pkk'lıya taş atıyor diye kızıp samsun'da bdp'ye kızıp tkp binası taşlayacak kadar kafası çalışmayan bir kitleyle uğraşmaktır türkiye'de komünist olmak. sen nato gemilerini iskenderun limanında istemezken engellemeye çalışırken, nato üsleriyle uğraşırken, ülke sömürge olmasın diye bağırırken bunların hiçbirini umursamayıp tek derdi sen olan arkandan saldıran sözde vatanseverler ile uğraşmaktır türkiye'de komünist olmak. ha 60'larda 70'lerde 80'lerde halkla birlikte çalışmana, halka köprüler yapmana, halka ev yapmana, mahalle inşa etmene, katliamlara karşı onları savunmana, amerikan filosunu ülkede istememene onları denize dökmene, emperyalizmin her türlüsüne karşı olmana, tam bağımsız türkiye hayaliyle koşturmana, yaptığın bir tek katliam yokken bir sürü katliamda ismi geçen gruplar tarafından vatan haini ilan edilmektir türkiyede komünist olmak.
bir kesim ne derse desin bu ülkede gerçek vatanseverler her zaman "gerçek" komünistler olmuştur.
dinsizlikle itham edilmek manasına gelir, oysa ki sadece komünizmin marksist çizgisinden o materyalist çizgiden soyutlanıp sadece ekonomik sosyal yapıyı benimseyip aynı zamanda sofu bile olunabilir. rahmetli sosyalist kaddafi buna bir örnektir.
komünizmi anlatan tuğla gibi onca kitaptan türk milletinin anladğı şudur: allah yok, karıyı da başkası şeyapacak...
böyle bir ortamda komünist olmak yine de onur vericidir.
zor iştir. bu ülkede komünistlerin dinsizliğini bırakmadılar, ahlaksızlığını da... ben komünist görüşlü değilim çünkü mantıklı bulmadığım noktalar var ve kapitalist nizam altında varlığını korumak çok güç; ama bu görüşten olan aklı selim sahibi kişilere böyle yaftalamalar yapılmasını doğru bulmuyorum.
milliyetçilik ve muhafazakarlık gibi çok kalın kırmızı çizgileri olan 2 toplumsal öğenin etkin olduğu ve tabuların yeterince yıkılmadığı türkiye'de komünist olmak zor iş.
Türkiye de solcular neye hangi amaç için hizmet ettiklerini çok sorgulamazlar.
Özellikle medyanın çok çabuk gazına gelirler.
Hatta Karl marx'ın baron aile rotschildlerin yakını olduğunu dahi bilmezler. Bu adam kimdir nedir? Hiç sorgulayan oldu mu?
Değerli yazar bekir hazar türkiye deki solculuğu anlatmış.
Tarih : 22 Eylül 1984... Suphi Nejat Ağırnaslı doğdu. Adında bir tarih gizliydi... 30 yaşındaki Suphi Nejat Ağırnaslı'nın iki ismini de, iki tanınmış kişiden aldığını şu cümlelerle ifade ediyor, yazar: "Mustafa Suphi, Türkiye Komünist Partisi'nin kurucu başkanıydı. Ethem Nejat, Türkiye Komünist Partisi'nin kurucu genel sekreteriydi.
Kurtuluş Savaşı'na katılmak üzere Bakü'den geldiklerinde Trabzon'da boğularak öldürüldüler." Evet 30 yaşındaki gence, Türkiye Komünist partisinin öldürülen kurucu üyesi iki ismin adı verilmiş.
Gencimizin soyadı dedesi de tanınmış bir isim; Yazar onu da şöyle açıklıyor; "Niyazı Ağırnaslı'dan geliyor; 1961'de senatördü; Türkiye işçi Parti'liydi; başta Deniz Gezmiş, Hüseyin inan, Yusuf Aslan olmak üzere 68 Kuşağı devrimcilerinin avukatıydı." iki adını iki TKP'liden, soyadını da devrimcilerin avukatından alan gencimiz, Boğaziçi Üniversitesi'nde yüksek lisans yapıyor. Öğrenci hareketlerinde rol oynayıp akademisyen oluyor. Ezilenlerin Sosyalist Partisi'ne giriyor.
Ardından bir Türk komünisti olarak Suriye'ye geçip, Kobani'de YPG saflarına katılıyor ve ölüyor. Onu gündeme getiren yazarın ismi Sözcü'den Soner Yalçın... "Yaşamında eline silah almamış bir akademisyeni üç günlük eğitimden sonra cepheye kim sürdü? Niye bunu kimse sorgulamıyor" diye soruyor Soner. Ve internette "YPG saflarında savaşırken hayatını kaybeden komünist arkadaşlarımız" diye sayfalarca haber dolaşıyor. Önceki gün bir fotoğraf görüyorum... Musalla taşı gibi bir dekor. Üzerinde bir tabut var. Marksist Leninist Komünist Partisi üyesi bir Türk hayatını kaybetmiş. Gitmiş, PKK'nın Suriye kolu YPG'ye destek için eline silah almış ve vurulmuş. Cenaze töreninde en başta YPG ve PKK bayrakları ile Kürtler saygı duruşunda. Hemen yanında TiKKO ve TKP bayrakları ile Türk komünistleri saf tutmuş... Türkiye'den çok sayıda komünist Türk, YPG üniforması giymiş savaşıyor, hatta ölüyor. "Olabilir, ne var bunda" diyenler çıkabilir? "NE VAR?" sorusuna cevap vermek zor değil. Asıl olan "Neden orda varlar" sualine cevap verebilecek çıkar mı bu memlekette? Tıpkı Soner Yalçın'ın dediği gibi "Niye bunu kimse sorgulamıyor?"
Türk solu 12 Eylül öncesinde ideoloji olarak ya Moskova yanlısı Leninci, ya da Çin yanlısı Maocu oldu. Ancak 12 Eylül darbesi olduğunda içlerinden Moskova veya Pekin'e kaçan hiç çıkmadı. Hepsi Avrupa'ya sığındı.
Çünkü bizim solu yöneten, CIA-MI6-BND gibi istihbarat örgütleriydi ama bilmiyorlardı.
Yıllarca bizim komünistler "Kahrolsun Amerika, kahrolsun Coniler" diye bağırdı bu ülkede. Hatta limanlarımıza yanaşan savaş gemilerine taş yağdırdılar. Karaya çıkan ABD'li asker CONi'leri denize dökerek hava attılar. Ama bizim komünistler şimdi YPG ile saf tutmuş, IŞiD'e karşı savaşıyor. Peki YPG ne yapıyor? Karada vuruşarak ve can vererek IŞiD koordinatlarını tespit ediyor.
Hemen yukarıdaki Amerikan uçaklarına bildiriyor. Coniler de bizim komünistlerin elele verdiği YPG'den gelen koordinatlara bomba yağdırıyor. Geçtiğimiz günlerde bir haberi yazdım. Haberi Voice of Amerika, yani Amerika'nın SESi yayınlıyordu.
Amerikalı senatör "Suriye'de YPG içinde 2500 Amerikalı asker var. 25 bin asker lazım" diyordu. 25 bin askeri belli ki bizim komünistlerden toparlıyorlar. 2500 Amerikan askeri, yüzlerce Amerikan uçağı, yüzlerce Amerikalı pilot ve bizim Türkiye Komünist Partililer, Marksist Leninist Komünist Partililer, TiKKO'cular yanyana... Omuz omuza, göğüs göğüse, elele birlikte savaşıyor ve ölüyorlar. Kapitalist Coni'nin yukarıdan bomba yağdırdığı hedefe aşağıdan bizim komünistler Amerika'nın verdiği silahlarla mermi yağdırıyor. Tamam IŞiD terör örgütü... Ama "Kahrolsun Amerika" ne diyor? "Bize karada 25 bin asker lazım" demiyor mu?
işte Üst AKIL dediğimiz akla hayale bile gelmeyecekleri kullanan GÜÇ bu. "Kahrolsun Amerika"dan "Aşkolsun Amerika"ya getiriveriyorlar insanı. "Dünyada tüm savaşları Amerika tezgahlıyor" diyenleri CONi ile aynı safa ancak böyle bir güç getirebilirdi. Dün yazmıştım, bugün bir daha hatırlatayım; Sierre Leone'de Komünist sistem kurmak isteyen Devrimci Halk Kurtuluş Cephesi, Devletin Ordusu ile savaşıyordu. Baronların ELMAS şirketi DE BEERS de her ikisine silah yağdırıyordu. Silahları alan komünistler ve karşısındaki devlet teşekkür edip, KAPiTALiST şirketi ELMAS'a boğuyordu. "Kahrolsun ABD, kapitalizm ve burjuva, yaşasın ezilen işçi sınıfı!!!"
bakın şöyle bişey var şimdi; diyelim siz türkiye de komünistsiniz ama siz komünistliğin ne olarak göründüğünü bile bile komünistsiniz. yani türkiye de komünizm terör olarak görülüyor deyip aradan sıyrılamazsınız.
