aslında iyi değerlendirildiğinde doğru bir olaydır. neden? şimdi siz bir üniversiteye mescit koydunuz, oraya insanlar girip ibadetlerini yapmaya başladılar, inançları onlarındır yapsınlar, kimse karışamaz. ancaaaak, yarın öbür gün bazı aklıevveller, bayanlar da oraya giriyor, başlarını da kapatmaları gerek diyerek, üniversite yönetimiyle kavgaya tutuşacaktır. neden? çünkü üniversite arazisine türbanla girmek yasaktır efendim, hal böyle olunca orası-dine saygıdan dolayı- özerk bir bölge olacak, ilerleyen zamanlarda oradan çıkanlar türbanla gezmeye başlayacaklar üniversite arazisinde. nerede kaldı kurallar? delinir bence o kurallar bu şekilde.
çok mu ütopik geldi? yasayı bir kereden delmekle bir şey olmaz mı? yav de get.
insanların her türlü ihtiyaçlarını karşılayabileceği yer üniversiteler değildir, sadece öğrenim görmek için gidilir oraya camiler var isterseniz dersinizi kırıp gidebilirsiniz. ha ayrıyetten eğer ihtiyaçların hepsini karşılayabilecekse üniversiteler o zaman kendi içinde başka bir ad alması gereklidir. rica ediyorum abuk subuk başlıklar açıpta kutuplaştırmayalım bu sözlüğü..
universitelere,farkli fikirlerde insanlar geldigi gerekcesiyle Ataturk resimlerini bile asmayacak denli hosgoru(!) sahibi ulkemizin uyguladigi cifte standart orneklerinden biri.
edit: yazilanlari tekrar bi gozden gecirince farkediliyorki islam mescit olan yerde universite olmasin gibi sacma bi oneride bulunmazken bilim(!) yanlisi arkadaslar universite olan yerde mescitin ne isi var gibi bi cikarimda bulunabiliyolar. bu durumda, din le bilim bagdasamaz diyen hangi taraf acaba?
kimi zaman insanın tüm gününü alan üniversitelerin 'genelinin' sahip olduğu büyük arazilere rağmen birkaç metrekare yer ayıramamasının egsantirikliğinin sonucu.
bilkent üniversitesi'nin ulvi havasından mahrum zavallılar oldukça bir üniversite nasıl olmalıdır sorusuna daha çok cevap aranacağını belli eden sorundur. namaz kılan bir öğrenci mescidi olan bir üniversitede nasıl öğrencilik hayatını idame ettirir tek bir fikri bile olmayanların lakırdılarına kurban gitmeyecek kadar bireye indirgendiğinde önemli bir sorundur. mescide harcanacak parayla 10 tane laboratuvar yapılabileceğini sanan çemişler de yok değil hani.
bilkent öğrencisi bir genç teneffüsleri kullanarak 5 vakit namazını çok rahatlıkla kılabilir, dersine zamanında girer-çıkar, kimsenin de gözüne batmaz, sarışın mini etekli kız mescidin yanına arabasını parkeder işine bakar. kısacası bizde herkes kendi işine gücüne bakar.
tehlikenin bizzat kendisi olduğunuzun farkında mısınız?
butun kampusleri kabe'ye tasiyarak kokunden cozebilecegimiz hadise.
yobaz gerici ve statukocu insanlarin ortaligi karistirmak icin ortaya attiklari elzem sorun bu aslinda. ders saati namaz kilmasi gerektigini dusunup dersten cikacak kadar dinine bagliysa bu ogrenci kaza namazindan haberi olmamasi bir celiskidir. dahasi ilk ayet'i de unutmus gibi davranmasi icler acisi. hicbir ogrenci yoktur ki gunun 24 saatini kampuste gecirsin; bunun icin bes vakit namazin bes vaktinde de okulda duruyormuscasina bir ilim irfan yuvasini kutsal ibadet yerine cevirmeye calismak din provakatorlugu yapmaktan baska bir sey degildir. niyeti namaz kilmak olan insan zaten kampuste herhangi bos bir alanda yonunu kabe'ye cevirip ibadetini yerine getirebilir kimse de buna dil uzatmaz. ama her sey tamam da bu mu eksik kaldi dedirtmenin de alemi yok efendiler..
secimlerin yaklasmasiyla kendiliginen cözümlenecek bir sorundur da ayni zamanda. gecen secimlerde universitedeki türban olaylarinin kökünü kaziyip, türbani serbest birakacaginin vaadini veren partilerin, bu secimde de propagandalarini her universiteye bir mescit hatta teknik universitelere birer cami olarak yapmasi muhtemeldir...
ilkokullarda zorunlu din dersiyle baslar inkilaplarin geriye püskürtülmesi ilk olarak, sonra cikar biri hristiyanlarla konusmasi günahmis der, biri de halen kütüphanesi yada bilgisayar odasi bile olmayan pek cok universitemiz varken, bunlar önemli olmamis olacak ki her okulun ilk ve en önemli(!) ihtiyacini belirtir; universitelerde mescit olmamasi...
bir de varolan mescidin sonradan kapatılması türü vardır* ki daha içler acısıdır. amaç; namaza yeni alışan üniversiteli gençlerin caydırılması ise kısmen başarı sağlanmıştır, ama işten içe bir isyana kapı açılmıştır. namazın her şeyden önemli bir ibadet olduğunu benimsemiş olanlar zaten gerekirse çimlerin üstünde, kartonun üstünde ibadetini yapacaktır.
her türlü özgürlüğün yaşanmasıyla örnek olması gereken * üniversitelerde elbette ibadet özgürlüğü de olmalıdır. kimseye zararı olmayan bu hakkın sindirilememesi, ancak kaddar bir zihniyetin eseridir, esefle kınanasıdır.
sosyal bilimler enstitülerini, fakülteleri kapatıp yerlerine mescitler açarak çözülebilecek sorun. ayrıca kampüs içerisinde kurban kesme alanları belirlenmesini, iftar çadırları kurulmasını ve kapalı devre kuran ve ilahi dinletisi sunulmasını öneriyorum.
civarda cami veya namaz kılınabilecek herhangi bir mekan mevcutsa tartışılması pek gerekli olmayan, ama mevcut değilse, kampüsün en azından binde bir'lik bir kısmının tahsis edilmesi ile ortadan kalkacak problem.
tabi tahsisatı yapacak kaç rektörlük mevcut, orası tartışılır.
aslında medyada da görebileceğimiz bu problem adeta bir koyun olan müslüman kitlenin mescid isteriz diye feryat etmesi değil; bilakis bünyesinde mescid bulunduran üniversite vb kamu kuruluşlarının/kamusal alanların hedef tahtası haline gelmesi, laiklik çığırtkanlıklarının bu gibi durumlarda ayyuka çıkmasıdır. bir lisede ufak bir odanın mescid yapılması durumunda oranın müdürü derhal görevinden alınır, çünkü kemalist eğitim sistemine göre namaz kılan birey yetiştirilemez. olay bu kadar basittir ve kendini bu kemalizme göre bireyler yetiştirmeye adamış üniversiteleri geçiniz, doktorlarının bile eğitimindeki hayati amacın kemalist birey olmak olduğu tıp fakültelerinin ülkesinde mescitlere yer yoktur.
bÂzı insanlarca yanlış olduğu düşünülen bir gerçektir. evet türkiye'De -bazı- üniversitelerde mescit yoktur. iyi de;
- ders saatleri ile namaz saatleri birbiriyle çakışabilir. bu durumda dersleri, namaz vakitlerine göre mi ayarlayacağız ?
- kendini dine verdiğini iddia eden pek çok serseri, namaz kılmayan öğrencilere baskı yapabilir ki bu sık rastlanan bir şeydir zÂten.
- ona bakılırsa hastane, lokanta, iş yeri, gemi, uçak, tren... de insanların zamanlarını geçirdikleri yerlerdendir. orada bulundukları sırada namaz vakti gelmiş olabilir. çözüm olarak buralara da mı ibÂdethÂne açacağız ?
türkiye'deki bütün üniversiteleri şehir içinde, camilere yakın sanan şapşal zihniyetin anlayamayacağı eksikliktir. üniversite görmemiş olmakla alakası olabilir bu gibi durumların.
ayrıca yakında camisi olan konsepti eğer 15 dk yürüme mesafesiyse git gel neresinden bakarsanız bir ders saatine mal olacak olması bilkent gibi mescidi olan ve özgür ortama sahip olan bir üniversitenin kıymetini bir daha göstermiştir bana.
sonuç olarak islama tahammülsüzlüğü gösteren bir sorundur, turnusol kağıdı gibidir.
ETRAFTA CAMi VARSA GEREK YOK ZiHNiYETiNE iTAFTIR. ETRAFTA LOKANTA VARKEN KAMPÜS iÇERiSi YEMEKHANE VE LOKANTALAR NEYiN NE Si DiR. iBADET TE BiR iHTiYAÇTIR. BANA DEĞERLiDiR SANA DEĞiL HEPSi BU.
okularin hepsini camiye cevirilerek asilabilecek sorun. hem tanriya yagmur duasi yapar gibi ekonomi duasi felan yaparak duzeltirsiz herbirseyi. hemde ozgurlukcu insanlar yetisir bu camilerde ayni akpcilerin gibi.
21. yy türkiyesinde inanılması güç hadisedir. nasıl olurda mescit olmaz ya üniversitelerde. bununla yetinilmeyip ilkokullara, ortaokullara, liselerde mescit yapılmalıdır hatta.