türkiye'de bir krizin olmadığını sanma halidir.
madem yok şöyle sorayım cevaplayın şu an adli makamlarda bekleyen haciz davası sayısı kaçtır, bunlardan kaç tanesi kredi kartı ve kredi borçlusudur, kaç araba kredisi ödenmediği için haczedilmiştir, kaç tane karşılıksız çek davası vardır. kaç şirket son 1 yıl içerisinde kapanmıştır. kaç yeni şirket kurulmuştur. işsizlik oranı %si, işi olduğu iddia edilen kişilerin % kaçı asgari ücret (insani olmayan açlık sınırı altında bir maaş) ile çalışıyor. bunları bi araştırın kriz varmı sonra konuşalım.
ancak memleketin elinde avucunda bir s*k kalmayınca anlaşılacağı durumdur. ayrıca sıcak para olmasa 80 milyar dolar cari açıkla ekonomi batar. bu açık ülkeye giren sıcak para sayesinde dengelenebilmektedir. hayati önem taşır yani. ekonomiden anlamayan kimselerin beyin sınırlarını zorlamaması gerekir tehlikelidir.
artık hükümeti yıkacak olan tek etken olarak 'ekonomik kriz' deyimi kalmıştır. krizi devamlı sakız gibi çiğneyen medya patronlarının kriz umurlarında bile dğil. eskiden hem medya patronu hem de koltuk arkasında gölge hükümet rolünü üstlenen patronlar gölge de olsa hükümet rollerini sevmişler ki devamlı ciyaklıyorlar.
üzerinde oturduğumuz ve ne zaman patlayacağı belli olmayan cari açık gibi bir meseleyi hafife almayan veya alamayan görüşlerin uyarısıdır. Aslında uyarı niteliğinde olan bu görüş kesin bir yargı içermemekte olup iktidar yanlılarının "böyle böyle diyordunuz ne oldu?" diyebilmeleri için argüman haline getirilmiş yani çarpıtılmış bir cümledir.
Bu ülkenin ekonomisi ağırlıklı olarak yurtdışından gelen sıcak para ile şişirilmiştir. Tüketim iştahı kabartılıp tamamen borçlanmaya dayalı bir ekonomiye geçilmiş balon şiştikçe şişmiştir. Bu uyarılara başbakan ve ekonomi kurmayları da hak vermiş olacak ki 2011 2. yarı yıl itibariyle bankaların üzerine çökerek piyasayı soğutma girişimlerine acil olarak başvurmuşlardır. Üretim ve istihdama dayalı bir büyüme olsa idi hükümet iradesinin bu denli paniğe kapılmayacağı açıktır. Bu noktadan sonra eleştiri ve uyarılara "laikçilerin zırvası, koç gibi başbakanı çekemiyorlar" diye bik bik etmek tam manası ile aymazlıktır.
yatırımsız ve günlük hayatı kendine şiar edinmiş bir türkiye´nin kendi kendini şişirmesine sebep olan bir "göz boyama taktiği" dir.
sıcak para...yazılmış ya işte...hepsi o. "one shot trade"...öyle düzenli falan değil. gayet maceralı...şeye benziyor...iyi kapkaçcılık yapan adamın da cebinde parası olur, koskoca sanayi kurmuş patronun da...hatta kapkaçcının cebinde patrondan daha bi fazla para olur. çok uzun makaleler, çok enterasan, aslen konumuz olmamakla birlikte okudukça enterasanlaşan kitaplar var. hepsini okuduk. sonuçta o çok komplike yapıları ben, böyle anladım. yalnız kapkaçcıyla bir devletin arasındaki fark şu ; kapkaçcı, başka memlekete gider, kapkaç yapmaya devam eder...ama sen devlet olarak başka bi gezegene taşınamazsın...
türkiye, günlük sıcak parayla dönüyo...şimdilik iyi dönüyo, ama bu filmin mutlaka bi sonu olacaktır. sen araba üretmiyorsun, cep telefonu üretmiyorsun, uçak yapmıyorsun, büyük maden kaynaklarını işleyecek teknolojin yok, dev gibi bir demiryolu ağın yok, ama yüzde 7,5 buçuk büyüyorsun, almanya´da bunların hepsi var, almanya bu seneki büyümesini 0,7 diye açıklıyor, hatta bugün galiba çok uçmuşuz 0,5´i geçmeyecek falan diye söylediler haber kanalında...şimdi bu durum sana inandırıcı geliyor mu? elini bi vicdanına koy...düşün...
sıcak para, nankör bi paradır. ya aynı kumar gibi bi şey bu...senin işin gücün yok, mesleğin yok, kumar´da acayip para vuruyorsun , diye acayipsin, diye bi şey olur mu?...hemen hemen aynı şeydir...dilerim türkiye burnunun üstüne çakılmasın...
real faiz ne zaman duser, yabancilar paralarini alip, brezilya, hindistan vb. gelismekte olan ulkelere kacarlar, hukumet yuksek faizle bastigi bonoyu satacak adam bulamaz, iste o zaman bu hayvan gibi olan cari acik yuzunden kriz patlar. hukumet ve merkez bankasi buna kolay kolay izin vermez, ancak disaridan gelebilecek bir mudahale onlarin ellerini kollarini baglarsa her sey degisir ve tipki 2001 krizinde oldugu gibi kacacak delik ararlar.
disaridan mudahele ise pek olasi gozukmemekte, cunku hem amerika hem avrupa kendi derdine dusmus durumda su siralar. o yuzden onumuzdeki 3-4 yil turkiye ekonomisinin ayaklarini yere daha saglam basabilmesi icin cok onemli.
krizin olmadığını, "bu ay da kriz yok sayın seyirciler. geçiyoruz diğer haberimize nihat doğan yine fuhu.." tarzı haber yapan yandaş ve bir o kadar da boş medyacıklardan öğrenen kişi söylemi.
bakış açısına göre değişen tespittir. sebze meyvenin kilosu olmuş en az 4 lira. maaş 800 lira, kira 500 lira. yol paraları coşmuş, vergiler ayrı bi' alem. yine de kriz yoksa valla helal olsun bu millete.
büyümenin bu kadar yüksek olması bile ekonomik krizdir. büyüme sıcak para ve yabancı sermaye ekseninde gerçekleştiği için cari açık çok arttı. buda hükümeti kemer sıkma ve yeni gelir elde politikaları gütmeye zorladı. son zamlar bunun için yapıldı.. ayrıca sıcak para her zaman getirdiğinden çoğunu götürür, şimdilik çıkış olmaması bizim lehimize fakat bu çok ince bir durum. şuan sıcak paranın korkması kendi krizini yaratabilir. enflasyonda da belli bir artış var, normal sürecinde az olarak zaten mevcut olan enflasyon döviz fiyatlarında yükselmeyle tırmanacak. hükümet merkez bankasına özellikle dolar yönünde satış yaptırıp yükselen enflasyona biraz olsun firen yaptırabilir. fakat o zaman cari açığı kapatma yönünden zorluklar ortaya çıkacaktır. değeri düşük türk lirası türk malının dışarıda daha çok satması demek..
bu tamamen objektif aynı zaman da subjektif garip bir yorum. objektifliği siyasi kaygı gütmemesinde, subjektifliği kişisel oluşunda. ayrıca diyebilirim ki:
-kriz çığırtkanlığı yapmak zarar verici olacaktıri yapılmamalı. fakat bu yinede krizin gelmesini engellemiyecek, ergeç gelecek. etkileyen çok fazla dış unsur var. iran'a müdehale bile krize neden olabilir.