türkiye cumhuriyeti'nde devlet eli ile yapılan sansürdür.
yıllarca sansür yüzünden eleştirdiğimiz çin, iran gibi yaşamaya mahkum ediliyoruz. devlet işine gelmeyen sayfaları engelliyor ve bunu sadece izliyoruz.
hani internet özgürlüktü?
artık bir şeyler yapılması gereken yasaklardır. önce porno sitelerle başladı bu yasaklar. o zaman da aynısını söylemiştim; ''inanın ya da inanmayın ama girmediğim halde yine de yasaklanmamalı'' dedim. ''bugün pornoyu yasaklayan yarın da sizin sevdiğiniz bir şeyi aynı gerekçe ile, sırf kendisi yanlış buluyor diye yasaklar.'' dedim ve yasakladılar da. ''35 yaşında bir adam çıplak kadın vücuduna bakmak için izin mi alacak yani devletten?'' diye soruyordu mesela kaan sezyum bu hafta penguen' de. şimdi bir bakın geldiğimiz duruma; youtube yasak, metacafe yasak, google' ın bir bölümü yasak ve bu yasakların artmayacağını da kimse söyleyemez.
dün twitterdan birisi şunu yazmıştı; Şaşırmamak normal, kanıksamak değil. Artık şaşırmıyor olmamız da devlet ayıbı lakin kanıksıyor olmak bizim ayıbımız.
her şeyi o kadar güzel özetliyor ki bu cümle. yani o kadar alıştık ki artık ses bile çıkarmıyoruz, umursamıyoruz. işte asıl tehlike, asıl sorun bu. umarım harekete geçme zamanının geldiğini fark eder artık herkes. sadece internette değil hayatın her alanında yapıyor akp bunu. mesela sigaranın, alkolün mozaiklenmesi olayı. mozaik işin bahanesi; asıl amaç alkollü sahnelerin çekilmesini önlemek. hiçbir yönetmen mozaiklenecek bir sahne çekmek istemez dizide, çekmiyorlarda artık zaten. ister istemez sormak gerekiyor işte o soruyu; tehlikenin farkında mısınız?
video paylaşım sitesinde bir bir kaç sakıncası video için bütün o sitenin erişimini engellemek. buradaki zihniyet gerçekten trajikomik. bizim için değer teşkil eden bir şeye hakaret içeren videoyu kaldırtmak yerine o siteyi yasakladığınızda neyi başarmış oluyorsunuz? izleyen izliyor. dünyada türkiye den ibaret değil. o değerlerimize hakaret hala orada. bizim başımız ise kumun içinde.
alkol, sigara konusunda durum bundan farklı. öztenti toplumu olduğumuzdan dizilerdeki kahramanların sigara, içki içmesi özellikle kişiliğini bulma aşamasından gençleri olumsuz yönde etkiliyor. polat alemdar atmosfere sigara dumanını salarken onu bir bok sanan zihniyete bu atmosfere salınan sigara dumanı hoş gelir. sigara, içki sana göre kötü değilse sadece öperim alnından.
ikinci abdülhamit dönemini yaşadığımızı düşünmeme vesile olan hadise.(o zamanda da basına, gazetelere geniş sansür uygulanmıştır) hep bu ülke bir adım ileri iki adım geri mi gider? ne mehteranmış be.
Türkiye de genel olarak sansür uygulanan mecralara baktığımızda bunlar;
1-hala büyük bir kesimin tabu olrak gördüğü cinsellikle ilgili siteler
2-halkın bir takım değer yargılarını sorgulanmasına ve bazı noktalarda ahlakla ilgili endişelere yol açmasına neden olan platformlar
3-türkiye yönetiminde baskın olan iktidar ve yandaşlarının otoritesini sarsacak ve onları küçük düşürecek yerler
Yapılan bir araştırmaya göre Türkiye'de özellikle 18-24 yaş aralığı,yani genç kesim dediğimiz topluluk interneti arkadaşlık ve cinsellik sitelerinde zaman harcayarak geçiriyor.Yani bu kesiminin büyük bir oranı interneti böyle görüyor.Oysa internet neredeyse dünyadaki bütün bilgilerin yer aldığı ucu bucağı olmayan,bir çeşit uzay.Naasıl ki dünyada da iyi ve kötü olan şeyler varsa internete de dünyanın başka bir yansıması olarak bakarsak burada da iyi ve kötü olan şeyler olacaktır.Fakat bunu,nasıl kullnadığımız belirleyecektir..Toplumun genel karekterine baktığımızda,dinsel ve ahlaki sınırlamaların da etkisiyle cinselliğe epey meraklı bi toplumuz.internette bu mecraların çok fazla olması sebebiyle,Türkiyede en çok bilgi ve düşünce üretmesi gereken insanlar buralarda o kadar çok zaman harcıyorlar ki,akıllarına bunlarla bozar hale geliyorlar.Bunlarla haddinden fazla ilgilenilmesi beynin bazı kanallarını tıkıyor.Dolayısıyla genç kesimin eğitim,bilinçlilik,irade,ahlak ve bilgi düzeyine baktığımızda aslında bu sansürlerin çok ta isabetsiz olmadığı savunulabilir.Fakat bunları bastırmak daha da körükleyeceğinden eğitim ve bilnçlndirilmeye yönelik daha kapsamlı ve kaliteli çalışmalar yapılmalıdır.
Evet,internet yerleşmiş bazı inanış ve düşünüşlerinde sorgulanmasına yol açtığından bu bazı kesimlerin işine gelmiyor diyebiliriz.Çünkü birileri bazı şeylerin sorgulanmasını istemiyor.Hep aynı kalalım istiyorlar.Bu da Türkiye'nin belli bir düzeyde kalıp,2 ileri 1 geri gitmesine sebep oluyor.Oysa gelişim ve ilerlemenin temel unsuru sorgulamadır.eğer bunun yolunu kapatırsanız hayatın her alanındaki gelişmeleri de sekmeye uğratırsınız.
Tabii burada şöyle de bir şey varki,artık çağımızın bir gereği olarak herşeyin internette yapılıyor olması,siyasileri de kendilerini bu alanlarda arayışlara itiyor.Fakat iktidar partisi,zaten yazılı ve görsel medyada kendi düşüncesinde olmayanı dışlarken bu yavaş yavaş internet ortamında da kendini göstermeye başlıyor.işte bu bir tehlikedir.Telefonların dinlendiği,insanların özel yaşamlarının rahatça ihlal edilebildiği bir ülkede yaşıyoruz.Bu ister istemez internet ortamına da yansıyacaktır.insanların internette bile yaptıkları şeyler hayatlarında aleyhlerinde delil olarak kullanılabiliyor.Nitekim br öğretmenin facebookta refereandumda hayır oyu vereceğini söylediği için görevinden alınması şüphe uyandıracak,çarpıcı bir örnektir.
Elbette internette belli bir kontrol mekanizması olmalıdır.Ancak bu mekanizma kesinlikle tarafsız olmalıdır..
lan ülkede ne kadar porno sitesi varsa yasakladınız. hiç olmazsa sevgilisi olmayan gençler oradan porno izleyip osbirr çekmek suretiyle işlerini görüyordu. napsın bu gençlik gidip milletin pencerelerinimi dikizlesin, kadınların etek altlarınamı baksın. yoksa direk tecavüzemi yeltensin. ayıptır, günahtır. allah tan dns ayarları değişiyor da giriyoruz yine sitelere.
recep tayip erdoğan iktidara geldiğinde ilk icraatı neydi, yazılı ve görsel basında ne kadar muhalif varsa ya işinden etti ya da bir şekilde bunların kalemlerini değiştirdi. Hatırlayın ciner grubunun, nasıl çalık grubunun eline geçtiğini, nasıl bankalardan emir üzerine krediler verildiğini, ve bu süreçte hangi programların yayından kaldırıldığını, örnek verirsek; olacak kadar şuanda yayınlanmayan programlar arasında, sebebi iktidarı eleştirme cesaretini kendinde bulan ender programlardan olması. Tüm bunlardan sonra recep tayip erdoğan kendi medyasını inşa işine girişti ve bunda da başarılı oldu bugün ergenekon'da insanlara iftira atan, telefon konuşmalarını utanmadan yayınlayan yine kendi medyası, hatta bazılarının isimleri skandallara karıştığı için isimlerini değiştirdi, recep tayip Erdoğan baktı ki kendi medyası yetersiz; önce adult tarzı sitelere el attılar, bir bir kapatmaya başladılar, sebebiyse aşırı müstehcenlikmiş (filtre programları, başka önlem yolları yokmuş gibi) ısınma hareketlerinden sonra, bu seferde gençlerin düşüncelerini, fikirlerini açıkladıkları ve bir takım noktalarda etkili oluduğunu gördüğü sitelere el atmaya başladı. Asıl amaç ise; ne müstehcenlik, nede çocuk ve terbiye tek amaç muhalefeti susturmak nerde olursa olsun, internet olsun, basın olsun. bundan sonra kendimizi buna hazırlayıp, bizi yöneten zihniyeti iyi belleyip, ona göre hareket etmeliyiz.
bazıları diyecek ki devletimiz bizi düşünüyor, koruyor kolluyor, bazı siteleri de bu yüzden kapatıyor; lütfen kimse beni düşünmesin, bana adam gibi bir eğitim verip, haber alma hakkımı, düşüncelerimi açıklamamı engellemesinler de. ben neyin iyi neyin kötü olduğunu bilirim ve çevremdeki herkesi uyarmayı görev bilirim. ama siz benim düşünmemi engelleyip herşeyi benim yerime düşünürseniz, ben afallarım elim ayağım birbirine dolanır. iyisimi siz beni bana bırakın...
-her türlü porno sitelere girebilen insanların sansürü konu alan propagandası.
-sevgilisi olmayan gençlerin bilgisayar ekranını siktiği yada ekrana verdiğini sanan kişilerin entry girdiği başlık.
-ileride çocukları orospu yada pezevenk olacak insanların sıkıntısıdır.
-aslı sansür değil filtredir.
-isteyenlerin yine çocukları yada kendileri için porno içerikli sitelere erişebilmesini sağlayan ama istenmediğinde buna engel olmak için üretilmiş bir filtredir. ne derece başarılı olacağı-olduğu tartışılır.
-insanların özgürce dolaşıp sohbet ettiği, koştuğu, çocuklarıyla oynadığı şehirlerimizin az kalmış yeşil alanları yada suni yeşil alanlarının muhakkak bir kenarında, "amına koduumun evladı niye beklettin lan" "yarraam geldik işte" "anasını siktiğimin evladına bak ne yaptı" gibi muhabbetlerin dönmesini sağlayan "güya özgürlüğe" kenarından bir ayardır.
halkın kendisini yönetmek için seçtiği kişiler, halka cahil muamelesi yaparak hangi bilgiye ulaşıp hangi bilgiye ulaşamayacağını söylemesi demokrasiye aykırı olduğu gibi insan hakları ihlali kapsamındadır.
taksim de "hepimiz haydar'ız" diye yürüyen, yurdum ergenini ayağa kaldıran, "iran mı olacağız" diyen amcaların/teyzelerin tekrar ekranlara dönmesini sağlayan, en önemlisi de bu saydıklarımın münasip yerinde patlayan filtre uygulamasıdır. ayrıca başımızdakiler hangi bilgiye ulaşıp ulaşmayacağımızı belirlemiyor, ulaşmak istemediklerimiz yahut çoluk çocuğumuzu uzak kalmasını temenni ettiğimiz verilere "kendi tercihimizle" filtre konuyor.
halen algılayamamak çok kötü. allah vermeyince vermiyor işte kimine...
başlığın sol farame sansürüne takılması sebebiyle pek konuşulmamış olabilir. ama artık ileride internete özel programlar yükleyerek anca girebileceğimizin işaretidir bu internet sansürü.
zaten olmayan hızın parasını çatır çutur alam bi iseseniz de varsa tadından yenmez.
