisnaları vardır. tamamen benim düşüncelerimden oluşur.