türkiyede masonluk esasen 33 dereceli iskoç riti olarak uygulanır. Aslında türkiyenin özgün bir masonluk sistemi yoktur. Biraz fransız grand orient ekolünden biraz makedonya disiplininden alıntı yapılarak türk masonluğu oluşturulmuştur. Baktığımız zaman türkiyede locanın tarihi avrupa ya göre çok yenidir. 1910 du yanlış hatırlamıyorsam istanbul locasının kuruluş tarihi. 1930 larda Atatürk tarafından kapatılan teşkilat 1950 lerde tekrar faaliyete geçmiştir. Çalışmalara günümüzde diğer biraderlerle paralel ve dayanışma içinde devam etmektedir.
Kusura bakmayın tanımı şimdi buradan veriyorum. Birde benim bildiğim mason localarına kayıtlı isimlerde var onlarıda söyleyim.
Masonluğun bir evrensel amacı vardır. Özetle şöyle denilmektedir: Dünya üzerindeki tüm toplumların ve ayırımsız olarak tüm insanların barış, esenlik, güven ve mutluluk içinde yaşayabilmeleri için gerekli olan ortamın, koşulların ve karşılıklı anlayışın sağlanması.
Sözü edilen bu evrensel amaç olsa olsa bir ülkü olarak nitelendirilebilir. Bu nedenle güncel bakımdan bu amaç ile bağlantılı olmak üzere, pratikte şöyle amaçlar edinilmiş ya da hedefler saptanmıştır:
 insanlar arasında ortadan kaldırılmasına olanak bulunmayan çeşitli farklılıkların, bir ayırım ve çatışma nedeni olmasının giderilmesi;
 Bilgisizlik (cehalet) ve bağnazlık (taassup) ile savaşılarak toplumlarda bunların giderilmesi;
 insanlığın gelişimini, giderek evrimini sağlayan her türlü ilkenin yaygınlaştırılması;
 Bunların önderliğini yapabilecek nitelikte bireylerin yetiştirilmesi.
Bir diğer benimseyişe göre; Masonluğun amacı bilimsel yöntemle ve akıl verilerinin ışığında gerçeklerin araştırılması olarak belirtilir ama böyle bir amaç olsa olsa Masonluğun kendi içinde geçerli sayılabilir.
ATATÜRK MASON MUYDU ?- gerçekten ingiliz sömürge valisi olmak istedin mi ? hindistandan alınan yardımları servetin için kullandın mı ?
Fatihte çocukluğumda bir kursunda okurken ,kursun kitaplığından kitap okuduğum çok olmuştur.Yine elime aldığım bir kitabın sayfalarını karıştırırken ,ilginç bir başlığa gözüm takıldı ,başlık aynen şöyleydi kardeşlerim ;
Atatürk mason muydu ?
Kitabın yazarı kimdi peki ?
Abdurrahman dilipak . Dilipak islamcı bir yazardı,iktidarın projelerine çoğu kez destek vermiş bir yazardı (hatta hem siyasi ortak hem de bazı yazarlarla ticari ortaklığı var)Aynı kitabında Atatürk-ismet inönü kavgasını anlatmıştı ve eklemişti ;atatürk bir komplonun kurbanı olabilir.
Bu yazımı ne sıkı siyasal islamcılar için ne de koyu kemalistler (bu tabiri de sevmem zaten ) adına yazıyorum.Derdim üstü örtülen gerçekleri ortaay çıkarmak aslında .Turgut özal ve kenan evran 'in niye atatürkün vasiyetnamesinin okunmasından kaçtıklarını sanıyorsunuz dostlarım.
Neyse biz devam edelim .Türkiye cumhuriyetinin başbakanı tayyip erdoğan ne yazıyordu 1980 li yıllarda bir mektubunda ;
"Atatürk 'ün koyduğu dinsiz kanunları yıkacağıma ve bir islam devleti kuracağıma ant içerim ."
ASlında çoğu siyasal islamcı onun gibi düşünüyordu.Siyasal islamcılar arasında atatürkün mason olduğuna dair konuşmalar geçiyordu.Atatürk'ün savaşlarda hep geride durduğu söyleniyordu.
2.başlığı da ben atıyorum ;
Gerçekten atatürk mason muydu ?
Abdulhamit tahta çıktığı yıl osmanlı sınırları içinde yayınlayan 54 gazetenin 47 tanesi yabancı tekelindeydi.2.abdulhamit ne yaparsa yapsınyabancı tekeline son veremiyordu.Yabancı tekele son veren isim atatürk olmuştu.Peki yabancı tekelini istemeyen bir mason olur muydu ? çelişkiler devam ediyordu....
Atatürk bir ittihat terakkiciydi.ittihat ve terakkinin ise yarısından çoğu masondu.Arkadaşlarım türk masonların çoğu müslüman olarak doğmuştur ancak sonradan din karşıtı olmuşlardır.Osmanlının son dönemlerinde bile 3 mason ünlü mason şeyhülislam vardı.
Bakın belgeli konuşuyorum ustalarım ;Atatürk 'ün löümünden sonra ingiltete büyükelçiliğinden Ankara'ya çekilen telgrafta atatürkten nasıl bahsediliyordu ;
"Müslüman olarak doğmuş ancak din karşıtı olmuştur.(din karşıtlığından sadece islamiyeti kastedmiyordu,bütün dinlerden bahsediyor ) doğruluğu sevmiş ve günahtan nefret etmişti.işini iyi bilen istidat sahibi bir askerdi,savaştan nefret ederdi.
Evet ,mustafa kemal atatürk dinlerin halkları böldüğünü düşünüyordu,aynı zamanda dinlerin istismara uğratıldığını ve halkların dinler yoluyla bölündüğünü söylüyordu.
Nutukta yazdığı ama sonradan kitaptan çıkarılan bir bölümde atatürk tek dünya devleti önerisini sunuyor.Bu tek dünya devletinin,tek bir dini olması gerektiğini ve insanlarında bu din etrafında birleşmesi gerektiğini söylüyor.
Kardeşlerim biliyorsunuz siyonizminde amacı Kudüs merkezli (onlara göre kudüse sahip olan her şeye sahip olur) bir tek dünya devleti kurmaktır.illuminati de siyonizmi ve bütün ideolojileri ,inançalrı kullanarak kölelik düzenini kurmak istiyordu.
Hemen şaşırmayın durun daha açıklayacaklarım var yahu.Unuttunuz herhalde atatürk filistin davasını daima savunumuştu.Atatürkün nutukta yer verdiği tek dünya fikri bir öneriydi aslında,uygulanamayacak bir hayaldi.Hayal olduğunu da kabul etmiştri kendisi de.
Atatürk 1935 senesinde verdiği emirle Türkiye'de ki mason teşkilatlarının kapatılmasını söyler.tesadüf olmasa gerek aylar sonra atatürk (hiç bir hastalığı yokken ) aniden rahatsızlanır ve bu hastalık onu ölüme götürür.ancak atatürkün üstü örtülmeye çalışılan hastalığı "akciğer sirozuydu".Halbuki atatürkün son dönemlerindeki karnı şişik fotoğrafları akciğer sirozuyla bağdaştırıldı.Maalesef ki benim güzel aydınlarım bir şeyi unuttular;karın şişmesi akciğer sirozunun bir göstergesi değildi.
Şimdi geri döneceğim ustalarım ,lozan barış anlaşmasına kadar gideceğim.Barış diyorum ama sonra ki yıllarda büyük ayaklanmalar oldu,ingiliz desteğiyle ve hilafet vaadiyle türkiye parçalanmaya çalışıldı,diyarbakır doğu anadolu 'da asilerin yurdu haline geldi .(niye diyarbakır peki )
neyse biz geri dönüyorduk değil mi ? lozan diyorduk galiba .Bu anlaşmada konuşulan bir isim var ,ismet inönü.ismet inönünün atatürkün en yakınındaki isimlerden biri olduğu,onu ele geçirmenin kolay olduğu söyleniyor.Hatırlayın ismet paşa lozanda süleymaniye adına heyet başkanıydı.Zaten iyi tahlil ederseniz 11 kasım 1938 'de hemen apar topar ismet inönünün cumhurbaşkanı ilan edilmesinin sebebini anlarsınız.
1938 yılında kapatılan mason locaları tekrar açılıyor hem de ismet paşanın emriyle .mason olduğu söylenen kemal atatürkün masonlarca kumpasa getirildiği açık,peki neden vasiyeti saklanduı hem de en yakınları tarafından?
gelelim bir başka hikayeye....
Yahudiler ispanyadan sürgün edilmişlerdi,isyan ve kargaşa çıkarttıklarından dolayı.Osmanlı ise yahudilerin bir kısmını himayesine almıştı ve onları selanike yerleştirmişti.bugün atatürkün doğduğu bölge sabetay sevinin kendini mesih ilan ettiği bölgedir.sabetay sevi 1666 yılında mesihin geleceğini ve gökten ineceğini söyler(sabetay bunu rüyasında görmüştü )
1666 yılında mesih gelmeyince kendini mesih ilan eder sabetay sevi.idam edilirken artık müslüman olduğunu söyler ve idam edimekten kurtulur.Sabetayistler bugün gizli olsalarda ha varlıklarını devam ettiriyorlar (örneğin cemil ipekçi sabetayisttir)
Atatürkün babasının kökeni sabetayist olduğunu gösteriyor ve hemen belirtelim Ali rıza bey bugün bir sabetayist mezarlığında yatıyor,o size tarih derslerinde gösterilen fotoğraf ali rıza bey değil haa !
peki annesi ?
Annesi bir yörük türkü mustafa kemalin.her ne hikmetse atatürkten annesinin isteğiyle dini bir eğitim alması isteniyor.Bu dini eğitim bir mahalle mektebinde kısa süreli devam etse de,babası oğlunun modern bir ilkokulda eğitim görmesini ister.Atatürk mahalle mektebinde gördüğü kısa süreli eğitimden sonra hep babasının çizgisinden gider,dinlere uzak olması biraz bundan kaynaklanır aslında.
SORUMA DÖNMEK iSTiYORUM CANIM OKUYUCULARIM ;
ATATÜRK MASON MUYDU ?
Eğer atatürk mason olsaydı,cumhuriyetin kuruluşundan sonra büyük bir çaresizliğe düşmezdi,sovyetler birliğinden de yardım almak istemezdi.Çünkü masonlar(her ırktan,her ideolojiden) bütün zenginlikleri ellerinde bulunduruyorlar.örgütlenmeleri devletlerin her kademesine yayılıyor.
Eğer atatürk mason olsaydı ; 1935 yılında mason localarını kapatmazdı ve protestan misyonerlerini denetim altına almazdı.Biliyorsunuz doğu ve güneydoğu anadoludaki misyoner örgütlenmelerini gören atatürk ,bu örgütlenmeleri devlet denetimine almak istemişti,unutmayın sakın kardeşlerim benim...
izmirde,işgalde zarar gören camileri tamir ettiren ve bu camileri dua ile açtıran atatürkten başkası değildi.
Kardeşlerim soruyorum tekrar size ,ATATÜRK MASON MUYDU ?
(cevabınızı mail olarak bekliyorum,küfür olarak değil )
Türkiye'de Masonluğun tarihi çok eski zamanlara, 18.yüzyılın sonlarına kadar uzanır. Bu dönemlerde, Osmanlı toprakları üzerinde çok sayıda ingiliz, Fransız, Alman, italyan, iskoç ve irlanda Locasının varlığı bilinmektedir. ilk başlarda sadece yabancılardan oluşan bu localar, zamanla aralarına Türkleri de kabul etmeye başlamışlar ve belirli sayıya ulaşan Türkler kendi Localarını kurmaya başlamışlardır. 1861 yılında Eski ve Kabul Edilmiş Skoç Riti ilkeleri ile çalışmaya başlayan Şûra-î Âlî-i Osmanî (Osmanlı Yüksek Şurası) kurulur ve ilk Hakim Büyük Amirlik görevini Prens Mehmet Abdülhalim Paşa üstlenir. Mithat Paşa da üyeler arasındadır ve 1876 yılında Sultan Abdülaziz'e karşı, 1908 yılında da Sultan II. Abdülhamit'e karşı gerçekleştirilen askeri darbeler bu mason locasında planlanmıştır.
ittihat ve Terakki'nin iktidara gelmesinden sonra kısa sürede çoğalan bu Türk locaları yeterli sayıya ulaşarak kendi obediyanslarını oluşturmaya başlarlar ve 1909 yılında da, bugün Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası olarak bilinen ilk Türk Büyük Locası'nı kurarlar. Kurucular olarak, tamamı 33. derecede olan Mehmet Talat Bey (Talat Paşa), Mehmet Cavit Bey, Rahmi Bey, Mithat Şükrü Bleda, Rıza Tevfik Bölükbaşı, Nesim Mazliyah, Mişel Noradunkyan, David Kohen, Osman Adil, Asim Bey, Mehmet Arif, Fuat Hulusi Demirelli, Mehmet Galip, Hüseyin Cahit Yalçın, Osman Talat, Sarım Kibar, Katipzade Sabri, Emanuel Karasu, Mehmet Ali Baba ve Faik Süleyman Paşa isimleri günümüze ulaşmıştır.
1935 yılında Türk Masonları, meclis içerisinde kendileri aleyhine cereyan eden anti-Masonik hareketler üzerine, dönemin içişleri Bakanı Şükrü Kaya ve Mustafa Kemal'in özel doktoru Mim Kemal Öke'nin başı çektiği Masonlar, çok yakın oldukları Mustafa Kemal Atatürk ile görüşürler ve sonucunda, derneği bütünüyle kapatma yerine, bu hezeyan geçene kadar çalışmalarına ara vermeyi, Masonik tabir ile uykuya yatmaya karar verirler. Bahsekonu, Masonluk karşıtı hareketlerin başını çeken Mahmut Esat Bozkurt'un önceki yıllarda Mason olmak istediği, Necat Locası'na aday olarak önerildiği ve talepnamesini kendisi doldurduğu, fakat yeterli görülmeyerek başvurusunun kabul edilmediği göz önüne alındığında, bu Masonluk karşıtı hareketin sebebi daha net biçimde anlaşılabilecektir.
Uykuya yatma döneminde Masonlar çalışmalarına sadece resmi olarak ara vermişler, kendi aralarında toplanmaya devam etmişlerdir. 1948 yılında, resmen çalışmaya tekrar başlamışlar ve yeni patent numaraları ile yeni Localar kurmaya başlamışlardır.
Türk Masonluğu ise, çeşitli sebeplerle, 1965 yılında ayrılmış ve o güne kadar sadece Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası var iken, 1966 yılında Özgür Masonlar Büyük Locası da ortaya çıkmıştır. Hür ve Kabul edilmiş Masonlar Büyük Locasından çeşitli sebeplerle ayrılan az sayıdaki Mason, özellikle Tanrı kavramına bakış açısından düzenli Masonlukla temelden bir farklılığa sahip bulunan ve bu yüzden dünya düzenli Masonluğu tarafından dışlanmış bulunan Fransız Riti'ne uygun olarak çalışan Özgür Masonlar Büyük Locası'nı kurmuşlardır. O senede var olan yüksek dereceler ise doğrudan Özgür Masonlar Büyük Locasına bırakılır, ve Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası, Eski ve Kabul Edilmiş Skoç Riti'ne bağlı düzenli yüksek (felsefi) dereceleri yeniden usulüne uygun olarak kurulmasını sağlar ve Türkiye Yüksek Şurası da, tıpkı Büyük Loca gibi, dünya düzenli Yüksek Şuraları tarafından resmen kabul edilen Türk şurası olur. Bugün çalışmalarını Türkiye Fikir ve Kültür Derneği adı ile yürüten düzenli Türkiye Yüksek Şurası'nın kuruluş tarihi 1861 yılına tescillenmiştir.
Türkiye'de düzenli veya düzensiz, tüm Masonik aktivitieler resmi hüviyetle ve yasalara uygun olarak faaliyet göstermektedir. Günümüzde, yaklaşık 14.500 üyesi ile Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası, veya Türkiye Büyük Locası, Türkiye'nin ilk, en büyük ve tek düzenli Büyük Locasıdır. 6.800 üyeye sahip Özgür Masonlar Büyük Locası ve bu oluşum tarafından kurulan 700 üyeli Kadın Mason Büyük Locası da Mason ismi ile çalışan diğer derneklerdir.