sevişmezse kezban, sevişirse yollu, kürtajı seçiyorsa katil... diye devam eden yaftalamaların, etiketlerin hedefi kadın...
özellikle özel sektörde hamile kalınca işten çıkarılan, doğum sonrası 6 ay süt vermesi gerekirken 8 hafta süt izni verilen kadınların haklarını savunan yok şu günlerde. neresinden tutarsanız yamuk bu düzenin tek derdi kürtaj ve sezeryan olmuş durumda malesef. tüm bu tartışmaların ortasında hala üzerlerine uygulanan manevi ve gerçek şiddetin tam ortasında yaşamaya devam ediyor.
''kızını dövmeyen dizini döver'' gibi bir söz aslında herşeyin başladığı yerken ve kadın 21.yy.da hala seks objesi olmaktan kurtulmamışken, ticaretin-siyasetin- televizyonun-sosyal medyanın etinden sütünden yaralandığı birşeyken konuşulan sığ tartışmaların kime ne faydası var diye sormak istiyorum?
Mesela diyorum;
bu gece bir delilik yapsam!
Bıraksam mutfakta biriken bulaşıkları,
çeksem arkamdan kapıyı,
Kadın başıma,
gitsem bir meyhaneyi dağıtsam!
Fonda bir masa,
Arkada Sezen'in şarkıları çalsa!
Ben ağlasam...
Şişenin dibine dibine vursam!
Mesela diyorum;
sokaklardan bütün erkekleri kovsam!
Bu gecelik evlerinde otursalar.
Korkmadan dolaşsam bütün şehri,
Kimse dokunmasa bana,
Bir sandalda sabahlasam.
Alabildiğince kadın,
alabildiğince özgür olsam.
Küfür etsem ağız dolusu, utanmasam,
Şehre isyanımı haykırsam.
Kim bilir kaç kere satılmıştır, bu dünyanın anası!
Mesela diyorum;
bu gece de ben babasını satsam!
Mesela Yani
Mesela diyorum... *
en güzel ve genel tanımını can yücel yapmıştır. bu çizgilerin dışına çıkınca ya baba evinde mutfağa girmemiş ya seksten anlamıyor ya da usul erkan bilmiyor demektir. seksten anlıyorsa, orospu; usul erkan biliyorsa fazla oynak; elinden iyi iş geliyorsa da, evin hamalıdır. ve aynı zamanda ölmesi an meselesidir. trafikte yalpa yapan aracın şoförü hiç şüphesiz hatundur. caddede sigara içiyorsa da motordur. cinsel ilişkide, orgazm olup olmaması maymunun sikinde değildir. akşam saati parkta koşu yapanın da hatun olduğunu hiç sanmam.
