benim için kendi ekosistemlerini oluşturmaları önemli değil. benim yaşadığım yerde de var. ama sadece suriyeliler alışveriş yapıyor.bugün sizde yurt dışına gitseniz kendi vatandaşınızın açtığı yerlerinden alış veriş yaparsınız. kendi giyim tarzlarını burada da sürdürüyorlar ona da karışmaya hakkımız yok. çünkü fransa da türban ile ilgili bir karar alındığın da faşistlik ile suçluyoruz. burada kızılması gereken tek nokta vergi verip vermemeleri. eğer vergi vermiyorlar
ise açtıkları yerlerin ruhsatı yok ise haksız bir rekabet ortamı oluşuyor. benim için önemli olan bu. ama bir kaç seneye kalmaz türkiye' nin en büyük sorunu suriyeliler olacaktır.
Bu ülkede Suriyelilerin neden misafir olarak kalması gerektiği açık ve net ortada. Adamlar bizden rahat yaşıyor. istemediğimiz her şey ve herkes bize dayatılıyor. Bu dayatma son bulmalıdır. Ya savaş bitince geri dönsünler ya da tamamen gitsinler.
Bu ülkeye ait olmayan insanlardır.
metropollerde kurmak zorunda değiller siktirip gidip bayburtta,rizede,trabzonda yani onların burada kalmalarını destekleyenlerin şehirlerinde kurmalarında hiçbir sakınca görmüyorum.
bursa çarşambapazarı'ndakiler için bikaç söz edeyim. burada ağırlıklı olarak 4 tip dükkan işletiyorlar. telefoncu tütüncü ve berber hariç. onlar da kendilerine ait dükkanlar
-sarraflar: inanılmaz bir sarraf adedi var çarşamba'da. sarı olan herşeye çok düşkünler
-kendi market ve kasapları. ürünler sadece arapça yazılı olanlar değil ama yarıyarıya gibi.
-tatlıcılar. saraya diye bi bok var ne olduğunu bilmiyorum. ama inanılmaz çeşitli tatlıları var ve hep dolu. bunların hızlı üremelerine şaşmamalı. bizim hatay antep tatlılarına benziyor
-büfeler: içinde 15-25 arası saçlar yılan ayakları terlikli 40 genç olan tavuk döner büfeleri. acayip yağlı şeyler satıyorlar.
sigara meşrubat vb şeyleri her yerden alıyorlar ama et, yapılmış yemek veya yemek malzemesi gibi yerlerde asla kendi dükkanları dışında bi yerden alışveriş yok
kendi berberleri, kendi dişçileri, kendi doktorları kendi terzileri, kendi bi milyoncuları var.
türkler (biz) asla onların dükkanlarından bişey almıyoruz.
çok anormal birşey olmadıkça türklere bulaşmıyorlar. gözgöze bile gelmiyorlar.
çocukları çok tatlı gözleri ışıl ışıl ve hiçbir günahları yok
en yobaz en koyu dinci tayfa burada. kadınların istisnasız herbiri tepeden doruğa kapalı.erkekler ise 1000 kişinin içinden seçilebilir
dindar dediğimiz tayfa heryerde olduğu gibi deli alkol tüketiyor. inanamazsınız arkadaşlarım.
gıda maliye denetimi hiç duymadım ama çevik kuvvet özel tim hep burada. sürekli kimlik kontrolü var bunlara. kendi aralarında çok kavga bıçaklama bağırış çağırış var ama tevatür dışında türklere bulaşıldığını duymadım. zaten bursada bişey olsa teksas yarım saatte bin kişi toplar.
özet: evet bunlar arap tayfası. kesinlikle bizim gibi değiller ve aslında türkleri de çok sevmiyor hatta kendilerinden aşağı görüyor. tarihsel açıda kendilerini übermensch olarak görür araplar ama iyi ticaret yapıyor ve göze çirkin görünseler bile kimseye bulaşmadan yaşamaya çalışıyorlar. çok hardcore bir suriye mahallesi oldu burası ama daha bir türk kıza yan bakanını da görmedim doğrusu.
okuyunca alaman illerindeki türkler geldi aklıma. onlarda aynı böyle yapıyor. o zaman adamlar turken raus diye yere göğe yazarken dibine kadar haklı ellam.
bırakın abicim bu suriyeliler kalsın bu topraklarda. bunlar 3-5 yıl sonra özerklik isteyecek. sanıyor musunuz suriye'de savaş bitince gidecekler ? onu da geçtim suriyede ki savaş 20 yıl daha bitmez.
bırakın suriler topraklarımızı işgal etsin akp'liler bakalım o zaman kafalarını hangi taşa vuracak.
ileride, hatta şimdiden ülkemiz için büyük bir sorun teşkil edebilecek yapılanma şekline imza atan suriyelilerdir.
sanırım bu konuya şimdiye dek türkiye'de kimse değinmedi.
gerçekten önemli bir konu ve desteklerinizi bekliyorum.
evet, malum ülkemize resmi rakamlara göre 3 milyon, ama reel olarak 5 milyon suriyeli mülteci aldık.
bu mülteciler geçen süre boyunca şehirlerimize, özellikle batıdaki büyük illerimize yayıldılar.
kendi gettolarını kurdular, şimdi de bu gettolarda kendi ekosistemlerini oluşturmaya başladılar.
ben bursa'da yaşıyorum, bursa'daki durumu, gözlemlerimi aktaracağım.
bursa'da şu an 200 bine yakın suriyeli var.
bunlar özellikle şehrin merkezinde, osmangazi ilçesinde özellikle de altıparmak, çarşambapazarı semtlerinde yoğunlar.
burada pek çok suriyeli işletme var, çok sayıda dükkan var.
bu dükkanlar da vergiye tabi değil biliyorsunuz.
şimdi birtakım gözlemlerimi anlatacağım.
örneğin suriyeli bir markete girdiğinizde, normal, bizim marketlerde olan ürünleri değil, farklı ürünleri görürsünüz.
çay farklı, makarnası farklı, pirinci farklı, çikolatası, cipsi, kolası bile farklı. bilmediğimiz markalar, üzerlerinde arapça yazılar.
bu marketlere tedarikçiler geliyor ve mal getiriyor, mal getiren bu tedarikçi arabaları genelde 33 yahut 31 plakalı(mersin ve hatay)
örneğin geçen bir fast foodcu gördüm, tavuk döner yapıyor.
bu fast food dükkanına bir kamyonet yanaştı ve kamyonetten tavuk indirdiler. özellikle baktım, banvit, cp, şenpiliç falan mı diye, üzerinde arapça yazan bilmediğimiz bir marka.
şimdi yetkililerimize soruyorum.
suriyeli işletmelere mal tedariki yapan, (özellikle gıda ürünleri) bu firmalar denetleniyor mu?
bu ürünler belli bir standartlarda kontrolden geçiyor mu?
devletimizin bu durumdan haberi var mı?
adamlar resmen bizim içimizde kendi ekosistemlerini geliştirmişler.
ekmek yahu, bildiğiniz ekmek...
bizim ekmek fırınlarından değil, kendi fırınlarından alıp satıyorlar.
kendi fırınları var, kendi et kombinaları var, gıda toptancıları var...
ve dışa kapalı bir şekilde kendi ürettikleri ürünleri alıp satıyorlar ve bu ürünlerin herhangi bir denetimi yok!!!
kaynağı meçhul, nerede üretildiği, nereden geldiği meçhul...
tehlikenin farkında mısınız?
suriyeliler bizim işlerimizde çalışıp para kazanırlarken, kazandıkları bu paraları kendi içlerinde harcıyorlar.
kim bilir o mallar mersin'e, hatay'a nasıl geliyor. bunlardan vergi alınıyor mu? alınıyorsa, denetleniyorsa şaşarım...
şu durumda suriyelilerin kurdukları bu ekosisteme, sürekli bir para girişi var, ama bu para dışarı çıkmıyor.
yani türkiye ekonomisine katmadeğer olarak dönmüyor.
resmi rakamlarla 3 milyonluk suriyeli populsyonunu kabul edelim, bu ekosisteme giren ve dönen para milyarlarca dolardır.
buradan devletin uğradığı vergi kayıbını bırak, kümülatif anlamda türkiye ekonomisinin kaybı korkunç boyuttadır.
kısaca özetlersek;
1) suriyeli işletmeler vergiye tabi mi? resmi olarak kayıtlı mı?
2)suriyeli işletmelere mal tedarik eden firmalar sisteme kayıtlı mı?
3)bu işletmelerin ve tedarikçilerin sattığı ürünler denetleniyor mu?
4)suriyeli işletmeler için, gıda, tekstil vb üretim yapan firmalar kayıt altında mı bunlar denetleniyor mu?
5)suriyelilerin kendi aralarında dönen bu ticarete devlet müdahil olabiliyor mu? dönen para devletimizin kontrolü altında mı?
evet şayet devletin yetkili makamları bu konular hakkında herhangi bir çalışma ve denetim yapmıyorsa -ki gözlemlediğime göre öyle- bunun türkiye ve türkiye ekonomisi için korkunç sonuçları olacaktır.
---------------------------
---------------------------
not: bu konuyu geçen hafta ekşi sözlükte yazdım. çok paylaşıldı, çok konuşuldu. https://eksisozluk.com/entry/78647719
buradan da bir iki arkadaş uludağ sözlük'te de bu başlığı açmamı istedi. bakalım bu önemli konu sizin ilginizi çekecek mi?
