birincisi, meseleye laisizm/sekülerizm/kemalizm/atatürkçülük açısından baktığımızda teorik olarak açılmasında bir sorun yoktur. mesela almanya'da hristiyan demokrat partisi vardır. bu laikliğe ve anayasaya aykırı da değildir. ancak laikliği avrupa'dan alan türkiye'de kurulmak istenen bir partinin adında, misyonunda, çizgisinde 'islam' lafzı ve anlayışı bulunması yasaktır. bu anayasaya ve laikliğe aykırı olarak gösterilmektedir. ilk açıdan baktığımızda, özgürlükçü, demoktarik olan mevcut laik sistemin, görüşü ne olursa olsun, bir ideolojiye, düşünceye sınırlama, engel koyması kendisi ile çeliştiğini gösterir. aslında 'islam'a karşı özel bir duruş vardır. örneğin, mevcut sistemle uyuşmayan, hatta çelişen 'komunizm' yasak değildir, zira bu ülkede resmi olarak bir komünist partisi vardır. fakat yine mevcut sistemle uyuşmayan siyasal islamın parti haline gelmesi mümkün değildir. islamın siyasal yönünün olmadığını düşünebilirsiniz ya da islamın hak düzen olmadığını da düşünebilirsiniz yahut islamın siyasal yönünün insanlığa zararlı olacağını da düşünebilirsiniz ancak bunların hiçbiri islam'ı yasaklamanıza, islam'ın siyasal olarak bir karşılığı olmasına engel değildir. islam partisi kurmanın yasaklanmasının hiçbir islami/insani/vicdani/siyasi/hukuki/sosyal gerekçesi olamaz. bu yasak teorik olarak laikliğe de demokrasiye de aykırıdır. birbiriyle çelişen bir çok görüşün partisi açılabiliyorken, islam partisi açılamıyor. zaten düşünceye dahi 'suç' diyen bir sistemden 'islam partisi'ne yasal olarak müsaade etmesini bekleyemeyiz. mevcut statüko özgürlükçü, demokratik olduğunu iddia ediyorsa hem kendi anlayışıyla, düşüncesiyle çelişki içerisindedir hem de çifte standart yapmaktadır.
ikinci ve önemli olan açı ise, islami açıdan islam partisi kurmada sorun olup olmadığıdır. önce islamın siyasal/hukuki bir yönünün olup olmadığının idrakine varmamız gerekir. bu da gayet açıktır. zira bu dinin peygamberi islam devleti kurmuş ve başına geçmiştir. ayrıca düşünsel/teorik olarak bu anlamak için de kuran'a bakmamız gerekmektedir. zaten kuran'ı bir kere okuyan biri bunu anlayacaktır ki, kuran hayatın her alanına dair, askeri/siyasi/sosyal/ekonomik/insani/... görüşler, tavırlar bildirmektedir. bütün bu görüşlerin, tavırların, yaşam biçimlerinin tatbiki için de bir devlet gerekir ki zaten bir anayasa kuran ile kontrol edilmiyorsa, kuran'a rağmen değişip, uygulanıyorsa o anayasa islama aykırıdır. çünkü allah'tan başka hüküm koymak, küfürdür ve bu yetki de insana verilmemiştir. kuranda onlarca ayette insanlara hevasına, nefsine göre hüküm veremeyeceği, yeryüzünde hüküm verme yetkisinin yine onu yaratan allah'a ait olduğu bildirilmektedir. ki bütün bunları reddiyorsanız dahi maide suresi 44. ayette yer alan "kim allah'ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, işte onlar kafirlerin ta kendileridir" buyruğunu göz önünde bulundurmanız gerekmektedir. trafik kurallarından, anayasanın en baba maddelerine kadar kuran ile çelişen, bağdaşmayan bir hüküm vermek küfürdür. bunu kuran söylemektedir. dolayısıyla islam toplumunun anayasası kuran olmalıdır. bu anayasayı oluşturmak için de islam partisi kurulabilir, ancak islami ilkelerden taviz vermemek şartıyla. mevcut sistem siyasal anlamda lafzen ve anlayış olarak 'islam'a engel koyduğundan bu engel kalkmadan islam partisi kurmak, ilkelerden taviz vermek demek olacağından islami değildir. ancak mevcut sistem islam partisine engel koymaz ise, ilkelerini, görüşlerini özgürce ifade etmelerine sınırlama getirmez ise islam partisi kurulabilir, hatta kurulmalıdır.
olaya ikinci açıdan, islami açıdan bakıyorsanız islam partisi kurmak gerektiğini, bunun içinde mevcut sistemin sınırlamalarının, engellemelerinin meşru olmadığının farkına varırsınız. yok eğer meseleye laiklik/atatükçülük açısından bakıyorsanız, yine islami bir harekete siyasal olarak engel koymamanızın teorik anlamda laiklikle, demokrasiyle, atatürkçülük ile, özgürlük anlayışı ile çeliştiğinin farkına varırsınız.
