kebap gibi bir yaşamdır. insanların manevi duygularını sömürüp kendini ideal eş tanımına oturtur. çalışmamak için çocuk yapar. amıyla her işi halledeceğini düşünür. kadın erkek eşitliğinden bahseder, zor bir durumla başbaşa kalınca ''ama sen erkeksin'' diye ağlamaya başlar.
şu türk kadınlarını al kamyon kamyon başka bir ülkeye yığ, erkeklerin kendini sömürtmediği. işte bu türk karıları açlıktan geberir orda.
iffetli, insan gibi, sadece kocasına aşık, evine ve çocuklarına bağlı kadın olmak nerdeyse imkansız. Ama " özgür kız" felsefesinde, kerhanede, pavyonda, işyerinde erkeklerin şehvetli bakışlarına ve sözlerine maruz kalmak, sokakta kendini pazarlamak, on kişi ile ilişki yaşayıp, evlendiği adama " hayatımın tek erkeği sensin " demek, bekaret ameliyatı olmak, zina yapmak, üç kruş kazanıyor diye kocaya asi olup boşanma davaları ile adliye koridor larını doldurmak kadınlıksa çok kolay. Sürüsü ne bereket.
türkiye'de erkek olmak kadar kolay değildir.
açığa dökmek gerekirse geleneksel türk aile yapısında erkekler kadınlardan daha fazla önem taşır,
yetiştirilmek anlamında daha özenli davranır bu türk aileleri.
çünkü soylarını idame ettirme açısından bir erkek çocuğa ihtiyaçları vardır ve mühimdir bu.
kadınlar ise yalnızca farklı bir aileye - geleneksel deyimiyle "el oğlu"na - gelin gitmekten başka bir tanım bulamaz kendisine.
şu an bile anadolu'ya, iç kesimlere gidip baktığınızda bu durumu hali hazırda böyle görebilirsiniz. bazı kız çocukları daha şanssızdır ki aileleri okutmaz direkt evlendirmeyi yeğlelerler.
anlayacağınız zordur türkiye'de kız çocuğu olarak doğmak, kadın olmak.
bir kadın tek başına akşam vakti sokağa çıkmaz, çünkü bir erkek tarafından tacize uğrama olasılığı %1000'dir.
bir kadın olduğu gibi gözükmektense olması gerektiği gibi davranmak mecburiyetindedir. çünkü elalem denen ayaklı dedikodu sistemi buna karşı çıkacaktır. ve ailesine bu gitsin istemez. özellikle ailesinin de elaleme itibarı yüksekse. o zaman işler daha zordur. fakat aynı noktada bir erkek suçlanmaz, çünkü erkek oluşunun verdiği bir haklılık payı vardır, anlamsızca zühur eden. erkektir ya hani.
bir kadın ın meslek sahibi oluşu değil, evlenip anne oluşu itibarlıdır. bu ülkede.
bir kadın her türlü istismara uğrar; sözlü, fiziksel, manevi. neden istismara uğradığı düşünülür ardından, öncelikle kıyafetine adabına bakılır. bir kadının tahrik edici oluşu yeterlidir uğradığı istismarı olur kılabilmesi için.
erkeklere göre ise kadın "elde edebilirliğine göre" tanımlanır.
kadın herkese göre farklıdır. kendine "kadın" olmak ise bu tanımlar arasında boğulmadan, kaybolmadan yaşamayı gerektirir.
kolay mıdır?
asla.
bir erkek "aşırı sevgi"den öldürüyor mesela kadını.
sonra bir erkek çıkıyor, bakın 14 yaşında "kız çocuğu"nu başına taşla vurup bayıltıyor ardından alışılagelmiş o durum hasıl oluyor. mahkemede ise saygın tutumundan ötürü 14 yılcık olan bu TECAVÜZ'ü 11 yıla indirgeniyor. yaptığı çok saygınmışçasına.
sonra garip bir erkek çıkıyor. bu değer deniz davası. bilir misiniz bilmem. değer deniz'i öldürüyor bu erkek, savunması ise "olmayan" erkekliğine laf edildiğini öne sürüyor.
sonra bir kadın çıkıyor, katlanılamaz hale gelmiş duruma isyan edercesine yazıyor.
ayşe arman;
--spoiler--
AVAZIM çıktığı kadar bağırmak istiyorum.
Bu ülkede kadınları birer birer öldürüyorlar.
Erkekler öldürüyor.
Tecavüz ediyorlar, bıçaklıyorlar, boğuyorlar, yakıyorlar, vahşice katlediliyorlar.
Tıpkı Özgecan’a yaptıkları gibi.
Ve bunları yapanlara bir halt olmuyor.
Bir şekilde, hep paçayı kurtarıyorlar.
Kadın dernekleri ellerinden geleni yapmaya çalışıyor, ama onların da gücü sınırlı.
Medya desen, güzelse ölen kadın, gençse haberi bir süre devam ettiriyor. Ya da haberi çarpıtıp veriyor. Kadın yalnız yaşıyorsa, başına bunun gelebileceğini söylüyor.
Anlıyorsunuz değil mi?
Tecavüze uğrayan kadın, öldürülen kadın ama suçlu olan da kadın!
Erkekliğin kadınlığa bakışı sakat bu ülkede. Evde oturacak, yemek yapacak, kocasına itaat edecek, üç çocuk doğuracak...
Erkek egemen zihniyet, her yanımızı sarmış durumda.
Zaten adalet de erkek bu ülkede!
Erkek egemen adalette, tecavüzcü erkek katillerin cezaları iyi hal indirimiyle, onunla bununla kuşa dönüyor.
Ölen kadın ise öldüğüyle kalıyor!
Acılı analar-babalar, evlatlarını toprağa gömdükten sonra hayatlarına yarım olarak devam ediyorlar.
Ve bu sürekli tekrarlanıyor.
Kadın kıyımı bu ülkenin normal, sıradan bir gerçeği artık.
“Eğitimsizlik” diyoruz, “Erkek egemen toplum” diyoruz, “Siyasi iktidarın kadına bakış açısı bunları körüklüyor” diyoruz...
Diyoruz ama kadınlar ölmeye devam ediyor!
Biz de hayatımıza devam ediyoruz.
Nasıl bir ülke burası... Nasıl!?
--spoiler--
yazılıyor,
çiziliyor,
hayata devam ediliyor.
bitiyor mu? ASLA.
son olarak beni en delirten olay,
inşaatta çalışan bir erkek 20 yaşında bir kadınla internette tanışıyor, telefonlaşıyorlar, ve diyarbakır'da buluşuyorlar. buluşmanın ardından erkek, kadını silah zoruyla istanbul'a götürüp çalıştığı şantiyede bir hafta boyunca cinsel istismarda bulunuyor. ardından yeniden diyarbakır'a götürüp 3 gün boyunca bir evde yine aynı iğrenç duruma devam ediyor. kadın uygun bir fırsatını bulup polise sığınıp şikayetçi oluyor, adam tutuklanıyor kadın da sığınma evine yerleştiriliyor.
ardından mahkeme günü geliyor. o süre boyunca cinsel istismarı, silah zoruyla kaçırışı falan 42 yıla tekabül ediyor, savcının hazırladığı iddianame itibariyle. adam bu duruma karşı çıkıp tamamiyle hiçbir şeyi zorla yapmadığını, kadının kendi isteğiyle istanbula geldiğini daha sonra yine kendi isteğiyle olayların gerçekleştiğini beyan ediyor. kadın, adamın defalarca kendisini dövdüğünü, zorla ilişkiye girdiğini ve ölümle tehdit ettiğini söyleyip sanıktan şikayetçi olmadığını, dava ile ilgisinin bitmesini istediğini söylüyor. korktuğu için. mahkeme de bu durum karşısında yalnızca adama ruhsatsız silah taşımaktan 1 yıl ceza veriyor, ama hayır, yine saygın tutum vakası sayesinde 10 aya iniyor bu ceza.
bu kadın o diğer kadınlar gibi, hayatına acı çekerek devam edecek, yaşadığı her güne o günleri hatırlarcasına lanet edecek.
bunların hepsine pes!
diyor bazı kadınlar da.
onlar da aşağılanıyor.
özgürlükten kasıt dilediğinle yatıp kalktıktan sonra orospu damgası yiyip gelip burada kendini bir şekilde haklı çıkarmaya çalışmaksa sikeyim senin özgürlük anlayışını. eğer öyle olsaydın gelip burada dert yanmazdın. sen dik dur eğri kendini belli eder. zaten asıl önemli olan dik duramamak. dik numarasına yatıp yamulduğunun farkına vardıktan sonra çirkefleşmekse iş, al o malını milletin boynuna as.
hem erkek hem kadınların en çok meşgul olduğu cinsiyet kimliğinin sorumluluğunu taşımak zorunluluğuna maruz kalmaktır.
değerler çerçevesinde cinsel kimliğini bilerek tanıyarak saygı duyarak sahip olduklarını benimseyerek yetiştirilmiş birey kadın ya da erkek olsun sadece insani değerler, erdemler ve toplumsal kazançlarla ilgilenecektir ve kadın - erkek olmak ayrımcılıktan etiketlenmekten stigmatize edilmekten, vicdani mahkumiyetlerden kurtulacaktır.
Bu başlığı açmadan başlık var mı diye aradığımda 'Türkiyede kadın olmak' yazdığımda çıkanlar şu şekildedir. (bkz: https://galeri.uludagsozluk.com/r/955952/+
işaretlediklerimin hepsinde kadının cinsel obje olarak gören sadece sex metaryeli olarak bakan sapkın zihniyetler görmek mümkün. Daha bir şey yazmaya gerek yok Türkiyede kadın olmak bakın şu sözlükte açılan başlıklardan ibarettir.