buyuk oranda maddiyattir. bi de kaliteli diziyi yazdin cizdin bitmiyo olay, kaliteli oyuncu da lazim, sanki cok var da ulkede. aydin gecinen beceriksiz tip kayniyor ortam. velhasil bizde ortam boyle yarram durumlari.
türk dizi izleyicisinin genelde orta yaşlı aileli izleyici kitlesinden oluşması ve bu kitlenin de dramadan hoşlanmasıdır. buna kültürel sebepleri de eklersek ortaya bol acılı, ajitasyonlu, uzun diziler çıkmaktadır. her akşam paramparça, kara sevda, kaderimin yazıldığı gün, lale devri, karagül gibi dizilerle hayat mı geçer? dizilerin adları bile arabeskvari, artık gerisini siz düşünün.
kanallar uzun dizi istiyor. zaten ortalama yaratıcılığa sahip senaristler de uzun yazacağız derken bok ediyorlar. genel özeti bu. ayrıca artık tvde oyuncular gittikçe azalıyor. şarkıcılarla, mankenlerle dizi çekiliyor. tamam bazı başarılı örnekler de var ama hiç bir eğitim almamış bir adam vine çekerken, "bir dizi yıldızı"ndan daha güzel oyunculuk sergiliyorsa orada bir bokluk vardır. kısacası kanallar az sayıdaki uzun dizilerle günü kurtarmaya çalışıyor. bir de popülizm yüzünden tvler güzel kadın, yakışıklı erkek oynatma konusunda birbirleriyle yarışıyor.
Diziyi bırakınca ülkemizin doğru dürüst yerli belgesel kanalı bile yok.Tarihi belgesel kanalından bahsetmiyorum bile, ne de olsa dizilerden öğreniyoruz(!) ne gerek var...
Kolay yoldan reyting elde etmek varken senaristlerin kafa yormaya üşenmesinden olabilir. Ver fakiri zengini ver aşkı bas müziği oldu. Fakiri de fakir olsa bizden güzel evlerde oturur, güzel elbiseler giyer vs. Türkiye halkı da oturup bu iki kişi kavuşsun diye bekler. Tüm diziler aynı çizgide mi olur ya. Geçen hatırla gönül mü öyle bi diziye denk geldim gerçekten de normal insan evinde geçtigini görünce aa izlenebilir dedim. Toplumdan uzak sanat için sanat yapanlar en azından 'sanat' yapıyordu ya Türk dizileri ne yapıyor? Bir hafta ayırayım bir hafta kavuşturayım bir hafta yanlış anlama olsun diğer hafta başka bir şey ve boşuna geçen saatleri bizim annelerimize dayarlar. Anneye de otur breaking bad izle diyemiyosun dimi? Bu çark da böyle dönüyor.
Çünkü ilgi gören en Çok yapımlar baldızına atlayan koca, ergenlikten Çıkma zibidilerin aşk macerası, zenginlerin hayatı, 10 yıllık arka sokaklar gibi yapıtlar olunca ve bunlar ilgi görünce kendine senarist yönetmen diyen ama yanından geÇemicek insanlarda bunlara yöneliyor.
Bence yapılan dizilerin halkın yaşayış tarzını yansıtmadığı için olduğunu savunuyorum. Bizlere neden eski Türk filmleri zaman geçse de hala izlemesi keyif veriyor.Çünkü o filmlerdeki karakterleri sokağa çıktığında benzerlerini bulabilirmişsin.Şimdiki dizilerde ise figürler,karakterler hiçbiri Türk toplumunu yansıtmayan objeler. Örneğin: Ne dizideki aile metaforu toplumumuzdaki aileyle bağdaşıyor, ne cenaze , ne karakol sahnesi,ne mahkeme sahnesi...
Dizilerin uzun olması.
Dünya standartlarında dram türevi 44dk, komediler 22dk iken bizde özet hariç diziler en az 90 dakikadır. içini doldurmak zordur. Senarist de muhtemelen bu durumdan muzdariptir ama sistem bu.
Yapımcı da reklam geliri için dizinin uzamasını ister. iki kuşak reklam yerine dört kuşak reklam alınır.
Böylece bir saniye bakışacak oyuncular, üç dakika bakışır. Konu sakız gibi uzar, herkes üç kere hastaneye yatar, en az üç kere kaçırılır, bir oyuncu en az iki kez ölür dirilir.
Sakız gibi uzar, bir zaman izler, sonra sıkılır bırakırız. Yayından kalkar. Paralar çöp.
Islah edilmesi gereken bir sistemdir. ilk etapta dizi süreleri 1 saatin altına çekilmelidir. O zaman daha güçlü senaristler ortaya çıkacaktır.