milletçe kendimizden farklı olana tahammül edemiyoruz. "ben yaparım, karım yapamaz." kafasında siyaset yapıyoruz. türkiye çoktan bölündü, insanları bölündü. gruplandık, 4 gruba ayrıldık.
fetullah, diğer cemaatler ve diğer şeriatçılar bu hoşgörüsüzlük yarışında zirveye oynamayı geçtim açık ara öndeler. "islam hoşgörü dini." derler. tamam, doğru. islam harika bir din ama şu bahsedilen müslümanlar nerede?
milliyetçiler, bu arkadaşlarımız da hoşgörüsüzlük yarışında 2. sırada. kürt sorununun çözülmesine körü körüne karşı olmak yanlış. ben de rahatsız oluyorum ama bir bakıyorum yapılanlar mantığa uygun mu diye. zaten kafatasçılıklarıyla ilgili söylenecek hiç bir şey yok.
chpli pasif agresif muhalifler ve diğer sol partilere bakacak olursak... öncelikle neden ikisini tek grupta topladığımı belirteyim: %10 barajı. sol bir partiyi destekleyen biri şu "faşizm" denebilecek %10 barajı yüzünden chp'ye oy vermektedir. başka seçenek mi var? neyse efendim bu kesim de belirttiğim gibi pasif agresif muhaliftir. "akp yaptıysa yanlıştır." mantığıyla hareket eder. hoşgörüden uzaktır, diğerleri kadar olmasa da...
bir de liberal kesim vardır ki, sayıca çok azdır. eşitlikten, özgürlükten, insan haklarından, birey olmaktan yanadır. bu kesimden ümitliyim.
en büyük hoşgörüsüzlüğü de ülkesini her fırsatta gömen Türkiye şöyle Türk insanı böyle diye aşağılayan zihniyet yapıyor..
dünyaya medeniyet öğreten bu ülke, mevlana hazretlerine yurt olan bu topraklar; hoşgörüyü de sevgiyi de dünya milletlerine ders niyetine verir..