Hukuk felsefesi yapmak, hukukun mühendisi olabilmektir.
Felsefe her şeyin özüne gitmeye çalışır.
Neden, niçin sorularının cevabını arar. Türkiye'de hukuk felsefesi hukuk fakültelerinde okutulmakla birlikte bu konuda gerçekten uzman olan herhangi bir öğretim elemanı bulunmamaktadır. Dünyaca isim yapmış hiç bir Türk hukuk felsefecisi yoktur.
Hukuk felsefesi dersleri tüm fakültelerde notların ezberlettirilmesi suretiyle öğretilmeye çalışılır. Dolayısı ile hiç bir şey öğrenilmeden geçilir. Bir bilimin felsefesini öğrenmemek demek o bilim dalının teknisyeni olmak demektir. Benzetme yapmak gerekirse, bir mühendisin radyo yapmayı bilmek yerine, düğmesini açıp kapatmayı bilmesi gibidir.
Hukukta da felsefenin bilinmemesi, hukukçuyu ancak teknisyen seviyesinde tutar. Hukuk mühendisi olamaz. Hukuk teknisyenlerinin bu kadar yoğunlukta olduğu bir ülkede de, hukuki aksaklıkların izahını yapmak hiç de zor olmayacaktır.
Acilen bu konunun ele alınması gerekir. Gerekirse yabancı ülkelerden dünyaca tanınmış felsefecilerden ders vermesi sağlanarak hukuk bilimcileri yetiştirilmelidir.
hatırlanacak olursa, I. ve II. Dünya Savaşından kaçan Alman bilim adamları Türkiye'ye gelerek burada hukuk ve tıp alanında çok önemli bilim adamları yetiştirmişler ancak o nesil artık yok olmuştur.
Örneğin Prof. Hilsch Türkiye'ye hukuk metodolojisini öğreten kişidir ve bu alanda ilk kitabın sahibidir. Halen bu konuda başka kitap bulunmamaktadır.